Ali Eyvaz

Ali Eyvaz

Yok ettiği canavarına dönüşme

Yok ettiği canavarına dönüşme

Oldukça yakın bir geçmişte “Allah devletimize milletimize zeval vermesin” sözünden daha siyasi ve derinlikli bir tutum almayı kendisi için riskli gören pek çok insanın bugün yukarıdaki cümleyi alaya almakla başlayan ve emperyalist talepleri dillendirmekle devam eden bir ucuzluk süreci yaşıyoruz.

Ülkesi için öne sürülen emperyalist talepleri dillendirmeyi politik ve entelektüel bir gereklilik kabul eden bu insanlar, orada burada “evet muhafazakarım ancak muhafazakarlığım şu şu gazeteleri okuduğum anlamına gelmez, üstelik kalıplaşmış dindar davranış biçimlerinden de hiç hazzetmem” şeklindeki ısrarlı çıkışlarıyla azgın bir fark edilme iştihası gösteriyorlar.
Bu tavır, havai bir genç kızın anasıyla kendisi arasındaki farkı bir solukta ve 12 kalemde zikretmesi gibi bir şey de değildir. Dolayısıyla masum görülecek ve “yakında geçer” denilecek bir yönü yoktur.

Kemalist elitin bir zamanlar kendileri için yaptığı aşağılamayı, şimdi dönüp kendinden olanlara yönelik olarak tekrarlayanların bu işi yaparken sıkça kullandıkları “Geleneksel Müslüman”, “Hacıbayram İslamı”, “Vatan millet dindarlığı” tarzı ifadelere bilhassa dikkat buyrulmalıdır.
Zira bu tür ifadelendirmeler, geçmişte Kemalistlerin marifeti olan “çember sakallı, kara silüetli” karikatür kahramanlarının, yeni-muhafazakar elitin gözüyle yeniden üretiminden başka bir şey olmasa gerektir.

Yeni-muhafazakarın dinle olan problematiğinin hem siyasi hem ekonomik ve sosyal gerekçeleri vardır. Çünkü yaşamak istediği ekonomik ve sosyal hayatı ve bu hayatı kendisine sağlayacak olan siyasi atmosferi kutsayacak bizatihi dini rasyonalizasyonlara ihtiyaç duymaktadır.
Dolayısıyla “Hacıbayram İslamı”, “Geleneksel Müslüman”, “Vatan millet dindarlığı” gibi hem aşağılama hem de kendini ondan uzak ve farklı gösterme hevesi, öyle bir tür ergen asiliği değildir.
Bu hem yaş olarak böyle değildir, hem de yeni tanışılmış bir fikrin sempatizanlığı üzerinden görgüsüzlük yapmak bakımından böyle değildir.
Zira sözünü ettiğimiz yeşil-Kalvenistlerin yaş durumu epey ileridir ve ortada öyle somut olarak savunulan bir fikir de yoktur.
Sadece içinde yer aldıkları ekonomik refahın ve bu refahı devamlı kılacak olan siyasi gerekliliğin, belirli bir politik örgütlenmeye ve herhangi bir siyasi partiye endeksli olmaksızın sürekli sağlanacağı elverişli bir dini ve kültürel yepyeni üstyapı kurumlarının üretimine inanmaktadırlar.
Bu yeni kurumların ne olduğu veya ne olması gerektiği konusunda en küçük fikirleri yoktur. Ancak söz konusu kurumlar üretildikçe, yeni-muhafazakar, bu kurumları sanki kendisi önceden tasavvur etmişçesine kabullenir ve gönüllü olarak içinde yer alır.

Peki geçmişte Kemalist ideoloji aynı üretimi yaptığında neden karşı çıkılmıştır? Çünkü Kemalizmin dinde reform denemeleri döneminde muhafazakarlar, herhangi bir ekonomik ve sosyal paylaşıma kabul edilmiyorlardı. Yalnızca yukarıdan buyrulanlara itaat etmeleri isteniyordu.
Bu yüzden muhafazakar için bu buyrukları duymazdan gelmek ve elde ne varsa onu tüketmekten başka çare yoktu.
Zaten Kemalizme de Batıcı bir ideoloji olduğu için değil, kaynakların paylaşım sorunu yüzünden karşı çıkıldığı artık iyice anlaşılmış bulunuyor.
Kemalizmin tasfiyesi sürecinde ittifak edilen liberal elitin siyasi görüşlerinin yeni-muhafazakarlar için yegane tayin edici kuvvet haline gelmiş olması bundandır. Zira kendisinin Kemalizme antiemperyalist bir saikle karşı çıkması gibi bir niyetinin olmadığı görülmüştür.
Hatta bugünlerde eski Kemalist cenahtan ve merkez medya figürlerinden pek çoğunun İsrail’in güvenliği için Türkiye’ye yerleştirilecek füze kalkanlarıyla ilgili olarak pek çok liberal yazarla ve yeni-muhafazakar otoritelerle olan dayanışması geçici ve tesadüfi bir durum değildir.

Öte yandan “Emperyalizmle mücadele, tam bağımsız Türkiye” gibi siyasi argümanların bir avuç darbeciye ve Sinan Aygün, Mehmet Haberal gibi figürlere hasredilmesinin de tıpkı Kemalistlerin geçmişte yaptıkları “çember sakallı, kara silüetli” karikatürleştirme yöntemlerinden bir farkının olmadığı açıktır. Hatta bu karikatürleştirmenin, yeni-muhafazakarlığın Kalvenist üstyapı kurumlarıyla destekleniyor olması, projenin ne yazık ki tutmakta olduğunun en açık delilidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Eyvaz Arşivi