Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Diyanet İşleri Başkanı”ma... Bir “hac” yazısı

“Diyanet İşleri Başkanı”ma... Bir “hac” yazısı

Bir haber: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “hac organizasyonuna” ilişkin raporda, kur’ada çıkmadıkları halde ilginç yöntemlerle hacca gönderilen kişilerden vize ve hac ücreti olarak alınan 2000 ve 3500’er avroluk bedellerin nasıl muhasebeleştirildiği sorgulanıyor.

(Ayrıntılar için bakınız: http://haberevet.com/haber/20110416/ 313962/sok-rapor-hac-kur-asinda-firildak.html)
•
“Hac” uygulamalarına girmeden evvel, internette araştırma yaparken böyle bir haber çekti dikkatimi.
Sordum soruşturdum...
Ve öğrendim ki...
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez Hocamız, sağ olsunlar, bu konulardaki hassasiyetlerinden dolayı meseleye hemen el atmışlar.
“Önceki” dönemlere ilişkin bu tür ciddi raporlar var ve neyse ki Diyanet’in başında da bu tür iddiaların üzerine gidecek yetki ve iradeye sahip bir başkan.
•
Evet, hac mevzuu...
Bana bir kere, “basın” kontenjanından gitmek nasip oldu.
Pek kıymetli büyüğüm, Yeni Akit gazetesine ruhunu veren ekibin önde gelenlerinden Hasan Hüseyin Maden Ağabey’in rehberliğinde yaptığım ibadetlerin tadı, aradan onca yıl geçmiş olmasına rağmen damağımda.
Neyse ki gazeteciliğimiz var ve neyse ki basın organları için ayrılmış kontenjana girebilme imkânına sahibiz.
Ne yazık ki herkesin böyle bir imkânı yok; dünya hayatında olabilecek en “kutlu” seyahate çıkmak için can atan milyonlarca vatandaşımız, “maddi” imkansızlıklar bir yana, bir de “kur’a” işkencesine tabi.
Geçtiğimiz günlerde Ankara Ticaret Odası’ndan bir grup arkadaşla birlikteyken, bir dost “Allah aşkına Serdar Bey, şu konuya da bir el at!” deyince, zihnimizin bir kenarındaki “talepler” canlandı.
Bunun ertelenemez bir görev olduğu düşüncesiyle hemen kaleme sarıldık.
Evet, resmen işkence!..
Şöyle böyle 900 bin müracaat var, kontenjan ise 70 bin.
Buradaki arz-talep dengesizliğinden kaynaklanan probleme çözüm olarak, “kur’a” sistemi üretilmiş.
Çekilişte çıkarsan tamam.
Çıkamazsan, ikinci sene yine giriyorsun.
Bu kez iki adet “çekiliş” hakkın oluyor.
Torbaya iki kez ismin yazılıyor yani.
Yine mi çıkmadı...
Üçüncü sene yine, bu kez “üç” kez giriyorsun torbaya.
Olmadı mı, seneye “dört.”
Beşinci seneye kalırsan, “beş” katı şansın oluyor.
“Altıncı” sene altı.
•
Her sene “şansın” artıyor ama, bir kerede çıkar, bir başkasına altı kerede çıkmaz.
Şans bu.
•
Oysa bu işi “şansa” bırakmaya gerek yok.
“Kısmet”e bırakmak gayet mümkün.
Bu konuda işi bilenlerle konuştum;
Kur’a usulü yerine ‘sıra’ usulünün tatbik edilmesinin çok daha sağlıklı olacağını belirtiyorlar.
Basit:
Bankaya-finans kurumuna filan bir miktar parayı yatırdığınız an, saniye kaydına kadar sisteme giriyorsunuz.
Sıralamadaki yeriniz anında belli oluyor.
Önünüzde kaç kişi var, nasip olursa ne zaman gideceksiniz, belli...
Planınızı, programınızı ona göre yapıyorsunuz...
Vesaire...
Şimdi ise, Müslüman müracaat ediyor; bu sene çıkabilir de çıkmayabilir de, seneye çıkabilir de çıkmayabilir de, üçüncü, dördünce sene, hep böyle...
Kilitlenip kalıyorsunuz, bu “çağdışı” sistem yüzünden.
Diyelim ki, “Arkadaş bu kadar adam var, ilk sene mi çıkacak?.. Şimdiden başvurayım da, en erken seneye veya bir sonraki seneye çıkar” diyerek müracaat ettiniz...
Ve oldu ya, “küüüt” o sene çıktı.
İşte size sürpriz; hazırlıksızsanız, artık, arabanızı mı satarsınız, ineğinizi mi!..
Oysa...
Bilseniz ki, arkadaş ben bilmem kaçıncı sıradayım, ancak şu sene gidebilirim, ona göre bir plan yapar, ayak yorgan dengenizi ayarlarsınız.
•
Meselenin bir başka boyutu; müracaatların 20 günlük bir süreye sıkıştırılmış olması.
Bu da, “hacı adaylarını” acayip bir baskı, telaş ve stres altına sokuyor.
Oysa, mesela üç ay boyunca müracaat imkanı sağlanabilir hacı adaylarına...
Teknolojinin böylesine geliştiği bir çağda, Müslümanı 20 güne sıkıştırmanın ne mânâsı var ki!..
•
Evet, bu konuya ilişkin başka yazılarımız da olacak kısmetse...
“Hac” meselesiyle Yeni Akit dışındaki medya organları pek ilgilenmiyor.
“Ücretsiz umre” de, sadece Yeni Akit’in sağladığı bir imkan...
Bu konuda yazma sorumluluğu da, en fazla bize düşüyor.
FACE-NOTUMUZ
Bu sütunda yer alan bazı konuların ayrıntılarına yer yetmezliğinden dolayı giremiyorum. Ayrıntılar için, henüz dün açtığım www.facebook.com/serdararseven1 adresinde buluşabiliriz. Oraya da desteğinizi bekliyorum. İhbarlarınız ve istekleriniz için de iyi bir adres bu. Çözelim şu işleri.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi