Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

BBP ve SP “Büyük Birlik” dışında kalmamalı...

BBP ve SP “Büyük Birlik” dışında kalmamalı...

HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun AK Parti saflarına katılacağı söylentileri 3 hafta kadar önce dillendirilmişti.

Kulisleri hareketlendiren bu haberler, siyaset gündemine damgasını vurmuş ve sadece siyaset arenasında değil, aynı zamanda çeşitli halk katmanlarında bu yönde bir beklenti oluştu. AK Parti MYK’sında konuşulan bu husus, sonrasında Başbakan Erdoğan’ın, davetine icabet eden HAS Parti Genel Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a iki partinin “bütünleşmesi” teklifi ile resmiyet kazandı.
Türk siyasi hayatında partilerin ittifakları ve birleşmesi elbette ilk değil. Ancak Türk siyasetinin yenilenme ve yeniden şekillenmeye başlandığı bu süreçte bu “bütünleşme” çok çok önem kazanmış oldu.
Sayın Kurtulmuş’un; “HAS Parti, yeni Türkiye’nin kurulması için fikirleriyle, görüşleriyle, söylemiyle, üslubuyla, ortaya koymuş olduğu programıyla Türkiye’de yapmış olduğu projelerle ve süreçlere olan katkılarıyla önemli bir boşluğu dolduruyor” şeklindeki açıklaması elbette doğrudur.
Ancak yeni Türkiye’nin inşası yolunda alınan mesafeleri ve kazanımların korunması ve demokratikleşme ile özgürlükler alanında yeni hamleler gerçekleştirilmesi için; ayrıca Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve iktisadi alanda, bölgesinde ve dünya siyasetinde daha etkili olması için, kısacası; içte ve dışta hak ettiği yere taşıma adına ilkeler doğrultusunda aynı ideali taşıyan kadrolarla bütünleşmenin en doğru ve de en akılcı bir yol olacağı muhakkaktır.
Başbakan’ın bu resmi çağrısı ve teklifi Türkiye için de çok ama çok önemlidir. Ülkeyi yöneten kadrolar ne kadar birikimli ve deneyimli olursa o ülkenin her alanda gelişmesi ve itibarlaşması da o derece yüksek olur. Bu yolda yürüyen kadroların desteklenmesi ve o moral ve heyecanın takviye edilmesi siyaseten çok büyük bir kazanımdır. Bu birleşmenin hem AK Parti hem de HAS Parti taraflarında yeni bir heyecan ve sinerji getireceği muhakkaktır.
HAS Parti bu teklifi değerlendirmek üzere MYK’sını topladı ve kararın olumlu bulunduğu belirtildi. Memnuniyetler ifade edilerek Genel Başkan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’a yetki verdi. Sıra yarın yapılacak il başkanları toplantısında. İl başkanlarının tamamına yakını olumlu görüş belirterek, “hayırlı olsun’ demeleri bekleniyor. Çünkü il başkanları Ankara’ya doğru yola çıkmadan yerel basına verdikleri cevaplar bu yönde. Kısacası HAS Parti, bütünleşmeden yana kararını vermiş gibi.
Birileri bu çağrıyı kendi siyasi beklentileri bakımından olumlu bulmayıp panik, öfke içinde karşı bir tavır takınabilir. Bunlar geçmişten gelen ağır eleştiri ve sivri dil alışkanlıkları yüzünden ve bu kişilerin “bütünleşme”de kendilerine yer bulamayacakları endişesi içinde olduklarını gösterir ferdi davranışlarıdır.
Kulislerde, HAS Parti gelişmesinden sonra Başbakan’ın bunun için önümüzdeki günlerde diğer muhafazakâr partilere de sürpriz teklifler götürebileceği dillendiriliyor. DP’nin eski lideri Süleyman Soylu ve BBP eski Genel Başkanı Yalcın Topçu başta olmak üzere benzer teklifin BBP ve Saadet Partisi’ne de gidebileceği söyleniyor.
Sadece AK Parti ve HAS Parti değil, aynı dünya görüşüne sahip, milletine ve ülkesine hizmet aşkıyla dolu çeşitli muhafazakâr partiler de bu “bütünleşme” dışında kalmamalı. Bu konuda Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a güven bağlayan halkımızda “HAS Parti’ye yaptığı çağrıyı BBP ve SP’ye de yapmalı” şeklinde bir çağrı ve bir beklenti olduğunu hatırlatmak isterim.
SP ve BBP kendilerine benzer bir çağrı geldiğinde bu fırsatı kaçırmamalıdırlar. Bu partiler kendi tabanlarının sesine kulak vermeli, ayrıca böyle bir durumda “bütün toplumu” kendi tabanları olarak görmelidirler.
Unutulmasın ki; bu çağrılar sonucu başlayacak “BÜTÜNLEŞME”ye HAS Parti’nin yanında SP ve BBP’nin de katılımlarıyla siyasetin merkezinde hem ‘Saadet’e erilmiş hem de ‘Büyük Birlik’ sağlanmış olacaktır.
Şayet bir siyasi parti gerçekleri kabullenip gereğini yapmaz ise, “bin yıl” daha iktidara gelme şansı olmadığı gibi, ayakta ve hayatta kalma şansları da olmaz. Mevcut çizgide devam ederlerse, “katı ideolojilerin” kurbanı olurlar. Birinin adı Saadet, bir diğerininki de Büyük Birlik olmaktan öte gidemezler.
Unutulmamalı ki; yenilendikçe, genişledikçe çözüm üreten olabilirsiniz. Çözüm ürettikçe güven kazanır, ümit olur, kitleleri harekete geçirirsiniz. Siyasetin dönüştürücü etkisi doğrultusunda özgüven ve cesaretle hareket edilirse bu “bütünleşme”, güçlü ve mutlu bir Türkiye yolunda Türkiye’nin gelecek yıllarında büyük bir şansı olur. Bu gerçek artık görülmeli ve bu gerçekler doğrultusunda kararlar verilmeli.
Bu partilerin taban ve seçmen kitlelerinin beklentisi bu “BÜTÜNLEŞME”den yanadır. Bu partilerin karar organları, taban ve seçmen kitlelerinin beklentileri ve hassasiyetleri dikkate alarak kararlarını vermelidirler. Zira korkmak için bir sebep yok.
Bu “bütünleşme” ile tarihî buluşmanın hem hasret giderme hem de önümüzdeki günlerde çifte bayram yaşamamıza vesile olacağına inanıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi