M. Emin Yıldırım

M. Emin Yıldırım

Hitâmuhu Misk

Hitâmuhu Misk

Bugün sizlere son iki yazımızda değindiğimiz Efendimiz’in evlilikleri konusunun bir devamı olarak “Onlar Bizim Annelerimiz” başlığında, Nübüvvet evinin sultanlarını yazacaktım; ama bu yazıyı bir hafta sonrasına erteleyerek, sizlerle üç önemli haberi paylaşmak istiyorum.
1- Hitâmuhu Misk: Bir yürüyüş düşünün ki, her türlü rüzgârların şiddetlice estiği bir coğrafyada tam 15 yıl sürsün. Bu ancak dile kolaydır. Bu coğrafyada İslâmi ve insani hizmetlerin zorluğunu bilen biri, böyle uzun soluklu yürüyüşün hayır ile başlayıp, yine hayır ile noktalanmasını görünce ancak dua, takdir ve taltif edecektir. Biz bugün ne yazık ki, bin bir heyecan ile başlayıp daha yolun başındayken havlu atanların çok olduğu bir zeminde yaşıyoruz. İşte bu Kur’an yürüyüşü 15 yıllık uzun yolculuğunda bize derslerde öğrettiği yüzlerce önemli nokta bir tarafa, bizzat varlığı ve devamiyeti ile de çok şey öğretmiştir.
Bu yürüyüşün rehberinin Kur’an yolunda ağarttığı saçlarına eğer şehadetimizin bir değeri varsa bizler şahidiz. çünkü biz çok iyi biliyoruz ki, konuşmak bu topraklarda hiç de ucuz değildir. Konuşmak hele hele hakikat adına konuşmak, akıllı-akılsız düşmanların eline, cahil dostların ise diline insanı düşürür; evinde, ticaretinde güzel bir hayat sürmek varken üç kuruş etmeyen adamların ağzına insanı sakız eder. Böyle uzun soluklu bir yürüyüşün kaptanı da bu bedeli çokça ödemiş, halen de ödemeye devam etmektedir.
İşte biz 15 yıl Kur’an’dan aldığı ilhamı, asrın idrakine söylettirmeye çalışan Mustafa İslâmoğlu Hocamızın Fatiha’dan başlayıp, son durak olan Nas ülkesinde noktalayacağı bu yolculuğun şahitleri olmak için yarın (Pazar) İstanbul Gösteri Merkezi’ndeyiz. Fatih Malta’da bir avuç insan ile başlayan ilk derslerin hatıraları zihin dünyamızda tatlı birer siyah-beyaz fotoğrafı gibi dururken, 525. dersin heyecanını şimdiden yaşadığımızı belirtelim. Pazar günü Kur’an’ın kerametini görmek isteyen tüm dostlarımızı da oraya bekliyoruz. Gelemeyenler üzülmesin; inşallah Hilal’imiz bu güzel atmosferi dünyanın dört bir tarafına ulaştıracaktır.
2- Hayat Kitabımız Kur’an: 15 yıllık tefsir dersleri ile eş zamanlı giden alın, zihin ve yürek terinin bir meyvesi olarak Mustafa İslâmoğlu Hocamızın Gerekçeli Meal-Tefsir’i de inşallah yarın okuyucusu ile buluşacaktır. Bu önemli çalışmayı öncesinden okuyup, çeşitli değerlendirme yapma imkânı bulan bir avuç bahtiyardan biri de bu acizdir. Dolayısı ile bu meali başından sonuna kadar bir ay boyunca büyük bir dikkatle okuyan birisi olarak size şu müjdeyi verebilirim: Bu meal 1500 senedir, Kur’an kelimelerinin yolda uğradığı anlam kazalarının telafisi noktasında büyük bir boşluğu dolduracaktır.
Lafız, mana, maksat düzleminde Allah’ın ne dediğinin yanında, ne demek istediğini de kavramak için okuyucuya güzel imkânlar sunacaktır. Kitabın Muhterem Kâtibinin hem kaynak dil olan Arapça’ya, hem de hedef dil olan Türkçe’ye vukufiyeti mesajın en doğru biçimde satırlara yansımasına zemin olmuştur. öyle umuyor ve temenni ediyorum ki bu çalışma, Kur’an’ın anlaşılması ve yaşanması için bu topraklarda güzel bir hizmete vesile olacak ve inşallah katibi için de kapanmayan bir sadaka hükmüne geçecektir.
3- Kur’ani Hayat Dergisi: Yarın bu programa gelecek olanlar, Kur’ani Hayat Dergisi’nin doğuşuna da şahit olacak, hatta ilk sayısı ile buluşacaklardır. Yaklaşık 6 aydır büyük bir gayret ve özen ile süren çalışmaların neticesinde dergimiz ilk sayısı ile sizlere merhaba diyecektir. Neden Kur’ani Hayat? Piyasada bu kadar dergi varken böyle bir çalışmaya ihtiyaç var mıydı?
Bu dergi nasıl bir boşluğu dolduracak? Ve daha nice zihinlerde oluşması muhtemel sorulara, siz sormadan derginin yayın kurulu cevaplarını vermeyi uygun görmüş ve derginin içerisinde okuyacağınız “Gerekçeler-İlkeler-Hedefler” başlığında tüm bu soruların cevapları yer almış, çıkış sebebini ve yürüyeceği yolun ilkelerini sizlere deklere etmiştir.
Şu kadarını söyleyeyim ki; İnşallah Kur’ani Hayat Dergisi, asla ‘Kur’ancılık’ yapmayacak, bilakis, ‘Kur’anlı’ bir hayata kılavuzluk etmeye çalışacaktır. ‘Kitabına uydurma’ değil, ‘Kitab’a uyma’ gayreti içinde olacaktır.
Kur’ani Hayat Dergisi, nesneleştirilmiş, hayattan koparılmış, belli zaman ve mekânlara hapsedilmiş ilahi kelamın; dünya ve ahiret saadetini sağlayan, hayatın içinde ve her alanda olması gereken bir ilahi hitap oluşunun hakkıyla anlaşılmasına katkı sağlayacaktır.
Ve yine Kur’ani Hayat Dergisi, tarihe ve zamana “dur beni dinle” yerine, “dur vahyi dinle!” çağrısı yaparak, sözlerin en güzelinin Allah’ın sözü olduğuna tereddütsüz iman etmeye ve bunun gereğini yapmaya başta kendisini, sonra sizleri davet edecektir. Bu çiçeği burnunda derginin sizlere ulaşmasında büyük emekleri geçen başta Yayın Kurulundaki arkadaşlarımız olmak üzere, derginin Genel Yayın Yönetmeni Dr. Fethi Güngör ve Yazı İşleri Müdürü Muharrem Baykul kardeşlerimi gayretlerinden dolayı kutluyor, daha nice güzel çalışmalarda beraberce yürümeyi Rabbimden niyaz ediyor; siz değerli dostları Pazar günü tüm bu müjdeleri daha yakından duymanız için İstanbul Gösteri Merkezi’ne bekliyoruz


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Yıldırım Arşivi