Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Dicle ve Gaziantep Üniversitesi rektörlük seçimlerine giderken!

Dicle ve Gaziantep Üniversitesi rektörlük seçimlerine giderken!

Haksızlık ve zulüm karşısında susmamı beklemeyin! Çünkü bilirim, “sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları”. İşte tam olarak bu yüzden, “Durun kalabalıklar / Bu cadde çıkmaz sokak!” diyeceğim! Kim ne derse desin! Kim ne dolap çevirirse çevirsin arkamdan! Tüy kadar hafif gelir bana bu müfteri taife! Asla umursamam!

Şimdi, işte masum bilim insanlarına zulmedenler bunlar! Bunlar da zulmedenler adına propaganda yapan Pinokyo’lar diye sahtekârları, merkez siyaset ve devlet mercilerini maniple eden üçkâğıtçıları deşifre edeceğim!

Dicle Üniversitesi seçimleri geçeli, yani güvendiğim dağlara karlar yağalı dört yıla yakın oldu! Hatırladıkça dahi hâlâ üşüyor ruhum. Neydi o kahredici süreç öyle, nasıl bir düş kırıklığı bıraktı gerisinde?

Sözde, 28 Şubat sürecinde bilim insanlarına kan kusturan yönetim değişecek, öğretim görevlileri zinhar ötekileştirilmeden, fişlenmeden, hiçbir zulme ve engellemeye maruz kalmadan bilim üretebileceklerdi. Daha çoğulcu, daha demokratik bir yönetim gelecek, bütün haksız uygulamalar, acılar ve zulümler sona erecekti.

Ancak daha seçim süreci başlar başlamaz anlaşıldı ki; kazın ayağı hiç de öyle değildi.

Makam hırsı bu kesimin ruhlarına kıran gibi girdi! Güç ve iktidar ümidi geldi, mertlikleri bozuldu! Makam hırsı ve mevki ihtirası, güç tutkusuyla bir araya gelince, bu insanların eski dupduru karakterleri alabora oldu! Kişiliklerindeki bu çalkalanma, bilinçaltlarındaki en korkunç, en kirli yanları şahsiyetlerinin kıyılarına vurdu!

YÖK’ü ve Cumhurbaşkanlığı’nı maniple etmek için bin bir dolap ve de dümen çevirdiler! Yaşlarına başlarına bakmadan, rakiplerine akla hayale gelmedik iftiralar ettiler. Giderek irtifa kaybettiler. Başta kendilerine inanan insanlar olmak üzere, üniversitedeki pek çok arkadaşlarının güvenini yitirdiler.

Rektörlük yarışında Prof. Dr. Talip Gül’ün hakkında YÖK’e yeşil dosya gönderdiler. Üstelik ona terör isnat edenler, Gül’ün yirmi yıllık arkadaşlarıydı! Diğer aday Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem’e edilen iftiralar ise çok daha acımasızcaydı. Osman Baydemir’in Hakkâri konuşmasında çekilen bir fotoğrafına, Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem’i fotomontajladılar! Bunu yine YÖK’e göndererek, bir bilim insanına “terör yanlısı” diye çelme taktılar! Oysa Prof. Dr. F. Hüsnü Erdem, bırakın Baydemir’le poz vermeyi, Hakkâri’ye hiç gitmemişti! Ateist dediler. Hanımının başı kapalıydı ve daha bir sürü şey!

Sonuç olarak yine de üçüncü sırada kaldılar! Ancak binbir dolap-dümenle, diğer iki adaydan çok daha az oy almalarına rağmen atanmayı başardılar!

Kıyım ise bundan sonra başladı! Seçim sürecindeki ahlâkdışı yöntemlerine itiraz eden, kim varsa üniversitede nefes aldırmadılar! Ne gitmelerine izin verdiler ne de rahat bıraktılar! Bir şekilde gitme yolunu bulan yüze yakın bilim insanını, “hainler” diye yaftaladılar! “Bu kadar öğretim görevlisi Dicle Üniversitesi’nden neden koptu?” diye sorulduğu vakit ise, insanları yerlerinden, yurtlarından ettikleri yetmezmiş gibi, “Onlar gittiler, çünkü terörden kaçtılar” veya “Terör yanlılarıydı ve biz onlara fırsat vermedik” diye iftira ederek intikam alırken bir yandan da kendilerini temize çıkarmaya çalıştılar!

Kadro bekleyen onca hak sahibi varken, sadece kendi camialarından, sıkı durun tam dört yüz elli yardımcı doçent atadılar! Bir sonraki seçimde yeterli oya ulaşabilmek içindi hepsi...

İnsanın gözünü bu kadar mı bürür makam hırsı? Mevki ihtirası bu kadar mı kör eder vicdanları?

Devam edelim... Yıl 2012... Diyarbakır’da da, Gaziantep’te de durum öncekinden hiç de farklı değil! Adeta “Dejavu” olduk sanki!

Bu camianın, yeniden rektör adayı olan Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem’e karşı yürüttüğü iftira kampanyası aynı şiddette devam ediyor! Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun’a karşı da aynı ahlâkdışı yöntem ve araçlarla muhalefet yürüttüklerini görüyoruz! Dinine bağlı öğretim görevlilerine Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Mason ve ateisttir diye iftira ediyorlar! Sol görüşlü öğretim görevlilerine ise, “Yavuz Coşkun faşisttir” diye kara propaganda yapıyorlar!

Geri sayım başladı. Bu zulümler sürüp gitmesin istiyoruz!

Müfterilere prim verilmesin ve adalet yerini bulsun istiyoruz!




Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi