M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Ahlak Zabıtası ve Kriterler

Ahlak Zabıtası ve Kriterler

Son zamanlarda, toplumumuzun büyük çoğunluğu tedirgin ve huzursuz.

Bugünlere bakıp gelecek kaygısı çekenler, haksız sayılmazlar.

Çünkü şikayetler, hiç de yabana atılacak cinsten değil!

Bunlar, her birimizi şahsen ilgilendirdiği gibi, yarınlarımız olan çocuklarımızı da ilgilendiriyor.

Son yıllarda adeta dibe vuran “genel ahlak” anlayışından söz ediyorum.

***

Burada örnekleri vermeye edebim müsaade etmiyor.

Sokakta, okulda, iletişim ve medya araçlarında olup biten ahlaksızlıkları herkes görüyor ve biliyor.

Ancak, hiç kimse bunlara müdahale etme cesareti gösteremiyor.

Emniyet mensuplarının bile, maalesef elleri kolları bağlı.

Belediye zabıtası deseniz, bu konulara zaten karışmıyor.

Geriye sadece halk kalıyor ki, onları da destekleyen ne kanun var, ne de devlet kurumları!

Peki, bunun sonu nereye varacak?

“Lût kavmi”ne doğru bile bile gidişe, göz mü yumulacak?

Böyle devam edecekse eğer, helak olanlar arasında bizler bulunmayacak mıyız?!

Ahlâksızların akibetine bizler de aynen dûçâr olmayacak mıyız?

***

Eskiden “ahlak polisi” ya da “ahlak zabıtası” dediğimiz kurumlar vardı!

Toplumda “genel ahlak” kurallarına aykırı davranışlara müdahale ederler, izin vermezlerdi.

Şimdi bunlar niye yok?

Yoksa “genel ahlak” kuralları mı değişti!

Bu kuralların neler olduğu bellidir.

Çünkü, çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede ahlaksızlığın ne olduğunu herkes bilir.

Şimdilerde bu ahlaksızlıklar diz boyu, her yerde uluorta sergileniyor!

Artık aileler, park ve bahçelerde çocuklarıyla gezemez olmuştur.

Okul ve üniversitelerdeki öğrencilerin davranışlarına utancından bakamaz olmuştur.

Kaldırımlara atılan randevu kartvizitlerinden geçemez olmuştur.

Garip tavırları sebebiyle gençleri “bunlar bizim nesil mi acaba?” diye seçemez olmuştur.

Yarınlar için umut dolu bir gelecek hayalini ölçüp biçemez olmuştur!..

***

Şüphesiz, bu gördüklerimiz bizim toplumu oluşturan fertlerden başkası değildir!

Yani hepsi bizim insanımız, bizim çocuklarımız.

Bunlar ne gökten indi, ne de Rusya’dan Amerika’dan vs. yerden geldi!

Hepsi, kimimizin evladı, kimimizin yeğeni, kimimizin torunları.

“Genel ahlak” kuralları değişmediğine göre, geriye tek ihtimal kalıyor:

Öyleyse biz değiştik!

Hem değiştik, hem dönüştük!

Kriterlerimizin adresi değişti.

Kur’an ve Sünnet kriterleri, yerini modern kriterlere bıraktı...

Yani, AB kriterleri, Kopenhag kriterleri, Masrih kriterleri…vs.

Siyasette, ekonomide, hukukta, adalette, eğitimde… bütün kriterlerimiz, hep batı merkezli.

Böyle olunca, ahlakî kriterlerimiz de batı merkezli...

Zina ve fuhşun kanun teminatında olduğu bir ülkede, batıda olduğu gibi her şeyin mubah olması doğaldır.

***

Doğal olmayan, bunların “ahlaklı insanlar” eliyle hayata geçirilmesidir.

“Yasalar karşısında yapacak bir şeyimiz yok” demek, kişileri sorumluluktan kurtarmaz!

Yasaları koyan da, kaldıran da, yeni yasa yapan da insanlardır!

Halkın çoğunluğunun seçtiği insanlar da, bu halk çoğunluğunun arzularına ve hayat tarzlarına uygun yasalar ve düzenlemeler yapmak mecburiyetindedirler!

Yapmıyorlarsa, bunu yaptıracak olan da yine halkın kendisidir.

O halde, her birimizin bu yaptırımda rolü ve görevi vardır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi