Devlet emrinde çalışan katiller!

Devlet emrinde çalışan katiller!

Haberler birbiriyle bağlantısız olduğu için farklı sayfalarda yer almıştı ama bence hepsi aynı noktaya bağlanıyordu.

Kimi kamu görevlilerinin doğru olduğuna inandıkları politikaları hayata geçirmek için katillerle işbirliği yapmaları, tetikçi kullanmalarına.

PKK’nın kuruluşuna ilişkin tartışmalar herkesin malumu.

Uğur Mumcu o dönemde MİT’in oynadığı role ilişkin çok önemli bilgilere ulaşmıştı.

Ankara’da dün patlayan bomba PKK’ya atfedildi. Ama bombacının kimliğinden çok amacı önemli.

Başbakan Erdoğan’ın Başkan Obama ile görüşmesi öncesi gündemi belirlemek.

Ankara’yı kendi çizdikleri gündeme çekmek amacıyla yapılmış bir eylem de diyebiliriz buna.

Veya Türkiye’yi dünyada tamamen yalnız bırakacak kanlı bir çatışma ortamına sürüklemek isteyenler.

Medyadaki uzantılarının birden kan istemeye başlaması bu ihtimali güçlendiriyor doğrusu.

Burada PKK kadar, devletin emrindeki katiller de rol almış olabilir.

Nereden mi çıkarıyorum?

Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’in, 1996 yılında Başbakan Erbakan’a gönderdiği bir mektupta “Devletin emrinde çalışan 100-120 katil olduğunu” bildirmesinden.

Demirel, Ömer Lütfi Topal cinayetine de karışan bu şebekenin dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener’in bilgisi dahilinde faaliyet gösterdiğini belirtiyor.

Demirel, 3 Kasım 1996 tarihli mektubunda 3 özel harekatçının Ömer Lütfi Topal cinayetini video kamera önünde itiraf ettiğini, buna rağmen İçişleri Bakanı Meral Akşener’in talimatıyla Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin tarafından alınıp Ankara’ya götürüldüğünü ve sonra serbest bırakıldığını vurguluyor.

Ve şimdiki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.

Almanya’da bir grup gazeteciyle yaptığı gece sohbetinde Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin kuşkuları seslendiriyor.

Kaza hakkında bilgi sağlayacak kara kutunun vidaları sökülerek çalındığına işaret ediyor.

Olağan şüpheli kim?

Yazıcıoğlu’nun konuşup karanlık işleri afişe etmesinden korkan, devletin emrindeki katiller.
Ergenekon, Balyoz davaları, 12 Eylül Anayasa reformu, demokratikleşme yolunda atılan adımlar elbette önemli.

Ama devlet emrinde çalışan katiller devrinin tamamen kapanmadığı anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün sözleri bu katilleri yönetenlerin bir siyasi parti liderinin infazını verecek kadar pervasız olabileceğine işaret ediyor.

Çeteci devlet anlayışından hukuk devletine geçiş bir-iki reformla sonlanamayacak kadar zorlu ve sıkıntılı.

Yaşadığımız dönem, çetecilerin hem yurtiçinde, hem yurtdışında güçlü olduğunun göstergesi.

Onun için demokrasi süreci tamam havasına girmemek, mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek gerekir.

Belki bu sayede devlet emrindeki katillerin tüm cinayetleri ortaya çıkar.

İsrail işi umutsuz

The New York Times gazetesinin dünkü manşeti, Obama yönetiminin İsrail karşısındaki çaresizliğini gösteriyordu.

Filistin yönetiminin devlet olarak kabul edilmek için Birleşmiş Milletler’e başvurma kararına kızan Amerikan Kongresi’nin Cumhuriyetçi çoğunluğu Filistin’e gönderilecek 50 milyon dolarlık yardımı veto etmeye hazırlanıyordu.

Oysa bu para, İsrail’e terörist saldırıları önlemek amacıyla yetiştirilecek polislerin eğitimi için kullanılacaktı.

Dışişleri Bakanlığı çareyi Netanyahu’ya başvurmakta buldu.

İsrail Başbakanı, Amerikan Kongresi’nin üyelerini bu yardım dilimini serbest bırakma konusunda ikna etti.

Yani Obama’yı dinlemeyen vekiller Netanyahu’yu dinledi.

Böyle bir tabloda Washington’ın bırakın Filistin meselesini Ankara-Tel Aviv krizinde bir rol oynaması düşünülemez elbette...



iPhone5 geliyor

Teknolojiyi takip edenler ve Apple hayranlarının gözü iPhone5’te.

Amerikan internet siteleri ve twitter’daki bilgiler yeni iPhone’u 4 Ekim’de Steve Jobs’un yerine geçen Tim Cook’un tanıtacağını belirtiyor.

Bu arada dünyada ekonomik krizi takmayan Apple hisseleri hızlı yükselişini sürdürüyor.

420 dolar sınırına gelen hisse için uzmanların belirlediği hedef 530 dolar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi