Barosso'ya küfür, Rubin'e öpücük, yaşasın bağımsız Türkiye

Barosso'ya küfür, Rubin'e öpücük, yaşasın bağımsız Türkiye

Birkaç hafta önce AB komisyon başkanı Barosso Türkiye’ye gelmiş, kapatma davası ile ilgili görüşlerini açıklamıştı.

Barosso, Venedik kriterlerini hatırlatarak kapatma davasının AB müktesebatına uygun olmadığını belirtmiş, AKP’ye güçlü bir destek vermişti.

Tabi, kıyamet de kopmuştu.

Darbeci, milli irade düşmanı kalem erbabı–düğmelerine basılmış-gibi hücuma geçmiş, Barosso’nun açıklamalarını iç işlerimize müdahale olarak nitelemişlerdi.

Ne kadar Milliyetçi olduklarını göstermek için de, kalemlerini kılıç yapıp, sağa, sola salvolar yaparak, hükümete racon kesmişlerdi.

Bu yazar esnafının bir çoğunun –milliyetsiz- olduğunu anlatmaya gerek yok.

Milliyetçilikleri, herhangi bir milli değerin muhafızlığına dayanmıyor. Ferdi veya zümrevi menfaatlerini korumak için, her değeri kullanabilme riyakarlığına dayanıyor.

Yani, vatan-Millet diyerek  dolduruşa getirdikleri ahmaklara  kendilerinin bekçiliğini yaptırmak. Eh, ülkede mebzul miktarda dolmuşa binmeye müsait insan olunca da, hedefe ulaşmak zor olmuyor.

Geçen gün ABD’nin en keskin Neo con’larından Michael Rubin de TSK’nin davetlisi olarak Türkiye’ye geldi.

Rubin  Amerikan Enterprise Institute kuruluşunun Ortadoğu uzmanı..

Türkiye’de daha çok hükümet aleyhtarı, ipe sapa gelmez, yazılarıyla tanınıyor.

Rubin Türkiye ziyaretinde de ayağının tozuyla Başbakan Erdoğan’ı Putin’e benzeterek muhaliflerini susturduğunu, Türkiye’yi ABD’den koparıp Rusya eksenine döndürmeye çalıştığını, ülke’yi şeriat’a götürdüğünü ve tabi işinin bitirilmesi gerektiğini ifade etti.

İşi bitirilmesi gereken Türkiye Cumhuriyetinin Başbakan’ı olunca Barosso’ya içişlerimize karışıyor diye tepki gösterenlerin hiç birinden ses çıkmadı. Rubin’in tamamı iç siyasete dönük spekülatif açıklamaları kimsenin-milliyetçiliğine-dokunmadı. Her fırsatta ABD’ye karşı olduğunu söyleyip ahkam kesenler bile Rubin’e öpücüklerini göndermekten imtina etmediler.

Böylece, gazete köşelerinde atıp tutan yazar esnafının milliyetçiliklerinin tam bir aldatmaca olduğu bir defa daha ortaya çıktı.

Barosso, Türkiye, AB’ye girecekse AB müktesebatına uygun davranmalıdır, demişti. Kimseyi hedef göstermemiş, iç siyasete dönük ima ve ifadelerden kaçınmıştı.

Rubin ise bir CHP’li gibi konuşuyor.

Hükümeti ve onun başını hedef alıyor. Başbakan’ı dolaylı yollardan bir diktatöre benzetiyor. Ama–ulusalcılığa-yatıp ahmak avına çıkanların kılı bile kıpırdamıyor. üstelik bu ülkenin en milli en tarafsız olması gereken kurumu bu kişiyi Harp akademilerinde konuşma yapmaya davet ederek, bu ülkenin Başbakan’ına en büyük nezaketsizliği yapıyor.

Türkiye’deki kavgayı anlayabilmek için Barosso, Rubin ikilisine gösterilen tepkilere bakmak kafi…

Ne bağımsızlık, ne milli onur, ne Laiklik ne şu, ne bu,

Kavga toplumu iliklerine kadar sömüren oligarşik düzenin devamı için.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi