Hasan Aksay

Hasan Aksay

Derin devlet, Sarkozy ve halktan kopuk demokrasi üçlüsü

Derin devlet, Sarkozy ve halktan kopuk demokrasi üçlüsü

Cihan Harbinde Batı’dan, Doğu’dan toptan saldırıya uğrayan Osmanlı dokuz cephe de birden, göğsünü vatan ve iman değerlerine siper etmiş kan dökerken; İngiliz, Fransız, Rus, Osmanlı vatanından parça vaadiyle, asırlarca beraberce yaşadığımız Ermenileri, kendileri için cellat yaptılar.

Anadolu halkını katlettirdiler. 1915 tehciri, bu vahşetin doğurduğu zarurettir. Kütahya Ermenileri niçin tehcir edilmedi? Hıyanet etmediler.

Batı, bu fitne düşmanlığını değişik kıyafetlerle devam ettirdi. Fitne her sene ABD Senatosu’nda. Şimdi bir de Selanikli Sarkozy sahip çıktı. Projenin aslı, takibi ve kontrolü Siyonizm’de.

Fransa senatosu anayasa komisyonu, “Bu kanun, “Anayasaya aykırı” diyor. Aldırmayan Sarkozy, Türkiye düşmanlığı ve barışı dinamitlemek için ter döküyor. Derin devlette itibarını artıracak.

Böyle önemli bir kanun, Fransa meclisinde 50 oyu bulamadan; senatoda vekalet oylarıyla kabul edildi. Böyle halk mı temsil edilir. Demokratik siyaseti ciddiye almayan parlamento, demokrasi adı altında monarşiden çok daha geri bir dikta ve soygun doğurur. Görülen o ki Sarkozy uygulaması, memleket ve millet meselelerine ilgi ve heyecanı kaybettirmiş, işleri evrensel derin devlete bırakmıştır. Meclis, azınlığın da azınlığı bir oyla; senato vekalet oylarla karar veriyor. Senatörün oyu, fikrinden, anayasadan ve halkından kopuk.

Bu fitne, buz dağı gibi. Görünmeyen kısmı büyük. Düşmanlık, İslâmi uyanış ve dayanışmaya. Müslüman milletlerin bahar filizi olarak Türkiye’yi görüp düşman kesiliyorlar. Fitnenin anası Siyonizm, derin dünya devleti. Eskiden derin güçler, işlerini gizli yürütürlerdi. Siyasi ve sosyal imkan sahipleriyle irtibatları ölümden sonra güç gösterisi ve moral için açıklanırdı. Şimdi tehdit ve gösteri haline getirdiler. Obama senatoda, “İsrail 1967 sınırına çekilmeli” diyor. Tıs… Netenyahu, “1967 sınırına çekilmeyeceğiz” diyor. Senatörler, otobüslerle askeri brifinge getirilmiş yüksek hakimler gibi ayakta alkışlıyor.

Kendi yaşadığımız misal daha canlı. Türkiye’de on binlerce kız öğrenci başörtüsü zulmüyle okullarından atılır, hasta hastaneye giremezken, Fransa Mason locası Paris’te toplandı, zulme destek için Türk mason biraderlerine talimat verdi: “Halkın %80’i istemese de başörtüsüne geçit vermeyin!..”

Başörtüsü ile bu fitne yasasındaki tavır ve usul, aynı kalemin ve aynı zihniyetin ürünü olduğunu göstermektedir. Kendilerini ilgilendiren bir hadise olmadığı halde sadece huzur bozmak; millete, hukuka ve insanlığa meydan okumak, kaba kuvvet ve mantıksızlığa itaat doğurarak tagun ve tagutluk taslamak karakterleriyle virgülüne kadar aynıdır. Fırsat bulabilirsek önümüzdeki yazılarda bu meselenin köklerine inmekte yarar görürüm. Bugünlük değişmeyen şu hakikati hatırlatalım: Gizli örgütün gizliliğe ihtiyacı, balığın suya ihtiyacı kadar hayatidir. Loca, Rotary, Lions gibi 168 ülkede yüz binleri bulan dev bir teşkilat olması çöküşü önlemez, bilakis yıkımı domino taşına döndürür. Masonluğun sade Fransız kolu değil, yeni kurulanlar da doğurduğu terörle dikkat çekiyor. Azerbaycan’da örtü yasağı yoktu. İkna odası zulmünden kaçan gidiyordu. Mason locası kuruldu. Birkaç ay içinde başörtüsü yasaklandı.

Bilgi çağında milyonlar, egemenliklerinin çalındığını nasıl çalındığının farkında. Loca emrediyor. Milletin imkanlarıyla görev yapan polis, milletin çocuğunu sürükleyerek okuldan atıyor. Vicdanı buna dayanmaz. Gizli iken göremiyordu. Artık değil. Rotary kitabının ön sözünde bile, “Biz, bulunduğumuz ülkelerin görünmeyen yöneticileriyiz” diyor. Gurur üstünüzü açtı. Deniz bitti. Vakit varken gizlilikten kurtulmalı ki fitne bitsin.

Şimdilik önemli üç noktaya işaretle yetinelim: 1) Hakk’a dayanan, imanında ve vicdanlarda yer bulur. Yani Müslüman ölümü dahi hoş karşılar. Sorun, Hakk’a kul, insanlığa hizmet, tedbir ve gayret sorumluluğudur. 2) Türkiye, “Komşularla sıfır problem” dedi. Komşu tayininde de zoru başardı. Kuvvete, zalime değil, zayıf da görünse haklıya, halka sahip çıktı. Kuvvetle barışık olmayı dostluk zannedenler, “Hani sıfır problem” diyor. Sayın Ahmedi Nejad, Mazlum kanıyla kazanılmış İran devrimini, mazluma karşı zalime yandaş yapmakla tarihi hata yaptı. İnşallah düzeltir. Hucurat suresi, özellikle 9. ayeti tekrar okunmalı. 3) İslâm ümmeti, zalimle masumu ayırmak zorundadır. Türkiye, Suriye dostluğunda başardığı bu zor ayrımı, Fransa fitnesinde de göstermeli, halkı ayırarak fitneci maskesini yırtmalıdır. Üniversitelerimiz doktora ve doçentlik tezleriyle Taşnak’tı, Asala’ydı bütün tarihi elekten geçirmelidirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi