1- Güvenlik tedbirlerinde geç kalınıyor. Güvenlik adına yapılacak her şey ortada: Sınırlarda yapılacaklar, İHA’lar adına yapılacaklar, jandarma ve polis adına yapılacaklar... Bunları pek çok defa ayrıntılı biçimde yazdım.

2- Özgürlük, demokrasi ve ekonomik kalkınmada ilerleme olsa dahi istenen seviyede değil. PKK’nın istismar alanları acilen ortadan kaldırılmalı. PKK bunları kullanarak Kürt ayaklanmasını realize edip Arap Baharı rüzgarına paralel hale getirmek istiyor.

3- Kürt halkının iyice PKK saflarına savrulmasına sebep olacak olağanüstü hal hiçbir şekilde gündemde olmamalı. İnadına demokrasi inadına özgürlük.

4- İran-Suriye PKK’ya destek veriyor. İsrail ve ABD’nin derin Neocon yapısı Suriye’deki Kürt unsurların başlatacağı bir hareket ile Esad yönetimini bertaraf niyeti var. Suriye aşırı hedef gösterilerek Suriye’deki değişim konusunda Türkiye’nin savaşçı rol üstlenmesi amaçlanıyor. Bu arada Suriye’deki Kürt unsurlarının Kuzey Irak’ta olduğu gibi Kürt Özerk Bölgesi haline getirilmesi hedefleniyor. Suriye’ye karşı Türkiye’nin kullanılması planlanıyor olabilir. Şam yönetiminin demokratikleşmesi konusunda ısrar tamam ama Suriye ile savaşa girmek ve İsrail ve ABD’nin Suriye’de Özerk Kürt Bölgesi oluşturulmak isteniyor bunu görmek lazım.

5- Son saldırıyı İran’daki PJAK unsurları ile Suriyeli Kürt unsurlarının ağırlıklı olarak birlikte yaptıkları kesin gibi. Bizi çift taraflı organizasyonla çekmek istedikleri nokta bu.

6- Fehman Hüseyin’i Suriye’nin kullandığı düşüncesi çok sığ. Fehman’ı İsrail’in istekleri istikametinde hem Suriye hem de Türkiye’ye yönelik amaçları için kullanıyorlar.

7- Fehman üzerinden Suriye’de yapacakları operasyonlara zemin oluşturmak için Suriyeli Kürt muhalif Mişal El Tammo’yu öldürdüler.

8- Çift yönlü ve ayrı kurgulanmış bu sistemde, İran’la istihbarat paylaşımı açık bir intihar.

9- Ortadoğu’da liderlik söylemleri ve İsrail çatışması uluslar arası güçler tarafından Türkiye’ye haddini bildirme olarak döndü.

10- PKK’nın taşeron yanı ve bir platform oluşu. İçerdeki yapıların farklı ülkelerin çıkar ve hedeflerine hizmet eden saldırılar yaptığı unutulmamalı.

11- Bütün bu ekip Türkiye’de de “özerk” adı altında bir yapı için birleşmiş durumda. Bu en azından fiili olarak oluşturulunca edecek üçüncü özerk bölge.

12- Sonrası KCK sözleşmesinde yazıyor zaten. Dört bölgeden oluşan federatif Kürt yapı.

13- İran uyanık davrandı. Karayılan’ı bizim istihbaratımızla tavlayıp anlaştı ve DÖRT’üncü bölge riskini şimdilik öteledi.

14- İran ve Suriye’nin suçu yok demiyorum. Olayın komplikeliğini anlayın. Son saldırıda İran ve Suriyeli unsurların kullanılması iki ülke konusunda Türkiye’yi yanlarına çekmek isteği. Ama İran ve Suriye’nin emelleri el altında çabaları, Türkiye’yi rakip gören İran’ın PJAK’la anlaşması, verilen bilgilere karşılık doğru dürüst destek vermemesi de olayın başka boyutu.

15- Çukurca saldırısında istihbarat bilgileri sonrası üst düzey alarm durumuna geçip, tüm unsurları 24 saat uyanık hale getirmeyi gerekli görmeyen kişi Hakkari’deki tümen komutanı Tümgeneral Şenol Alparslan’dır. Askeri zafiyetin adresi burasıdır.

Büyük oyun bu. Şimdi Türkiye Tipi sığlıktan örnek vereyim:

Radikal Gazetesi dün manşetten “7 Korucu Neden Yoktu” başlığı ve “Çukurca’da 24 Erin şehit olduğu saldırıların başladığı noktada korucuların mevzileri terk ettiği ortaya çıktı” spotuyla, o 7 korucuyu hedefe koydu.

Başlığı okuyanın düşündüğü şu: “Hain Kürt korucular PKK’yla işbirliği yaptı 24 askerimiz şehit oldu.”

Peki gerçek böyle mi?

Araştırmadan önce haberin içeriğine baktım. Muhabir iyi bir gazetecilik yapmış. Evet Kaletepe’deki saldırıdan önce köy korucuları sözkonusu mevzide değillermiş.

Ama muhabir diyor ki; o noktayı 2 gün önce terk ettiler. Yani saldırı günü değil. İki gün önce koruculara emir verilmiş ve yine habere göre daha üst bir bölgeye göreve gitmişler.

Haberi muhabir doğru düzgün yazmışken, korucuların emirle 2 gün önce yerlerinin değiştirildiğini belirtmişken, Radikal nasıl o 7 korucuyu vatan haini gibi anlaşılacak bir manşetle verir?

Belli ki Radikal Gazetesi Yazı İşleri bunu taammüden yapmış. Korucular bugüne kadar bin 335 şehit verdiler. Bu şehitlerden önemli bir kısmını ailesiyle birlikte yok etti PKK...

Korucular o bölgede ailesiyle ölümü göze alan Kürtlerin varlığının bir simgesidir. Ama uzun zamandır belli Açılımcı Operatifler koruculuk sisteminin kalkmasına çalışıyor. Şu an kaldırılırsa o korucuların hepsi aileleriyle yok edilir, bölge tamamen PKK’ya teslim edilir.

Bizimkiler fotoğrafın büyüklüğünü, bütün her şeyi aslında “TEK Elin” yani İngiltere’nin organize ettiğini fark edemedikleri için bölgedeki her aktöre ayrı davranıyorlar. Asıl aktörü görmezsen hamleyi yapamazsın.

Bu sebeple sürekli açıklanan ama bir türlü yapılamayan yapısal adımlar atılıp PKK bitirilmeli. Hâlâ toplantıların, lafların anlamı yok.

Zaman dar, zemin kaygan, oyun büyük, açılımcılar ise korucularla uğraşacak kadar küçük...

Ah memleketim ah...