Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yasaklarla Karı Koca Olmaz

Yasaklarla Karı Koca Olmaz

Aile bütünlüğünün temel unsuru sevgi ve saygıdır.

İşin bu tarafını görmezlikten gelerek kanun zoru ile eşleri bir arada tutmak gibi yanlış bir yola sapmanın bu ülkeye hiçbir yarar sağlayamayacağını iktidar koltuklarına hatırlatmak isterim. Eskiden kadınlara “bekaret kemerleri” takılırdı, şimdi de hangi akıllı bulmuşsa saldırgan erkeğin ayağına sinyal veren cihaz takılacakmış...

Kadın Haklarını savunan 74 derneğin hazırlamış olduğu tasarıyı baştan aşağıya okudum. Bu tasarı kıyısından köşesinden yaslaştığında inanın ki kadın ticareti ile fuhuşu daha da artıracak. Çünkü tasarı aileyi bütünleştirme yerine sokağa atıyor, dışlıyor...

Öyle bir radikal tasarı ki, uzlaşmayı bile kabul etmiyor.

Kadın “bana şiddet uygulandı” dediği an doğru olup olmadığı aranmaksızın kolluk erkeği hemen evden uzaklaştıracak. 72 saat(3gün) gözaltına alacak.

İşte bundan sonrası serüven...

Baba çocuklarını göremeyecek, aile çevresi ile bağlantıları kesilince bir başka sosyal bunalıma sebebiyet vermiş olacak, sinirler iyice gerilecek...

Bu zihniyetin uygulamadan haberi yok.

Yaşı küçük olan kız sevdiği erkekle kaçtığında eski ceza yasasında evlenme hali davanın ertelenmesini ön görüyordu, hangi akıllı bulmuşsa 5237 sayılı Ceza kanununda bu usul kaldırıldı. Aileler anlaşsa da, kız erkekle evlense de dava düşmüyor.

Kız eve, erkek evlendiği halde beş yıl cezaevine...

Mahkemeler bu uygulamadan vicdan azabı duyuyor da, feministler iktidar eliyle erkekten öylesi bir intikam aldıkları için yürekleri yağ bağlıyor...

O kadar ileri gidiyorlar ki kadın isterse estetiğini bile değiştirebilecek, daha da ileri gidilerek tüm gezme, tozma, barınma, seyahat masrafları devlet tarafından ödenecek, isterse yurt dışına bile devlet desteği ile kalabilecek.

Ne saltanat be!!

Erkeği evden uzaklaştırdığınızda ne yaptığınızı sanıyorsunuz?

Kadına sığınma evi sağlayan devlet erkeği ailesinden uzak tuttuğunda ona da barınacak bir yer sağlayacak mı? Giderlerini ödeyecek mi? Erkek sokaklarda dolaşacak, veya bir başkasıyla ilişki kurmak zorunda kalacak, veya suç örgütlerine katılacak, veya bunalım geçirmek suretiyle hanımını çocuklarını kurşun yağmuruna tutacak, evini ateşe verecek...

Nitekim evden uzaklaştırılan babanın eş ve çocuklarını kurşuna dizerek öldürme olayı daha yeni... Bunun gibi onlarcasını sayabiliriz...

Öncelikle ailedeki şiddetin sosyal tarafı araştırılmalı.

Şiddet geçimsizlikten mi oluyor? Yoksa, eşlerin birbirlerini “aldatması” gibi vefasızlıktan mı oluyor? Keyiften mi, kederden mi, cehaletten mi?...

Dediğim gibi tasarının yasallaşması halinde aile bir nevi devletleştirilmiş olacak.

Allah rızası yerine devlet korkusu girecek karı koca arasına...

Öyle kadınlar gördük ki sırf kocasından intikam almak için kızı ile ilişkiye girdiği şeklinde iftira atarak kocasını tutuklattırmıştır. Şimdi de kadını evden dışarıya çıkartmak için yollar aranıyor, işte Kadına Şiddet tasarısı...

Hangi ailede huzursuzluk olmuyor?

Farzedin ki şiddetli bir sinirlenme anında eşinize bağırdınız çağırdınız, belki de bir tokat attınız. Ama sonradan pişmanlık duyduysanız olmaz, geri dönüş olmayacak.

Çünkü bu tip bir anlaşmazlığın akıbetini yoldaki kadın tüccarları bekliyor.

O gibiler onlar için tam bir av, hemen peşine düşerler...

Hatta sığınma evlerinin bile sağlıklı olmadığını yaptığımız yargılamalarda gördük.

Oralarında mafyası oluştu.

Aile cennet bahçelerinden bir bahçe...

Çocuklar, ana baba, kardeşler...

Bu bahçeyi yeşertmek varken neden ille de “karakolda ayna var” türküsü...




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi