Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Uyuz oluyorum bu 23 Nisan Kutlamaları’na!

Uyuz oluyorum bu 23 Nisan Kutlamaları’na!

Sizi bilmem ama kendi adıma söyleyeyim 23 Nisan gelmiş mi, geçmiş mi umurumda bile değil! Bilakis adı geçince dahi asabım bozuluyor! Sinirlenmekle kalmıyor, resmen uyuz oluyorum!

Çocuk bayramıymış! Ne bayramı ya? Hangi çocukların?

Denetimsiz yapıların yıkıntılarına diri diri gömülen çocukların mı? Göçük altından kurtulduktan sonra çadırda yanarak ölen çocukların mı? Cezaevlerinde cinsel istismara uğrayan çocukların mı? Kırmızı ışık çocuklarının mı? Düşük ücretle kaçak çalıştırılan çocukların mı? Karadeniz’de pazarda ırgat diye satılan çocukların mı? Okullarından alınıp kamyon kasalarında fındık işçiliğine götürülüp hayvan barınaklarından bile kötü yaşam koşulları altında çalışmak zorunda bırakılan çocukların mı? Dershanede teröristlerin molotofkokteylleri atarak yaktıkları çocukların mı? Dershane bombalanması olayında umutlarıyla birlikte parçalanan çocukların mı? Uludere’de yanlışlıkla bombaladığımız çocukların mı? Kazayla! Aldığımız canlarına bedel olarak 100 bin biçtiğimiz çocukların mı? İki milyar başlığa, dedesi yaşındaki sübyancılara eş diye sunulan 13’ünde kız çocuklarının mı?

Söyleyin, hangi çocukların bayramı?

Tokat’ta aile boyu cinsel istismara uğrayıp hayatları mahvedilen kız çocukları için bir-iki kişinin 23 Nisan kutlamasının ne anlamı var? Ensest vakaları had safhaya varmış bir ülkede çocuklar için bayram mı yapılır? Çocuklara cinsel istismar ederek hapsi boylayan suçluların, sabıkalarının zamanaşımından silinip sokaklara salındığı bir ülkede hem de!

Yıl 2012... Diyarbakır Mardinkapı Mezarlığı’nda yüzlerce çocuk hâlâ mezarları sulayarak ekmek parası kazanıyor! Ölülerin, tabutların, kefenlerin, ceset kokularının, feryat eden yaslıların arasında!

Kâbuslarla geceliyor cinsel istismara uğrayan zavallı çocuklar! Aliş’ler, dayaktan, şiddetten karakollara sığınıyor! Tokat’taki kız çocuklarının dünleri öldü! Büyüdüler diyelim, kime nasıl güvenecek? Onları nasıl da kapkara bir istikbal bekleyecek?

Çocukların dünyasında bu fırtınalar koparken, birileri buna bakmadan, uzak ülkelerden çocuklar getirip bu korkunç talihli çocukların ülkesinde eğlendirecek! Adamlarda düşünce yok ki, ne gam?

Bu nasıl bir çocuk sevgisidir böyle? “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul! Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa!”

Hayvanlar âleminde bile yeni doğanlara reva görülmüyor zulmün böylesi! Köpekler dahi kedi yavrusunu yemeğe kıyamayıp emziriyor! Aslan, maymunun yavrusuna annelik yapıyor! İnsanların dünyası çocuklar için çok daha korkunç değil mi? Hangi dünya daha vahşi?

Tüm bunlar ve daha fazlası için diyorum ki, bayram kutlama budalalığı yerine yok ettiğimiz çocukların yasını tutmalıyız!

(Tam da yazının bu kısmında Hıdır Geviş, Twitter’de Mohammad Reza Shajarian bir dinletisini paylaştı! Yazarken içimdeki annenin yangınına körük misali... Siz de dinleyin ve bana katılıp ağlayın bence!)

Bu gün 23 Nisan... Onlar için yapamadıklarımız için ağlamamız gereken bir gün çünkü! Evet, bu ülke, çocuklar için bayram edilecek bir yer değil gerçekte! Açın; gerçeğin o kesif örtüsünü!

İşte çocuklar cehennemi!

Tepemi attırmayın, bu kez duyun en azından!

- Küçük yaşta çocuk evlilikleri konusunda daha caydırıcı yasalar koyun!

- Çocuk cezaevleri insanlık dışı bir uygulamadır! Bunların yerine, çocuklar için Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde rehabilitasyon üniteleri kurun!

- Çocuk istismarcılarının sabıka kayıtlarının silinmesine engel olun! Çocuklara hizmet veren yerlerde çalışmalarının önüne geçecek yasalar koyun!

- Aileden sorumlu bakanlıkta, tecavüz, şiddet, ensest ve cinsel istismar ihbar masası kurun!

- Çocukların çalışmasına engel olamıyorsanız, çeşitli düzenlemeler getirerek haklarını koruyun!

Yukarıda saydığım bütün bu ihmallerinizden ötürü çocuklardan özür dileyin!

Sonra bayram edersiniz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi