Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Altan Tan’ın cenazesi...

Altan Tan’ın cenazesi...

Bu nasıl kınama böyle? BDP’li Altan Tan! Milletle dalga mı geçiyorsunuz, Taraf’ta “kurşunun adresi belli olmalıydı” derken? Millet kan ağlarken alttan alttan PKK’nın sivillere yönelik saldırılarının sırtını sıvazlamak da neyin nesi?

İnsanların içi yanarken, doğamamış bir bebek, PKK’nın gömdüğü annesinin kolları arasında toprak olurken madem hakkı söylemiyorsunuz, gevezelik etmeyin en azından! Merhumlara saygınız olsun bari! Biraz adam olun, adam!


Olun diyorum... Olmazsanız olmayın yahu ne gam?


Şükürler olsun ki, herkese olduğu gibi, nasılsa size de ölüm var! Sayılı günlerimiz, bizim de sizin de tükenip gidecek! Er ya da geç sıra hepimize gelecek. İsteseniz de istemeseniz de Azrail(a.s) tepenize çökecek! “Altan Tan ölmüş, duydunuz mu!” diyecekler. Aileniz teneşir, kefen işlerine girişecek!


Salanız verilecek ardından!


Müezzinler “Filan oğlu Altan Tan’ın cenazesi... Filan camiden filan saatte kaldırılacaktır” diye haykıracak!


Bunun önüne geçmeye gücünüz yok!


Cenaze namazınız kılınacak! Ben imam olsam, sizin gibi bir “dönek” için imam olmam! Ama elbet biri namazınızı kıldıracak!


Alkışlarla gömüleceksiniz sonra! Sizinkilerin ardınızdan Fatiha okuyacaklarını sanmam!


Er ya da geç başınız “tannn” diye musalla taşına değecek! Manipüle edemediğiniz sual melekleri karşınıza dikilecek! Hesap sorulacak sizden! Şimdi desteklediklerinizin hiçbiri yardımınıza gelmeyecek!


Tek başınıza hesap vereceksiniz! Dilipak’ın ifadesiyle yaptıklarınız ve yapmanız gerekirken yapmadıklarınız... Söyledikleriniz ve söylemeniz gerekirken söylemedikleriniz bir bir önünüze dökülecek! “Keşke” diyeceksiniz! “Ah, keşke...”


Kim bilir, hesap defteriniz hangi taraftan verilecek? Mahşerde, omuz verdiğiniz “Marksist” hareketin diri diri gömdüğü o doğmamış çocuğa, “Hangi suçundan ötürü gömüldün?” “Hangi zalimler gömdü seni” diye sorulduğunda, küçücük parmaklarıyla sizi işaret edecek!


Öldürenlerle suç ortaklığının bedelini ödeyeceksiniz o gün! Katillerle aynı safta olmanızın bedelini... Kaçacak hiçbir yeriniz olmayacak! Destek verdikleriniz de olmayacak!


Bir intikam tutkusuyla kendinizi nasıl yaktığınızı o gün fark edeceksiniz! Uğruna iki dünyanızı yaktığınız şeye asla değmeyeceğini!


AK Parti muhalefetinin ve milletvekili olma hırsının sebeb-i hasâretiniz olduğunu o gün anlayacaksınız!


Emin olun anlayacaksınız!


Halinize ağlayacaksınız! Ağlayacaksınız halinize!


Şimdi bu yazdıklarımı dikkatle okuyun istiyorum. Şu PKK’lıların “özeleştiri” dedikleri şeyi kendi üzerinizde deneyerek! Samimi olarak düşünün! Bunlar için feda ettiklerinize bakın! Size kaybettirdiklerini düşünün! Üç günlük dünya hırsı için, milletvekili olma uğruna hakla bâtılı karıştırmaya, haktan cayarak bâtılın uşağı olmaya değer mi söyleyin?


Özeleştirim...


Şimdi şu Taraf’taki talihsiz yazısına (Taraf, 24 Eylül) baktığım zaman, yakın tarihte, egosunun esiri olmuş bu fukaranın sözüne ara sıra itibar ettiğime, inancı ve vicdanı olan bir adam gibi gördüğüme yanıyor, kendime kahrediyorum. İnanın her geçen gün biraz daha farkına varıyorum ki ne inancı var bunun, ne vicdanı, ne de adam!


Şimdi “Altan Tan out” dediğim, yazıya ilişkin, Tan yakınlarından gelen bazı soruları yerimin sınırlı olması nedeniyle özetle yanıtlayacağım.


Sizce Altan Tan’dan yana ümit var mı?


Kız çocuğunu diri diri gömeni gökteki yıldızların arasına taşıyana sorun. Bunu ben yanıtlayamam. Bu sorunun muhatabı kul Mehtap değil, Yaratan!


Tan takıntınız mı var?


Bu yazımla ilk kez hakkında konuşuyorum. Şu komik BDP’li gibi “tan, tan, tan” diye teneke çalmasa hakikaten dikkatimi çekmezdi bu adam.


Bu Tan düşmanlığınız ne?


Yanıtım sadece Lâhavle!


Bu yazıyı size kim yazdırdı?


Allah!


Aleyhinde konuştun da ne kazandın?


Vicdanım rahatladı yetmez mi?


Karşılığında AKP size ne ödedi?


Besleme görmek istiyorsanız bana değil, aynaya bakın! Pohpohladıklarınıza bakın, Kandil’dekilere bakın!


Neyinize güveniyorsunuz?


Gücünüzün yetmeyeceği birine... Rabbime...


BDP’lilere çatma yaşamazsın!


Çok da umurumda! Hiç yaşamadan öldürülen bebekler var. Ben çok bile yaşadım!


Tan iktidarda olsaydı...


Daha fazla çatardım!


Tayyip(Erdoğan) Tan gibi konuşsa bu kadar takar mıydın?


Erdoğan, yüreğimizde halkın değerlerine sahip çıktığı için değerlenen biridir. Bu evrensel değerlere sahip çıktığı sürece elbette desteklerim. Değerlerimizi takmadığı için Tan’ı takmam!


Müslüman bir hanıma yakışan, nezaketle uyarmaktır. Kendini şaşırmıştır adam belki de... Aklı karışmıştır...


Bu yazıdan sonra tek cümle dahi yazmam... Bu gün yazdım değerli sağduyulular, yeter öyle değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi