Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Şehide "kan" parası

Şehide "kan" parası

Sayın Başbakan, 17 Mart’ta yaptığı açıklamada 180 derece çark ederek, bedelli askerlik sorumluluğunun altına girdi.

17 Mart günü şöyle diyordu Sayın Başbakan:
“Ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem. Çünkü parası olan var, parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak, parası olmayan gidecek askerlik yapacak. Kimlerle görüştüysem ben, kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşım onlar bu işe hiç sıcak bakmıyor. Biz yola çıkarken kimsesizlerin kimi olarak çıktık. Sessiz yığınların sesi olarak çıktık."

Sayın Başbakan’ın bu şekilde işaret ettiği “kenar köşedeki izbe yerlerdeki vatandaşlar” yok mu oldularsa artık…
250 gün sonra 180 derece çark edilerek, 22 Kasım’da Meclis’e bedelli askerlik yasa tasarısı sunuldu.
Sayın Başbakan tasarının ayrıntıları hakkında bilgi verdi.

Bana öyle geliyor ki;
Bedelli konusunda Sayın Başbakan da hayli mahcup.
“Bedelliden elde edilecek gelirin şehit yakınları ve gaziler için harcanması” kararı bu mahcubiyetin bir göstergesi.
Hükümet, bedellinin en çok üzeceği kesim olan şehit ve gazi yakınlarının gönlünü bu şekilde almayı planlıyor.
Peki bu tutar mı?
Aksine, vicdanları daha da yaralayacak bir uygulama olur bu, bana göre.
Bedelliden alıp, şehit ailesine vereceğiniz para, ne anlama gelir, bir düşünün.

Şehit ailelerine gerekli yardımın yapılması ve ekstra haklar tanınması devletin başlıca görevlerindendir zaten.
Ve Devlet de bugün bunu büyük ölçüde yerine getirmektedir.
Bugün şehit varislerine 43 ayrı kalemde sağlanan haklar bulunmakta.
Devletin ilgili kurumlarının internet sitelerinden “Şehit Ailesi Hakları”na ulaşmak mümkün, okuyabilirsiniz.

Demek istediğim, şehit ailesine bakmak için devletin gücü yetmeli.
Mevcut yardımlar yetersiz ise, ödenek artırılmalı.


Şehit ailelerine hiçbir yardım yapılmıyor, hiçbir hak tanınmıyordu da, bedelliden gelecek para ile böyle bir uygulamaya mı geçilmiş olacak?
Konunun kamuoyunda bu şekilde algılanması amaçlanıyor sanki…

“Devlet olarak şehitlerimize bugüne kadar sahip çıkamıyorduk ama bugünden sonra gerekli yardımlar yapılacak…” demek gibi bir şey bu.
O zaman adama sorarlar:
“Bu güne kadar neredeydiniz?”
“Asker satışı mı bekleniyordu bu hakkın teslimi için?”


Bu böyle değil iken, bedelli askerlik uygulamasında ortaya çıkan mahcubiyetin, oluşturulmak istenilen “şehitlerimize daha bir sahip çıkıyoruz” algısıyla üstünün örtülmek istenmesi çok kırıcıdır.
Hükümet, bedellinin mahcubiyetini, elde edilecek gelirin şehit ailelerine aktarılacağını açıklayarak gidermeye çalışırken, vicdanları iyice yaralamıştır.
Bu “örtü” aksine daha da üşütecektir, şehit ailelerini.

Nitekim şehit ailelerinden tepki açıklamaları geliyor.
Kırgın ve de üzgün bir ses tonuyla ama gururla “o paraya ihtiyacımız yok” diyorlar.
Ve şöyle bir şok soru var kafalarda:
“Şehit ailelerine mevcut devlet yardımları, bundan sonra bedelli parasıyla mı finanse edilecek?”
Bugün devletten 3 kuruşluk yardım alıyorsa…
3 kuruş almaya devam edecekler ama bunun devletteki kaynağı “asker satışı”ndan elde edilmiş gelir olacak?..
Bunu zaman gösterecek.
1999’da getirilen deprem vergilerinden elde edilen gelirin duble yol yapımı gibi alanlarda kullanıldığı açıklanmıştı.
Yarın bir gün, bedelliden elde edilen gelir için de, “yol, sağlık ve eğitime” gitti denilirse…
İşte bu büsbütün felaket olur.

AZİZ’İ KURTARMA OPERASYONU 


Değerli Habervaktim okuyucuları, gündemdeki bir diğer konu ise “şike yasası”nda yapılan değişiklik. 



Daha 8 ay önce Aziz Yıldırım’ın da büyük gayretiyle çıkan şikeye ceza getiren yasada değişiklik yapılarak, hapis cezası 5 yıldan 1 yıla çekildi.



Geçen 8 ay içinde şike soruşturması başlamış…



Aziz Yıldırım ve başka bazı isimler tutuklanmışlardı.



İddianame hazırlık aşamasında. 



Üzerinden soruşturma yürütülen yasada değişiklik yapılıyor ve hapis cezası kuşa çevriliyor. 



Bunun adı “göz göre göre Aziz’i kurtarma operasyonu”dur.

 



Medyanın kişiye özel bu yasaya sessizliği dikkat çekici.



Hürriyet’i, Milliyet’i, Vatan’ı anlıyorum da… 



Muhafazakar gazetelerimizin de üç maymunu oynamaları zoruma gidiyor açıkçası. 



Ama Allah’tan Akit var. 



“Allah razı olsun”
yönetiminden. 



Muhafazakar gazetelerimizin içinde bir tek Akit bu açık haksızlığa karşı sesini yükseltiyor. 



AK Parti iktidarını yapılan bu yanlışta açık açık uyarıyor kaç gündür. 



Hukukçu Yazarı Ali Karahasanoğlu, kaç gündür yazıyor. 



Karahasanoğlu’nun ifadesiyle, Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının tahliyesi ile, “yasama organı, yargı yerine geçip, hazırlık aşamasındaki bir dosyada ilk defa, tutuklu tahliye etmiş” olacak. 



Bir koyun çalmanın cezası asgari 3 yıldan 7 yıla kadar hapis! 



Mevcut bir malı almak hırsızlık da.. Şike ile bir maç sonrasında elde edileceği muhtemel trilyonları kapmak hırsızlık değil mi?



Trilyonlarla ifade edilen bir gelirin bir başka takım yerine, şike yapan takımın kasasına girmesinin cezası, bu yasa ile 5 yıldan 1 yıla indirildi.



Yasa şimdi Köşk’te, Cumhurbaşkanı’nın önünde.



Veto hakkını kullanarak, “Aziz’i kurtarma operasyonu”na dur diyebilir. 



Bunu da bekleyip göreceğiz. 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi