Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bir Uludere bin kürtaj bir kürtaj bin Uludere

Bir Uludere bin kürtaj bir kürtaj bin Uludere

Cinayetin kemiyeti mi olurmuş?

Uludere kan ağlıyor da, Suriye’deki halkın suçu ne?..

Neresinden bakarsanız bakın, kürtaj da diğerleri gibi Batının kanlı projelerinden birisidir. Bu fitne, 1968’lerde nüfus planlaması adıyla bünyemize virüs gibi yerleşti.

Müslüman nüfusunu azaltmaya yönelik bir hareket.

Nüfusun çoğalması, matematik şeklinde artan besin maddelerinin azalması demektir.

İleri yıllarda aç kalma tehlikesi...

Bizimkiler Malthus trenine binerek daha 1968’de nüfus planlaması yapmaya başladılar. O zamanlar nüfusumuz 30 milyon idi, şimdilerde 75 milyon olmasına rağmen ülkedeki binlerce dönüm araziler işletecek adam arıyor.

Arazilerimiz tam randıman işletilse değil 75 milyon, 200 milyon nüfusu bu ülke rahat bakar... Nüfus planlaması adıyla gündeme oturan kürtaj, peşinden birçok sosyal yaraları da sürükledi. Kirli ilişkiler sonucu doğacak çocuğu anne karnında katletmek.

Sağlık nedenleri bir tarafa, bir gecede dört yatak değiştirenlerin işine yaradı.

Bilgisiz birçok aile de bu cinayetlere geçim korkusu ile alet oluyor.

Tabipler Odası’nın tepki dolu açıklamasını izledik.

Bazı doktorların kazan kaldırması her zamanki hikaye.

Çocuk kanından geçinen vampirler...

Kürtaj, kirli para kazanmak için bir sektör...

O yüzden, bir cana kıymayı göze aldıktan sonra ha Uludere, ha anne karnı fark eder mi?

Sayın Başbakan’ın bu konudaki açıklaması bana göre tarihine ve zamanlamasına uygun. “Kürtaj bir Uludere’dir” dediğinde, Kılıçdaroğlu’nun hop oturup hop kalkmasına doğrusu anlam vermedim. Bu zat, gerçekten siyasetten anlamıyor...

Toplumun acılarını hiç bilmiyor... Kılıçdaroğlu ile yandaşları Başbakan’ın ortaya atmış olduğu her tiyoya bodoslamadan atlarsa CHP’ye yazık olur.

Böyle giderse AK Parti %60 ile iktidar olacak.

O yüzden benim kendisine tavsiyem, Tunceli derici ticareti yapmaya müsait, Kemer Genç denilen kan kokan adamı yanına alarak gitsin ticaretine baksın.

Gerçekten politika Kılıçdaroğlu’nun işi değil...

Uludere’de bir zamanlama ile 34 insan öldürülmüş, ama kürtaj her gün can alıyor.

Her iki olaya tesadüfi desek yanlış olur.

Danıştay saldırısını düşünelim. Cinayeti işlettikleri kişi Müslüman bir ailenin avukat olan çocuğu. Cinayetin hedeflediği kesim, ülkedeki Müslümanlar.

Ortam müsait olmasaydı bu cinayet sonrası koparılacak fırtınalar belli. İrtica, şeriat hortladı gibi suçlamalarla birçok masum insan belki şu anda cezaevlerini dolduracaktı...

Bir Suriye de biz olabilirdik...

Uludere de aynen öyledir.

Vur emrini verenlere belki yanlış bilgiler gelmiş olabilir, ama kaçakçıları hedefe sürenler kimler? Devlet sivil insanları tarasın ki arkası kâbusa dönüşsün.

Olayın kendisinden ziyade sonuçlarına bakmak lazım.

PKK kanından hangi kesimin beslendiği önemli...

Kim tahta oturuyor? Kim milletvekili maaşına konuyor? Kimler yurtdışında sefa sürüyor? Kim meclisin resmi araçlarını terör toplantılarına kadar sürüp götürüyor?..

Ne var ki her şeye rağmen devlet bu ihaneti çözmekle yükümlü.

34 insanı hedefe süren hainler kimse onların yakasına yapışmak devletin görevi.

Değilse, birileri bu yarayı daha çok kaşır...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi