Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Hakiki medeniyetin banisi: Peygamberler 2

Hakiki medeniyetin banisi: Peygamberler 2

Peygamberlerin gösterdikleri mu’cizeler, insanlığa fen ve ilim yolu açılmıştır. Mu’cizeler, o fennin ve ilmin en son sınırını çizmişlerdir.

Meselâ, Hz. İbrahim’in (as) ateşe atılması ve ateşin onu yakmaması; yanmaz madde “amyant”ın bulunabileceğini, Hz. Davud’un (as) demiri hamur gibi yoğurma mu’cizesiyle, demirin sanayide kullanılacağını, Hz. Süleyman’ın (as), rüzgâra binip uzak mesafelere gitmesi, Mısır Melikesi Belkıs’ın tahtını ve kendisini göstermesi ve yanına getirmesi mu’cizeleri de uçak, televizyon ve eşyanın uzaktan celbi meselesini ve ışınlamayı; Hz. Mûsâ’nın âsâsını yere vurmasıyla suyun fışkırması, insanların çorak yerden su, çölden petrol ve dağlardan madenlerini haber ve ders vermektedir. Bugün, kuş dilinde büyük mesafeler kat’edilmiştir.1 Bu merhaleyi, Hz. Süleyman’a (as) öğretilen “kuş dili mu’cizesi”ne borçluyuz. Daha nice mu’cizeler var ki, beşer henüz onlara ulaşamamıştır. Ancak, çalışmalar devam etmektedir.
Bu, tedâi-i efkâr (fikir çağrışımı) veya telâhuk-u efkâr (fikirlerin birbiriyle birleşmesi) bir kartopu gibi akıldan akıla, beyinden beyine, istidattan istidata, kabiliyetten kabiliyete, devirden devire, toplumdan topluma uğrayarak büyümüş ve bugünkü hâlini almış olduğu sosyolojik bir vakıa.
Peygamberlerin meşgale ve mu’cizeleri, zihin ve dimağlarda, şu çarpıcı hakikati nakşetmiştir: Peygamberler Allah’ın en sevdiği kullardır. Onlar, demiri hamur gibi yoğurmakta, gemi yapmakta, uzaktan eşyayı celbetmektedir, vs. Ey beşer, haydi sen de onları taklit etmeye çalış...
İnkâr edilemez bir gerçektir ki, bütün medeniyet, terakki, kemâlat ve kültür değerleri, semâvî dinler ve peygamberler eliyle insanlığa hediye edilmiştir. Evet, medeniyet tarihine şöyle bir bakış, gösterecektir ki: İnsanlığın inkişâf ederek bugünkü durumu bulmasında din, en mühim bir âmil olmuştur.2 Hattâ, siyâset ve idâre ilmini de, yine peygamberler vasıtasıyla ders verilmiştir. Birçok halîfe ve hükümdar peygamberin yanında, Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm), insanlık içinde, gelmiş geçmiş en büyük idâreci, en büyük mürebbidir. Yalnız başına, bütün dünya medeniyetleri, o günün imparatorluk ve devletleri, hattâ kabilesi, akrabaları, amcası bile ona karşı olduğu halde, öyle bir siyâset ve strateji takip etmiş ki, onların tezgâh ve hücûmlarını püskürmüş; o vahşî kavmi dünyanın en medenî bir milleti yapmıştır.
Birçok filozof ve ilim adamı da itiraf etmektedir: Yeryüzündeki bütün kemalat ve medeniyet ve terakkî umdeleri, semavî dinler ve peygamberler eliyle gelmiştir. İnsanlık bilhassa İslâmiyetin zuhuruyla, cehalet karanlığından kurtulmuş ve kurtulacaktır. Felsefe ve hikmetin içerisinde görünen fazîlet, menfaat-i umûmiye vesâire gibi insanî esaslar ise, güneşin doğmasıyla ondan yayılan ve aydınlanan gece aleminin nurları gibi, Nübüvvet güneşinin doğmasıyla beşeriyetin fikir ve kalblerinde akisler ve parıltılar meydana getirmiş olmasındandır. Hakîkatli felsefe ve hikmetin, fen ve san'atın üzerinde görünen bu ışıklar, Kur’ân güneşinin ve Nübüvvet kandilinin insanlık âleminin akislerinden ve cilvelerinden doğmuştur. Avrupa ve Amerika’dan getirilen fen ve san'at, hakîkatte yine İslâmın malıdır.3

Dipnotlar: 1- İslâm Dini, Mevlâna Muhammed Ali (Çev. Naciye Akseki) İst. 1942, s. 17. 2- Tarihçe-i Hayat, s. 140. 3- İşârâtü’l-İ’câz, s. 140-141.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi