M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Kitap ve Kadın

Kitap ve Kadın

Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 2-4 Aralık 2011 tarihlerinde yapılan V. Dini Yayınlar Kongresi’nin sonuç bildirgesi yayınlandı.

22 maddelik bildirgeyi Diyanet’in resmi sitesinden okuyabilirsiniz.

Kongre boyunca bilim adamlarının en çok üzerinde durdukları konunun, ülkemizdeki yanlış kadın algısı olduğunu söyleyebiliriz.

***

Düşünebiliyor musunuz?

Bir din ki (İslam), kadını erkeğiyle birlikte yaratıkların en şereflisi saymış, cenneti ayaklarının altına sermiş, annelik hakkını Allah ve Resûlü’nden sonra en başta sıralamış, nikah için özgür iradesini şart koşmuş, mirastan pay vermiş, mehir hakkı tanımış, mülk edinme ve onu dilediği gibi kullanma yetkisi vermiş.. vermiş de vermiş iken, bugün kadınlar hakkındaki tüm olumsuzluklar nedense hep bu dine fatura edilmiştir!...

Oysa, bu dinin vahyedildiği dönemde kadınlar, pazarlarda mal gibi alınıp satılan, hürriyetleri gasp edilip köleleştirilen, içlerinde şeytan var diye itilip kalkılan, mal-mülk sahibi olmayıp insan yerine konmayan süfli varlıklar olarak kabul ediliyordu.

Sadece cahiliye toplumundan bahsetmiyoruz.

Yahudi ve Hıristiyanların da aralarında bulunduğu o dönem uygarlıkların(!) erkekleri, çok affedersiniz kadınları pis varlıklar olarak görüyorlar, erkekleri aldatan birer şeytan olarak tanıyorlardı!..

Bunları görmezden gelip son Din’e saldıranlar, İslam’da kadının yeri yok diyerek onun ev hanımlığına, mahremiyetine dil uzatıyorlar!

Bilmiyorlar ki, yüce Yaratan erkek gibi kadını da kendine muhatap almış ve ayetlerinde onun ismine özel hitaplarda bulunmuştur. Bundan büyük değer olur mu?

Hatta, sırf kadınlara özel nisa adıyla Kur’an’da müstakil bir sure bile vardır.

Dahasını da söyleyelim: Kur’an’da anlatılan erkek-kadın ilişkilerindeki ayetlerde hep kadınlardan yana ve onların lehine, erkeklerin aleyhine sonuçlanan hükümlerden bahsedilir.

Şimdilerde moda olan kadınlara pozitif ayırımcılık dediğimiz şeyi, bu insanlar o ayetlere bakıp öğrensinler!

***

Diyanet’in kadın konulu kongresine, konusunda uzman pek çok bilim adamı katılmış.

Bu tür kongreleri yapmaya devam etmeli Diyanet.

Toplumda tartışılan bu ve benzeri konulara sahip çıkıp toplumu aydınlatması, aslında Diyanet’in asli görevi.

Fakat bu çalışmaya katılanlardan daha çok, katılamayan ya da çağrılmayan İslam münevverleri ve mütefekkirleri var.

Bu meyanda, yeni basılmış olmasına rağmen bu yıl içinde ikinci baskısı yapılan “Rivayet Kültürü ve Olumsuz Kadın Algısı” isimli kitaptan da söz edelim.

Düşün Yayıncılık’tan çıkan bu kitapta yazar Prof.Dr.İbrahim Sarmış, tam da Kongre’de işlenen konuların can alıcını noktalarına işaret ediyor.

Kur’an’da anlatılan kadının gerçek kimliğini ayetlerle ortaya koyan Sarmış, kadın hakkında uydurulan pek çok mevzu veya zayıf hadisi de kaynaklarıyla ele alıp bunların Müslümanları nasıl yozlaştırdığını ve olumsuz kadın algısını nasıl oluşturduğunu örnekleriyle anlatıyor.

***

Yazımızın başlığına “Kitap ve Kadın” dedik.

Biz erkeklerin, kadını anlayamamamızın ya da yanlış anlamamızın yegane sebebinin Kitabı yani Kur’an-ı Kerim’i anlayamamak olduğunu söyleyelim. O zaman meseleyi özetlemiş oluruz.

Evet, Kur’an’ı anlamayınca da, bize yalan yanlış anlatılan sözler, rivayetler, menkıbeler, gelenekler, örfler töreler…vs. hepsi maalesef din yerine ikame edilmiş, bu yüzden de kadınlar aleyhinde cereyan eden olumsuzluklar, yaşananlar, algılar, anlayışlar; ne yazık ki, Din’e, İslam’a, Kur’an’a mal edilmiştir.

Bundan sür’atle kurtulmanın tek yolu; Kur’an’ı anlamak, Peygamber’ini tanımaktır.

Kitapla kadını bir araya getirdiğimiz, ikisini birlikte tanıyıp anladığımız gün, bu yanlış algılar da bitecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi