M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Sami Türk’ten hikmet’ler (!)

Sami Türk’ten hikmet’ler (!)

Vaki olan her şeyde bir hayır aramak gerekiyor. Baksanıza Anayasa Mahkemesinin son kararı üzerine yapılan tartışmalar inanç yönünden safları o kadar netleştirdi ki, ak ile kara iyice belirginleşti.

Geçen akşam bir tv programına katılan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk öyle şeyler söyledi ki, akıllarımıza durgunluk geldi, bunda da bir hayır var dedik. Aynı düşünceyi paylaşanların içinde ağırbaşlı, makul ve insaflı bir siyasetçi ve bir hukukçu bilim adamı olarak tanıdığımız biri eğer böyleyse, diğerlerini anlatmaya gerek yok!

Sayın Türk’e göre; Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri, kesinlikle yürürlükten kaldırılamaz. Türkiye’de bu maddeler ebediyen korunmalıdır, asla değiştirilemezler. Ecevit’in eski Devlet Bakanı, aynı konuşmasının başka bir yerinde de bakın nasıl yaman bir çelişkiye düşüyor. Başörtüsünün niçin yasak olması gerektiğini anlatırken diyor ki; “Eğer bu yasak kalkarsa din devletinin önü açılmış olur. çünkü dini kurallar doğmadır, değiştirilemez. Peygamber döneminde ortaya konan kurallar, o zamanki toplum içindi. Oysa, günümüz modern hayatında bu kurallar uygulanamaz. Değiştirilemez kurallar, değişen dünyaya ayak uyduramaz.”

Bu ne demek? İnsanların geçmişte Anayasa’ya koyduğu değiştirilemez kurallar ebediyen korunur, uygulanır, değiştirilemez ama Allah’ın koyduğu değiştirilemez kurallar eskimiştir, korunamaz ve uygulanamaz. Nasıl bir mantık bu?. Demek ki, Anayasanın değiştirilemez kuralları değişen dünyaya ayak uydurur, İslam’ın değiştirilemez kuralları değişen dünyaya ayak uyduramaz öyle mi?!.. Avamın bile kabul edemeyeceği böyle bir karşılaştırmayı koskoca bir hukuk profesörünün yapması, ideolojik körlüğün geldiği noktayı gösteriyor!..

Bir de şu mantığa bakın! Sayın Türk iptal kararının gerekçesi sadedinde şu vahim saplantıya düşüyor ve diyor ki: “Başörtülüler üniversitelere girerse baskı unsuru oluşturur ve diğerleri de bundan etkilenerek kapanmak zorunda kalır!..” Sayın Türk, böyle bir durumu hukuka, eşitliğe aykırı görüyor. Peki adama sormazlar mı, şu anki uygulamayla kapalı öğrenciler açık öğrenci baskısından etkilenerek açılmaya zorlanmıyorlar mı? Bu durum, hukuka, eşitliğe aykırı olmuyor mu?.. Kaldı ki, etkilenirler tahmini ve evhamıyla hukuki (ve cezai) müeyyide nasıl uygulanabilir? Evhama dayalı endişeler, hükme (karara) gerekçe olabilir mi?.. Sayın Türk, siz nasıl hukukçusunuz?!..

Gelelim Allah’ın değiştirilemez dediği kurallara: Farzlar kapsamında; namaz, oruç, hac, zekat gibi temel ibadetler yanında ana-babaya itaat, komşu hakkı, insanlarla iyi geçinme, helal kazanç vs... Haramlar kapsamında da; hırsızlık, adam öldürme, yol-kesme, zina, fuhuş, içki, uyuşturucu kullanımı, kumar, faiz, falcılık, karaborsacılık, gasp, rüşvet vs... Allah’ın koyduğu bu ve benzeri kuralların istisnasız hepsi, birey ve toplum yararına olan düzenlemelerdir. Bunların hangisi eskimiştir ve hangisini değiştireceksiniz?

Kaldı ki, bu ilahi düzenlemelerin toplum hayatında zaafa uğratılması ve uygulanamaz hale getirilmesi yüzünden değil midir ki, hep bu çekilen sıkıntılar, yaşanan huzursuzluklar!? Ahlaki çöküntünün geldiği seviyesizliğe bir bakın! Gazete ve tv. haberlerindeki kara tablolar sayın Türk ve yoldaşlarını hiç düşündürmüyor mu?

Hukukçu olmasına rağmen Sayın Türk’ün gözden kaçırdığı bir şey daha var. O da, İslam Hukukunda içtihat denilen bir kurumun varlığı. Elbette dünya değişecek, ilim gelişecek, teknoloji ilerleyecek ve hayat modernleşecek! Bu fıtratın da bir gereğidir. Buna göre, geçmişte yapıldığı gibi, bugün de yeni yeni içtihatlar elbette yapılacaktır, yapılmalıdır... Haram ve helal sınırları korunmak kaydıyla yaşanabilir ve uygulanabilir bir din, her çağda var olacaktır. öyle olmasaydı İslam dini çağlar üstü bir nizam olarak kıyamete kadar baki olur muydu hiç?

“Din eskidi, bu kurallar geçerliliğini yitirdi, ilahi hükümler uygulanamaz artık” dendiği zaman bilin ki, insanların ya yeni bir peygambere ve dine ihtiyaçları olacak veya yeni insanlık anlayışı ve yaşayışı hayata geçecektir!... Artık yeni din ve peygamber gelmeyeceğine göre, tek seçenek; böyle düşünenlerin miadını doldurmuş çağdışı anlayış ve yaşayışlarını gözden geçirmeleridir!...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi