Serdar Arseven

Serdar Arseven

Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

CHP, MHP, BDP...Ve Meclis açılıyor...
Çok önceden verilmiş sözlerden dolayı, hafta sonunu Adana bölgesinde geçirmek mecburiyetindeyim.
Adanalı “hemşehrilerim”, genel seçim öncesindeki yazılarımızdan ve tahminlerimizin yüzde yüz isabet kaydetmesinden pek memnun olmuşlar...
Sağolsunlar bendenizi ağırlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Adana dönüşü buradaki ahval ve şeraite yer veririz kısmetse.
Bugünkü yazımızda, Meclis’in açılışını vesile kılarak, “muhalefete” bir göz atalım dedik.
Aslında nesine göz atacaksın, tam manasıyla perişanlık.
Sanki, birileri CHP-MHP-BDP üçlüsünü bir blok halinde AK Parti iktidarının devamı için görevlendirmiş!..
Meclis’e boykot uygulayan CHP ve BDP, Başbakan Erdoğan’ın işaret ettiği üzere “tükürdüğünü yalamak” durumunda kalmışsa, buradan AK Parti’ye iyi ekmek çıkmış demektir.
CHP, “Yeni Anayasa” için komisyona üye vermeme tavrındaydı; o meselede de “tükürülenler yalandıysa” buradan da Tayyip Bey’e bir ekmek!..
CHP ve BDP arasında “Ergenekon-Balyoz” kaynaklı bir takım “ortaklıklar” olabilir de...
MHP gibi tabanı “sağlam” bir partinin tavanı da mı aynı eksende?..
Malûm Ergenekon tutuklusunu hem de Eski Lideri’nin memleketinden liste başı aday yapmak suretiyle o eksene katılmak, MHP açısından nasıl bir kazanç vaad ediyordu?..
Bugün faydaları toplumun kahir ekseriyetince özümsenmiş olan referandumluk Anayasa paketine “hayır” demek...
Ve bu “hayır”a karşı çıkan Ülkücü büyüklerini “hain, satılmış” ilan etmek hangi aklın ürünüydü?..
Yıllardır tabanıyla adeta çatışan MHP yönetimi, bugün hatalarını anlamış durumda mı?..
“Hâlâ” rejime dair endişeler dile getirmekte olan Oktay Vural, partinin bugünkü eğilimini temsil ediyorsa -ki edebilecek konumda- MHP’nin işi zor demektir!..
¥
Görünün o ki her üç parti de değişimi okumakta güçlük çekiyor.
Başbakan Erdoğan’ın yeni anayasa için “dokuz aylık” bir zaman dilimini öngörmesinin ardından, özellikle CHP kanadından yükselen tepkiler buna işaret.
“Boyacı küpü değil ki” diyorlar...
Uzun uzun müzakere edilmeli ve rejimi tehdit etmeyecek bir formül üzerinde mutabakat sağlanmalıymış!..
Rejim hangi rejim?..
Ortadoğu’daki dikta rejimlerinin çökmeye devam ettiği bir süreçte, Türkiye’yi kilitleyen “Bilmem ne izm”lerin ayakta kalabileceğini mi zannediyorlar?..
Milli Eğitim’de “izm”in dar kalıplarını yıkan adımlar atılıyor; ülke insanı siyasi yelpazenin neresinde yer alırsa alsın “tek adam”, “sorgulanamaz gerçek” kalıplarını reddediyor.
Babalar hane reisi değil artık.
Recep Tayyip Erdoğan da, “karizmatik lider tipi”nin belki de son örneği olarak, geçtiğimiz günlerde bir araya getirdiği İl Başkanlarından daha fazla inisiyatif almalarını, kendilerini merkeze ve il binalarına kilitlememelerini istiyor.
Artık iyice internet dünyasının geniş ufuklarına yelken açan bir medya ortamı ve geleneksel kalıplarda iş yapmak isteyenleri hızla iflasa, yok oluşa sürükleyen bir yeni ticaret anlayışı hakim.
Bu süreç CHP’yi yutar, MHP’yi yutar.
BDP gibi bir parti ise aslında zaten yok!..
PKK terör örgütüne yönelik kara operasyonlarının bu sefer başarılı olmasından, sivil İstihbaratla Ergenekon unsurlarından bir ölçüde arınmış Askeri istihbarat arasındaki sağlıklı işbirliğinin bizim açımızdan olumlu sonuçlar vermesinden dolayı iyice köşeye sıkışmış durumda.
Yeni denklemde PKK yoksa ki yok; BDP de yok!..
¥
Meclis’i yeni anayasa tartışmaları arasında açıyoruz.
AK Parti’nin pozisyonu belli...
Merak edilen; CHP ve MHP’nin sürece takoz koymak için aşırı gayret gösterip göstermeyeceği...
Aziz milletimiz bu süreçte “takoz koyma” girişimlerini yakından takip edecektir.
Değişime ayak uyduran kazanır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi