Serdar Arseven

Serdar Arseven

Somali’den geliyorum...

Somali’den geliyorum...

Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanı Dr. Serdar Çam’ın daveti ile Somali’nin Başkenti Mogadişu’ya uzandık.
On yıllar boyunca savaşan daha doğrusu her zaman olduğu gibi savaştırılan Somali Müslümanları sersefil.
Buna rağmen, bir güzellik gördüm:
Bizim kadar gamlı değiller; gelecekten umutlular, bu kuraklık, açlık musibetinin “olumlu” tarafını görüyorlar.
“Türkiye gibi ataları yüzyıllar boyunca İslam alemine liderlik etmiş” bir gücü keşfetmiş olmayı artı hanelerine yazmışlar.
Yediden yetmişe herkesin dilinde “Recep Tayyip Erdoğan” var.
Bu yazıyı dönüş yolunda kaleme alıyoruz, “ayrıntıları” bir sonraki yazımıza bırakmış olalım.
Şöyle tepeden bir bakış:
Öncelikle, TİKA’nın, Türk Hava Yolları’nın ve TOKİ’nin ekiplerine hayranlık duymamak elde değil.
Özellikle 28 Şubat sürecinde devletin girdiği işleri halletmeyeceğine dair kesinleşmiş bir kanaat yerleşmişti bizde ve toplumun hemen tamamında.
Bu dönem gerçekten farklı; Sayın Erdoğan’ın kısa bir süre önce gerçekleştirdiği Somali ziyaretinin ardından verdiği talimatların harfiyen yerine gelmesi için inanılmaz bir motivasyonla çalışıyor ekipler.
Burası terörün kol gezdiği bir bölge, “yabancılar” güvenlik kaygısıyla pencere dışına burun uzatmaktan korkarken, TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam ile THY Genel Müdürü Temel Kotil, caddenin ortasında Somalililere selam vererek dolaşıyorlardı.
İHH’yı es geçmek ayıp olur. Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, İHH’nın yerinde tespit ettiği Pakistan Yardım Organizasyonu’nun başarısını yere göğe sığdıramıyordu.
Somali’de bunu biz de müşahede ettik; adamların gemileri yolda “korsan” tacizlerine uğramış, fırtınaya yakalanmış, ana direklerinde çatlaklar meydana gelmiş.
Geri dönüşlerinin de ne kadar sağlıklı olacağı meçhul.
Onlar bunların hiçbiri ile ilgilenmiyor.
Ekip önde gelenlerinden biri, limandaki “gemi” yoğunluğuna ve hatta açıkta bekleyen gemilerin fazlalığına dikkat çekerken,
“Biz Türkiye’den buraya ilk geldiğimizde hiç sıra beklemedik. Çünkü sıra yoktu!” diyor.
Kızılay da müthiş...
Limanın bir tarafını Kızılay, diğerini de İHH kapatmış.

TİKA heyetindeki motivasyona özellikle dikkat çekmek lazım; yaklaşık üç yüz kişinin katıldığı bir yardım koordinasyon organizasyonunda en küçük bir aksaklık bile yaşanmadı.
Kimin, hangi Somalili yetkili ile hangi mekanda görüşeceği önceden milimi milimine ayarlanmış.

TOKİ için ayrı bir başlık açalım; Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şahin ile ekip arkadaşları, alanlarındaki bakanlarla görüşürken, hastaneleri ne zamana kadar, nasıl yetiştireceklerini ortaya koydular.
Karşı taraf, “yer tahsisi” konusunda hafiften “yokuş” göstermeye kalktı ama ekip önceden hazırlıklıydı.
Bölge planlarını “şak” diye çıkarttılar ortaya, cihazlarını serdiler ve karşı tarafın öne sürdüğü “engellerin” nasıl aşılacağını ev sahibi bakanları şaşırtan bilgilerle ortaya koydular.

Türk Hava Yolları.
Sayın Genel Müdür Temel Kotil’i daha yakından tanıma imkânı buldum; her durumda üretilecek bir çözümü var.
Gazze gemisinin önünde bir müddet sohbet imkanı bulduk... Bu gidişimizde 2 tonluk bir VOR cihazı getirmişler.
Mogadişu havalimanının, uçakların inişini son derece riskli hale getiren eksiklikleri var, Sayın Genel Müdür “Piste inişimizde problem olmaz da, havaalanlarından yayın yaparak uçaklara gerekli bilgileri gönderen VOR cihazı şart. Bu sefer, ‘görerek’ indik. VOR cihazı inişlerimizi çok daha sağlıklı hale getirecek” diyor.
TİKA Başkanı Serdar Çam, THY Genel Müdürü Temel Kotil ve Büyükelçimiz Kani Torun, birlikte Somali Cumhurbaşkanı’nı ziyarete gittiler.
Dönüşlerinde Genel Müdür Kotil, “İnşallah” dedi: “Sayın Cumhurbaşkanları bir ay içinde kendilerine düşen hazırlıkları tamamlayacaklarını söyledi. Her gün uçak kaldıracağız buraya. Talep öylesine büyük.”
Erdoğan, Mısır’da “Dünya Lideri” olarak karşılanırken, Somali’deki ekibimiz çatır çatır çalışıyordu.
Sayın Serdar Çam, “Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ, iki ayda bir burada olacak. Sayın Başbakan’ımızın talimatıyla” hatırlatmasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı iki ayda bir “Somali”de.
Hatırlarsınız; Marmara Depremi’nin meydana geldiği bölgeye üç gün sonra intikal edebilmişti zamanın Ankara idaresi!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi