Dün itibarıyla 82 Anayasası ilga edilmiştir

Dün itibarıyla 82 Anayasası ilga edilmiştir

Dün saat 17.00 itibarıyla Türkiye’nin Anayasa’sı yok, Anayasa mahkemesi vardır. Verilen hukuk dışı kararla fiilen Anayasa askıya alınmış, ilga edilmiştir. Kimsenin bu kararı Hukuka uygundur diye yutturması mümkün değildir.

Anayasa’nın 148. maddesi açıktır. Anayasa değişikliklerini Anayasa mahkemesi ancak şekil yönünden denetleyebilir. Bu da tahdididir. Yorumla, içtihatla esnetilmesine meydan vermemek için hangi yönde inceleme yapılacağı tek tek sayılmıştır. Bunu mahkeme ne genişletebilir ne de daraltabilir.

Yasanın açık hükmünün bulunduğu yerde içtihat olmaz.

İçtihatlar yasaları devre dışı bırakmak için değil, daha iyi anlamak ve yorumlamak içindir. Muğlak hükümlerden ne anlaşılması gerektiğini ancak içtihatlar yoluyla anlarız.

148. madde, mahkemeye Anayasa değişiklikleri ile ilgili ancak şu incelemeleri yapabilirsin diyor. Mahkeme ise ‘hayır ben keyfimin istediği incelemeleri yaparım’ diyerek bu hükmü fiilen ortadan kaldırıp yerine kendi görüşünü ikame ediyor.

Ve bu açık, bariz ihlale rağmen birileri bizi hukuka uymaya, yargı kararlarına saygı duymaya çağırıyor. Bu hukuki bir karar değildir. Yargıçların verdiği her karar hukukidir diye bir kural da yoktur. Hukuk keyfiliğe, adaletsizliğe, düzensizliğe, kaosa karşı düzeni getirmek için vaz edilmiştir. Herkes kendine göre bir hukuk yontarsa, yazılı kurallar yazılı olmayanlarla yer değiştirirse ortada hukuk diye bir şey kalmayacağı için saygı da beklenemez.

Mahkeme kararlarına saygı ancak, hukuka yaslanan hükümler için söz konusudur. Yasal dayanağı olmayan kararlar hiçbir saygıyı hak etmezler.

Bu karar, yirmi yıl öncesine kadar Sovyetlerde uygulanıp, çöp sepetine atılan bir sistemin Türkiye’de Yargı ve askeri bürokrasi tarafından yeniden ihya edilmesinden başka bir şey değildir. Laiklik dini hayata, kişisel tercihlere müdahale olarak değerlendirilemez. Laiklik darbelerle bu ülkeyi çağının dışına iten bir avuç asker sivil oligarşisinin iktidar ve baskı aracı olarak kullanılamaz.

Dünya ne istiyorsa Türk insanı da onu istiyor.

Batı’da insanlar nasıl yaşıyorsa Türkiye’de de insanlar öyle yaşamak istiyor.

çağın, zamanın ruhuna uygun bir laiklik istemek irtica değil, bilakis çağdaşlığın, modernleşmenin ta kendisidir.

Bu kararla Anayasa mahkemesi sadece hukuk dışı bir karar vermekle kalmamış, iflasını da ilan etmiş, meşruiyetini tartışılır hale getirmiştir. Mahkeme kararlarıyla tarihi durduramazsınız.

Mahkeme kararlarıyla, zamanı durduramazsınız, sosyolojik süreçleri durduramazsınız. Asırlar önce de, böyle bir mahkeme kararı ile Galileo’ya dünya yuvarlak değil ve dönmüyor demişlerdi. Bu karar da, dünya yuvarlak değildir ve hiçbir şey değişmiyor diyor.

Ama mahkeme ne derse desin dünya dönüyor ve Türkiye değişiyor.

İsteseler de istemeseler de Türkiye safralarını atarak gerçek bir demokrasi ile kucaklaşacaktır.

Yeis yok.

Biz milletiz,
Ve er geç kazanacağız….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi