Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

İsim mi istiyorsunuz?

İsim mi istiyorsunuz?

Uludere ile yatıp, Uludere ile kalkanlar…
Evet Kayseri’yi görmezden geldiler.
Ne gencecik bir polisimizin şehit edilmiş olmasını ne de patlamada ağır yaralanan İsmail Sakın’ın dramını gördüler.
(İsmail Sakın annesi terk ettiği için 4 yaşında devlet korumasına alınmış ve 2005 yılına kadar yetiştirme yurdunda kalmıştı.
Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nde teknisyen olarak 2005’te işe başlamıştı.
Evli ve 1 çocuk babası olan Sakın’ın eşi 3 aylık hamileydi.)

Uludere istismarcıları, Şırnak’ta şehit düşen Teğmen’i de görmediler.
(Çankırılı Teğmen Korhan Kuruçay, henüz 50 günlük evli idi.
Hemşire eşi Hicret Topçu Kuruçay’ın tayinini de Şırnak’a aldırmıştı.)

Bir önceki gün de Jandarma Astsubay Erdinç Aydın, evine giderken arkasından sinsice yaklaşan bir terörist tarafından sırtından vurularak şehit edildi.

Uludere istimrarcıları bu katliam karşısında da kör ve sağır oldular.

Daha önceki şehitlere oldukları gibi…

Kayseri’de, Şırnak’ta, Muş’ta hainler bomba olup, kurşun olup Mehmetçiğin, polisin üzerine yağmışlar…

Bunlar halen, Uludere istismarı yapıp, Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na, TSK’ya giydiriyorlar.

Habervaktim.com olarak başından beri, “bu güruh”un, terör örgütüne hizmet ettiklerini ifade ediyoruz.

Bunların “demokrasi, özgürlük, insan hakları” kılıflı yaklaşımlarının altında ciddi bir “devlet düşmanlığı”, ciddi bir “TSK düşmanlığı” olduğu görüşünü savunuyoruz.

Ve diyoruz ki; “Bu sorun bunların ortaya koyduğu modelle, bunların ortaya koyduğu açılım stratejisi ile çözülemez.”

Çünkü objektif değiller…

“Devlet”e kinliler, “TSK”ya kinliler…

Soruna bu psikoloji ile yaklaşıyorlar.

Habervaktim bu hainliği deşifre edince de cıyak cıyak bağırıyorlar.
İşte DPI toplantısına katılanlar…
Akit ve Habervaktim’in bu gizli toplantılarını gözler önüne sermesinden nasıl rahatsız oldular?..
Bağırdılar, çağırdılar; açığa çıkmanın öfkesiyle küfrettiler…
Ardından da kamuoyunu kandırmaya çalışarak, “Toplantının içeriğini açıkladık, DPI de daha detaylı açıklayacak” dediler.
Ama üzerinden 40 gün geçti, halen açıklayamadılar, toplantıda neler konuştuklarını, kimin ne dediğini.

“Son derece şeffaf bir örgüt” gibi sundukları DPI, 40 gün önce, talebimiz üzerine, “toplantının içeriğini ilerleyen günlerde rapor halinde göndereceğiz” demişti.
40 gün geçti, halen gönderebilmiş değil.

Değerli Habervaktim okuyucuları;

Bugün gelinen noktada, Sayın Başbakan’ın, bu “güruh”un gerçek yüzünü daha iyi gördüğünü düşünüyoruz.

İşte son açıklamaları:

“Uludere’yi konuşanlar, Kayseri’yi neden yazmadınız? Siz bu ülkede sizin can güvenliğiniz için görev yapan askeri, polisi savunmuyorsunuz da onları savunmaya kalkıyorsunuz. Neye hizmet ettiğinizin farkında mısınız?”

Sayın Başbakan’ın bu sorusu bizim başından beri gündemimizde.

Bunun Sayın Başbakan’ın da gündeminde olduğunu görmek, ülkemiz için, milletimiz için sevindirici bir durum.

Medyada, STK’larda, üniversitelerde temsilcileri bulunan bu “güruh”la arasına mesafe koymuş olan Sayın Başbakan, şimdi bir adım daha atmalı…

“Bu güruh”un, çok yakınına kadar girmeyi başarmış “temsilcileri”ni de uzaklaştırmalı çevresinden.

Kim mi bunlar?

Kimi “danışman”, kimi “milletvekili”, kimi “gazeteci”, kimi “dost”.

İsim mi istiyorsunuz?

Alın size bir ipucu:

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i hedefe koyanlar…
DPI adlı PKK bağlantılı örgütün gizli toplantısına katılanlar…

Sayın Başbakan bu isimlerle de arasına mesafe koymalı.

Açılımsa açılım…
Açılımı “bunlar”ın eliyle değil, milletin eliyle yapılmalı.

Çünkü bu “güruh”un derdi “sorun”un son bulması değil, Türkiye’nin “gayri milli dayatmalara” boyun eğmesidir.

Bütün gayretleri Türkiye’yi bu noktaya çekmeye dönüktür.

Milletin derdi ise kardeş kardeş elele verip, bu “oyun”u bozmak; terörü bitirerek, güçlü Türkiye’de, birlikte huzur içinde yaşamaya devam etmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi