Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Bir sıçrarsın çekirge...

Bir sıçrarsın çekirge...

Güneydoğu görevi sıçrama tahtasıdır. İster devletin Habil çocukları olsun, ister Kabil, hiç fark etmez! G.Doğu’da görev yapıp da merkezin miracıyla kutsanmayan bir üst düzey bürokrat göremezsiniz. G.Doğu topraklarına ayak basar basmaz bu kısa yolun tadını çıkarırsınız! Daha oraya tayin olunduğunuz ilk vakit, masallardaki şu klasik aksakallı bilge gibi dikilir karşınıza akıl! “Burası kariyer sürecinin kısa ve tehlikeli yolu...” der. Sonra da bakışlarını gözlerinizin içine saplayarak sorar, “Uzun, meşakkatli, üstelik sonunda rütbe ve şan da olmayan güvenli yol mu, yoksa her köşe başını devlerin tuttuğu, kestirme ama belalı yol mu? Tercih senin! Ya arzu ettiğin makama erişirsin, ya da asgari bir kamu görevlisi olmaya rıza gösterirsin!”

Belaya atlar gidersin... Sonra kurtlar vadisinin sisli puslu doğasının ardındaki gerçeklerin, hiç de uzaktan gözüktüğü gibi olmadığını idrak edersin. İşte asıl sınanma noktası burasıdır! Hırsın, akıl tutulması yarattığı sıfır noktası! Tutkunun çizdiği yeni milat! Arzı mevudun bereketinden istifade etmek veya etmemek arasındaki Araf...

Gözünü para ve güç hırsı bürüdüğünden, her köşe başını kollayan karanlık yüzlere ram olur, belalı ve kötü yollara düşersin. Geldiğin yerin kurallarını unutup, gölgelerin gücü adına hareket edersin! Bedeli budur işte, kayıtsız şartsız itaat! Ödersin... Bile bile bu bela çukuruna düşersin. Çünkü hayalini kuramayacağın kadar kudret sahibi kılmışlardır seni. Cüceler ülkesinin Gülüver’i!

Yenidünyanın Tanrısı gibi hissedersin. Bir sürü “yerli” oyuncağın vardır artık. Dilediğine hayat lütfederken, dilediğinin kellesini istersin! Bu dünyanın yönetimi tek senin elindedir. Cennet ve cehennemin vardır! Berikine cennet, ötekine cehennem kapısını gösterirsin.

Sanırsın ki, o kör noktada yaptıkların kayıt altına alınamayacak. O bölgede yaptıkların veya yapman gerekirken yapmadıkların hep gizli kalacak. Hesabı sorulmayacak. Gömülü olan cesetler susacak sanırsın. Katillerin çarkına çomak sokulduktan sonra bülbül gibi şakımayacak.

Ama unutmamalısın ki her daim, senden öncekiler kadar şanslı olmama ihtimali, bu korku, Demokles’in kılıcı gibi tepende sallanıp duracak. Huzursuz olacaksın. Bir gün açığa çıkma ihtimalin uykularını kaçıracak. Cinnet noktasına çivileneceksin. Daha çok boyunduruk altına girecek ve daha çok güvenmek isteyeceksin.

Boşuna uğraşır durursun oysaki... Kendine yazık eder durursun. Kıblesi olmayanların uyruğuna girdikçe kaybolursun. Kimliksizleşirsin ve bir gün gelir karanlıkta kaybolursun. Kudurmuş mahlûklar gibi ışığı gördüğün yerde gözünü karanlığa diker, avuç açar, yardım edeceklerini bekler avunursun.

Ergenekonsollardan veya Ergenesağlardan ol; bu son hiç değişmez. Kıblesizler asla imdada yetişmez! Geçmiş hiçbirinizi asla terk etmez!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi