Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bir zamanlar düzen karşıtı idiler

Bir zamanlar düzen karşıtı idiler

Zamanın mezar taşlarına “Bir zamanlar düzen karşıtı idiler, ruhuna Fatiha...” yazarlar mı bilemem. Ama gidişatın ona doğru yol aldığı görünüyor...

Diyorlar ya, eski Marksistler artist, eski bazı mücahitler müteahhit oldu...

Sizin anlayacağınız eski Marksistler şimdilerde antika!

Diğer kesim pek farklı sayılmaz. Liberalizm’in sıcak parası cebe inince abdestlerin bozulduğunu, yolların ayrıldığını görüyoruz. Gelsin de nasıl gelirse gelsin...

Haramın bankası kurulunca helalin bankasını tekmeledik, yıktık...

Bu işin sırrına vakıf olmak isteyenlerin voltaj denilen elektrik akımında nefislerini denemeleri lazım. O akım tıpkı dünya saltanatı gibidir, kimilerini beş voltta, kimilerini 10 voltta, kimilerini de 100 voltta çarpar.

İtiraf edelim, zamanın idealistleri liberalizmin sağlamış olduğu dünya nimetlerine kavuşunca çarpıldılar. Para, koltuk ve kadın ağır bir imtihan...

Sistem, insafsızca kötü yerlerinden yakaladı; dünkülerle bugünküleri.

Cola ile votkaya Amerikan malıdır diye yaklaşmayan emekçi kesim, artık Amerikan olmayan her şeye isyan bayrağını çekerek günah çıkartma maratonları ile meşgul.

Sorsanız o ideal olan günlerine isyan ve cehalet nağmeleri yakıyorlar. Sağı ile solu ile devrimcisi ile İslamcısı ile sallantı geçiriyor, ruh dünyamız.

Temel kolonlar sallanmaya başladı.

Adeta uyuşturulduk... Gözümüzle gördüğümüz manzaralara karşı kalbimizden buğz etsek de ne kolumuz ne de kanadımız kalkmıyor, dilimiz de dönmüyor, susuyoruz, yutkunuyoruz. Dışımız ile içimiz aynı şeyleri okumuyor...

Mesafe kısaldı, dünya küçüldü. Obama’nın kazanması halinde eşcinsellere(sapıklara) evlenme yasası çıkaracağı vaadinin benzerini Kürtlerin temsilciliğine soyunan BDP mecliste dillendirmeye başladı. Ne kadar yol katettik değil mi?!.

Eskiden yollar Roma’ya giderdi söylemi yerine, şimdilerde akıl ve vicdan paranın çizdiği yöne doğru akıp gitti. Kazançta helalin mantığı kalmadı. Devrimin öne aldığı zilli ve de kirli sahneler artık bizim kesime doğru çalışıyor.

Bu saatten sonra biz artık “Altaylardan gelen Türkler” değiliz.

Her birimiz ya Kürtçülüğe veya Türkçülüğe, o da olmuyorsa bir mezhebin karanlık vagonlarına takıldık gidiyoruz. Cemaatçilik ayrı bir gaz.

Birileri bu gazı öylesine yaymış ki, artık önümüzü görecek gibi değiliz, kapıldık gidiyoruz. Eskiden sistem açısından sakıncalı olan nurcular vardı, şimdi ise cemaatçiler var.

Her şeyi onlar yapıyor, kotarıyor, asıyor kesiyor.

Faturası da Müslüman halka çıkıyor.

Öyle değil mi?

Eski düzen karşıtları şimdilerde düzen savunuculuğuna soyunmadılar mı?

Bir gün olan 19 Mayıs bayramını bir haftaya çıkarmaları bu milletin kara bahtı değil de nedir? Hem bu bayramı(!) tepeden tırnağa neden sorgulamıyoruz?

İttihatçıların yalanlarından birisi de bu. Mustafa Kemal kırık tekne ile İstanbul’dan Samsun’a ayak basmış da... O yüzden 19 Mayıs bayram.

Sen bunu külahıma anlat, hiç kimsenin kaçtığı uçtuğu yok. Mustafa Kemal’i Samsun’a yaverleri ile, harcırahı ile, sağlam gemisi ile yollayan Vahdeddin’dir.

Erzurum’a yollayan yine odur. Erzurum’da, Sivas’ta, Meclis’in açılışında padişah adına yeminler yapıldı sonra da o yeminlere sadık kalınmadı.

İşin doğrusu bu iken, biz kalkıp neyin bayramını kutluyoruz?

Hem kutlanacak birisi varsa Batılıların adamı olan Abdülmecid değil, Vahdeddin’dir.

Milli Mücadele de onun eseridir.

Şimdi bir gün yetmedi, Nasreddin hocanın fil hikayesi gibi üzerine bir hafta ilave ettiler.

Dedik ya, değiştik, abtes bozduk, düzen bizlere minnettardır.

Mezar taşlarımıza bunu da yazarlar mı bilemem...



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi