Serdar Demirel

Serdar Demirel

Bir devir kapandı, öyle mi?

Bir devir kapandı, öyle mi?

Obama, 2003’te başlattıkları Irak savaşının bittiğini ilan etti. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ise savaşı resmen sona erdirmek üzere Bağdat’a kadar giderek başkentteki en büyük Amerikan üssünde yapılan bir törenle, savaşın resmen bittiğini dünyaya ilan etti. Bunu temsilen de Amerikan askeri bayrağı gönderden törenle indirildi.
Misyon tamamlandı, Beyaz Adam’ın medenîleştirme görevi sona erdi!..
Irak’a yıkıcı askerî gücüyle saldırıp işgal ettikten sonra 170 bin asker konuşlandırmıştı. Bu işgal tasarlandığı gibi başarılı olsaydı Suriye ve İran sıradaydı. Amaçları Ortadoğu haritasını yeniden çizmek, bir yüzyıl daha bölgeyi kontrol etmekti. Demokrasi yalanlarına sığındıkları için çiçeklerle karşılanacaklarını umuyorlardı, ama güçlü bir mukavemet hareketi onları selamladı.
Saddam’ın zulmünden çok çekmiş Iraklı Şiiler ve Sünni Kürtler ise bazı istisnalara rağmen ABD ile işbirliğine giderek kalenin kapısını içeriden açtılar. Yüzde 25 civarında olan Sünni Araplar ise direndi. İslâmcılar ve Baascılar mukavemeti seçtiler. Nüfusun azınlıkta olan bu kesimi Amerika’ya Irak’ı dar etti.
Bunun sonucu olarak Amerika 4500 askerini kaybetti, 32 bin askeri de yaralandı. Tahminlere göre 800 milyardan fazla maddi bedel ödedi. Onlar, Irak’ta istediklerini tam olarak elde edemeseler de tamamen başarısız oldular da denemez.
Asıl kaybeden ise maalesef Irak oldu; toplumsal birliği, etnik yapısı dinamitlendi, dinî ve mezhebi fay hatları nefret merkezli harekete geçirildi, tarihî kültürel yapısı yağmalandı. Müzelerdeki tarihi eserlerden kütüphanelerdeki kitaplara kadar değerli ne varsa çalındı. Şimdilerde bu kitapların bir kısmının İsrail’de ortaya çıkması bizi şaşırtmıyor.
ABD ve şürekası 1 milyondan fazla insan öldürdü, 4 milyon insan hicret etmek zorunda kaldı. Farklı bilimsel alanlarda Irak’ın beyni niteliğindeki nice bilim adamı sûikastlarla ortadan kaldırıldı.
Farklı mezhep müntesiplerinin bir arada yaşama iradesi zayıflatıldı. Iraklı Sünni bir akademisyen dostum daha önceden Şii ve Sünni toplumlar arasında ilişkilerin mezhepsel farklılıklara rağmen karşılıklı kız alıp vermelere varana kadar tabii olduğunu ama artık bunların yaşanmadığını söylemişti. Aksine işgal sonrası çıkan fitnelerden dolayı daha önceden yapılmış evliliklerin varolan çocuklara rağmen boşanmayla noktalanabildiğinin de altını çizerek.
Saddam muhalifi İran çizgisindeki “hattı inkılap Şiî hareketleri” Amerika’yla işbirliği yaptı. İnkılapçı hareketlerin Irak halkının kanı pahasına çıkarcı konuşlanmaları ve arkasından at izinin it izine karıştığı bir vasatta onbinlerce sivilin hayatını kaybetmesi iki kesim arasında intikam duygularıyla örülmüş aşılması zor bariyerler yükseltti.
Aynı şekilde Iraklı Kürtlerin tavrı da Arap ve Kürt halkları arasında başka bir nefret hattını çizmiş bulunmaktadır.
ABD, bütün bunlara ek olarak Irak toplumuna sürekli birbiriyle sorun yaşayacakları bir de anayasa hediye etti. Sömürgeci güçler Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında coğrafyamızda haritaları tartışmalı çizerek komşu ülkeler arasında sürekli gerilim üretecek hatlar döşemişlerdi. Şimdi bu böl yönet kodlarını yeni yapılan Irak anayasasına dercettiler.
Irak’ın doğal zenginliklerini 2003’ten beri yağmalamakla yetinmediler, büyük şirketler üzerinden bu zenginliğin sürekli yağmalanabilmesi için anlaşma metinleriyle işi garantiye aldılar. Şimdi bütün bunlara rağmen bir devir kapandı diyebilir miyiz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi