M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Baykal başını kuma gömüyor!

Baykal başını kuma gömüyor!

Bir tehlike anında başını kuma gömen deve kuşunu bilirsiniz. Ona göre tehlikeden kurtulup rahatlamanın en güvenli yolu başını kuma gömmektir. Ama vaki olacak tehlikeden yine de kendini kurtaramaz.

Bazı insanlar da böyledir. Yapacak bir şeyleri kalmadı mı, çaresizlikten başlarını kuma gömmeyi tercih ederler. çünkü hiçbir şeyi görmek ve duymak istemezler!.. Onların bu tavrı belki geçici bir rahatlık sağlayabilir ama meydana gelen veya gelecek olan hadiselerden de ne yazık ki kendilerini kurtaramazlar!..

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da içine düştüğü çaresizlik bundan farksız! Kendisinin çok önem verdiği ve üstelik Başkan Yardımcısı olduğu Sosyalist Enternasyonal toplantısına başını kuma gömerek katılmıyor. Sebep belli: çünkü toplantıda sosyal demokrat ilkelere uygun davranmadığı için CHP dünya sosyalistlerinin gözü önünde ciddi biçimde eleştirilip uyarılacak, belki de üyelikten ihraç edilecek!..

100 ülkeden çok sayıda sosyal demokrat partinin katıldığı Atina’da başlayan toplantıya Genel Başkan Baykal yerine CHP’yi temsilen Genel Başkan Yardımcısı Onur öymen katılıyor. çünkü Baykal’ın toplantıya katılmaya yüzü yok!.. Sosyal demokratlık lafla olmuyor. Dünya sosyal demokratları doğrusu CHP’nin foyasını Türkiye’deki muhaliflerinden daha iyi ortaya çıkartmış!

Sivillik, sosyal ilişkiler, eşitlik ve adalet, fakir ve kimsesizlerin yanında yer almak, hakka riayet, hukukun üstünlüğünü savunmak ve demokrat olmak gibi pek çok ilke, sosyalist enternasyonale üye kuruluşlarının en hassas olduğu konular!

CHP bu ilkeler konusunda Türkiye’de hiç de iyi bir sınav veremediği için tepkileri hak etmiş bulunuyor. Ama Baykal ve CHP kurmaylarına sorarsanız durum tamamen farklı! çünkü onlar yaşananları değil, başlarını gömdükleri kumun altını bize anlatmaya çalışıyorlar!

Toplantıya katılan Onur öymen, adeta CHP’nin sesi gibi yayın yapan Kanal B (Başkent üniversitesi) televizyonu programında şunları söylüyor: “Bizi kaygılandıran şey; sosyalist enternasyonalin CHP’ye baskı yapması değil,  asıl AB’nin Türkiye’ye baskı yapmasıdır. Biz buna karşı çıktığımız için sosyalist enternasyonale üye olan ülkeler bizi eleştiriyorlar...” 

Ardından da şunları söylüyor öymen: “CHP Atatürk’ten beri fakirin, kimsesizin, yoksulun partisi olmuştur. Bugün de öyledir. Sosyalist enternasyonalin savunduğu ilkelerden hiçbir zaman ayrılmadık!...”

Acaba şu sözleri söylerken CHP Genel Başkan Yardımcısı öymen, Türkiye’de buna inanan kaç kişi olduğunu düşünüyor? Her şeyden önce kendisi buna inanıyor mu?

Eğer dedikleri doğru ise; seçimlerde fakir-fukara, yoksul, kimsesiz olanlar bunu neden sandığa yansıtmadılar?

Sosyalistlerin savunduğu sivil anlayışı temsil etseydi CHP,  acaba halkın iradesini hiçe sayıp orduyu göreve çağıran beyanatlar verir miydi?

Yolsuzluğa ve usulsüzlüğe karşı savaş ilkemizdir diyen CHP bu sözünde doğru olsaydı, en büyük yolsuzluk ve usulsüzlük davasının tam ortasına düşer miydi?

Eşitlikten ve adaletten söz eden CHP bunda samimi olsaydı, meslek liselerine uygulanan eşitsizliği ve başörtülülere uygulanan adaletsizliği yıllardır savunur muydu?..

Demek ki hepsi lâf u güzaf!...

Sosyalist Enternasyonal’e üye olan ülkeler boşuna CHP’yi eleştirmiyorlar! Bu samimiyetsiz ve ilkesiz partiyi aralarında görmek istemiyorlar!.. 

Ya CHP adam gibi bu ilkeler doğrultusunda siyaset yapıp varlığını gerçek sosyal demokrat bir parti olarak varlığı sürdürecek, ya da asla iktidar olamamış Baykal’ın liderliğinde küçülmeye devam edip yok olup gidecektir!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi