Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kadın Kolları Kongresi’nde Sayın Erdoğan’ı izlerken...

Kadın Kolları Kongresi’nde Sayın Erdoğan’ı izlerken...

Dünkü yazımızda İDO Feribotu’nda yaşananları aktarmıştık; Elâlemin içinde olmadık işler yapan bir çift... İş artık tahammül edilemez boyutlara vardığında müdahale eden vatandaşlar...
Bu müdahaleye “Alışın artık alışın, siz istediğiniz gibi örtünüyorsanız, onlar da istedikleri gibi sevişirler!” diyerek tepki gösteren bir yaşlı kadın...
Şikayet üzerine, “Zina Ceza Kanunu’nda suç değil, dolayısıyla çifte karışamayız!” diyen görevliler...
•
Çok fena!..
•
Birçok gencin hatta orta yaşlının toplum içindeki hal ve hareketlerini kontrol eden “edep perdesi” yırtılmış gibi.. Birkaç ay evvel Ankara’da maça gitmiştim; Bir grup genç kız, “Anaları” da işin içine katan öyle küfürler ediyorlardı ki... Ağzım açık kaldı!..
•
Bir müteahhit dostumuzla sohbet ediyorduk...
Dedi ki; “1+1 daireler, stüdyo daireler peynir ekmek gibi gidiyor, aileler iyice küçüldü, hatta yer yer aile tükendi. Bilhassa ABD’de stüdyo daireler revaçtadır. İnsanlar tek yaşarlar, ihtiyaç duydukça da sevgili değiştirirler. Türkiye de hızla oraya doğru gidiyor!.. “
•
Herşey birbirine bağlı; önce AVM’ler şehir merkezlerini istila etti, bunların “serbest piyasa koşullarında” sınırsız “hizmet” vermelerinin önü açıldı; bakkal, kasap, nalbur battı...
Bakkal, kasap, nalbur ne demek?..
Mahalle demek!.. Mahalle battı, apartman battı, komşuluk battı, aile ayakta durmaya çalışıyor.
ERDOĞAN: “HER KÜRTAJ BİR ULUDERE’DİR!..”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kürtaj ve sezaryen cinayettir!..” demişti.
Dünkü Kadın Kolları Toplantısı’nda bu ifadesini genişleterek tekrar etti:
“Bunlar planlı hareketler, bu ülke nüfusunun artmaması için atılan adımlar... Bu ülkenin nüfusu bir yerde donduruluyor!.. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum... Bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere sesleniyorum; yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz, her kürtaj bir Uludere’dir!.. Anne karnında bir çocuğu öldürmenin, doğduktan sonra öldürmekten farkı nedir? Bu milletin çoğalması için asla bu oyunlara prim vermemeliyiz!..
Bu millet muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacak...
Bunun için nüfusa ihtiyacımız var.
İnsan ekonominin temelidir; insan varsa üretim var, insan varsa tüketim var...
Bunun için genç nüfusu arttırmanın yollarını bulacağız, aksi takdirde 2037’de yaşlı bir nüfusumuz olacak!..”
•
Evet kürtaj ve sezaryen cinayet!..
Ve... Nüfusumuza yönelik “saldırılar” da organize iş!.. Bu böyle de... Bazı kadınlarımızın “Vücutları deforme olmasın!” filan diye, aslında insan vücuduna büyük zararlar veren yöntemlere tevessül etmeleri hayret verici!..
•
“Anne”lik bile zor geliyorsa, kadından ne kalır ki geriye!..
•
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Kadın Kongresi’nde söylediklerini not alırken, bunları düşündüm... Tam 2 milyon 591 bin üyesi olan AK Parti Kadın Kolları’nın, bu alandaki en büyük organizasyonlardan biri olduğunu söyledi Başbakan Erdoğan...
Dedi ki; “Sizlerin büyük gayretleri olmasaydı, Türkiye bugün ulaştığı noktaya asla ulaşamazdı!..”
Ve dedi ki; “Annelerimize, içlerindeki yüce duyguyu bizlere sundukları için teşekkür ediyorum!..”
Evet...
Anne!..
•
İşin başı da sonu da kadın...
Kadın bir işe el attı mı o iş başarılmış demektir!..
AK Parti, “Annelik” his ve şuurundaki 2.5 milyon kadının öncülük edeceği bir “Büyük Aile Seferberliği” başlatabilir...
Bu şart...
Hükümete dayatılan ise “Eşcinsel evliliklerinin” yasal hale getirilmesi.
Bilhassa özel televizyon kanalları aracılığı ile empoze edilen telkin de, “En küçük tartışmalarda araya polisi, adliyeyi sokun, mümkünse hemen boşanın!” tarzında.
Aile’den Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin, bu kesimlerin dayattıkları gündem maddelerine hayli vakit ayırıyor...
Ya Aile?..
Evet...
Aile’nin Korunmasına İlişkin bazı düzenlemeler yapıldı...
“Anne”lere iş hayatında kolaylıklar sağlandı...
Ama...
Aileyi hedef alan dalga boyları çok yüksek...
Aile’nin bu dalgaların altında kalmaması için...
“Büyük Aile Seferberliği” şart!..
•
Semt, mahalle, sokak, bakkal, manav, sütçü, kasap, aile, komşu, hoca, büyük, küçük...
Topyekûn Anadolu...
Bunlar yoksa Anadolu da yok!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi