M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Merhametin Sınırı

Merhametin Sınırı

Her insanın bir “idol”ü vardır.
Yani, hayatında örnek aldığı bir “model insan”.
Şüphesiz bizim de “idol”ümüz var:
Allah’ın Rasulü Hz.Muhammed aleyhisselam.
Neden başkası değil de O?
Çünkü, referansımız sağlam.
O’nu bize “model” olarak sunan; Cenab-ı zül-Celal vel-İkram!
O’nu örnek alan sahabe, önceden “çöl bedevisi” iken, sonradan “şehir medeni”si oldular.
Cahili dönemin çocuk katilleri, sarhoşları, zanileri, tefecileri, zalimleri; O’nun nebevi terbiyesinden geçtikten sonra, merhametin zirvesine ulaştılar.
En yüksek ahlak numunesi olan “model şahsiyet”i örnek alarak, ahlaken yükseldiler, yüceldiler.
Böylece, “çapulcu bir toplum”dan, “altın bir nesil” meydana geldi.
Hem de 23 senelik kısa bir zaman diliminde.
Nasıl olur demeyin!
Oldu işte.

***

Bugün de, dünya insanları olarak huzurlu değiliz.
Kötülükler iyiliklere galebe çalmış durumda.
Harpler darplar hiç eksik değil!
Kıtallerin sonu gelmiyor.
Faiz, tefecilik sömürüye devam ediyor.
Fuhuş, zina giderek artıyor.
Alkol tüketimi, uyuşturucu kullanımı korkunç boyutlarda.
Şu mübarek Ramazan günlerinde manevi havayı bozan pek çok görüntü mevcut!
Karamsar bir tablo çizerek, rahmet yüklü gün ve gecenizi gölgelemek istemiyorum.
Lakin, “model insan” Rasulullah efendimizin tavrını da hatırlatmaktan geçmeyeceğim.
O’nu adeta kendi gölgeleri gibi takip eden sahabeler anlatıyor:
“Allah’ın Rasulü (s.a.s), iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu, günah olmasın!
Eğer bir iş, günah idiyse, günaha karşı insanların en uzak duranı o olurdu.
Kendi şahsı için hiç intikam peşine düşmezdi.
Fakat, Allah’ın bir haramı ihlal edilir, bir günah işlenirse, işte o zaman gazaplanır ve Allah için intikam alırdı.
O’nun, hiçbir günaha tahammülü yoktu.”
(Müslim, Fedail,77 Hadis no:2327)

***

İşte böyle.
Allah’ın Rasulü’nün kolaylığı tercihi, merhameti, hoşgörüsü olduğu gibi, gazabı, intikamı da vardı.

Acaba bizler, Allah’tan ve Rasulüllah’tan çok daha mı merhametliyiz?

Çevremizde gördüğümüz günahlara karşı neden tepkisiz ve duyarsızız?

Yoksa, günaha karşı tavır koyduğumuz zaman, “hoş görüşsüz” damgası yemekten, “anlayışsız” nitelemesine maruz kalmaktan, “kaba ve nezaketsiz” şeklindeki ayıplamalardan mı korkuyoruz?!..
Günahlara ve haramlara hoşgörülü yaklaşmak ne zamandan beri Peygamber ahlakı oldu!
İnsanlara hayra çağırmak ve günahlardan sakındırmak, Kur’an’ın Müslümanlara verdiği bir görev değil mi?
Eğer bugün, dünkü cahili toplumun izlerini görüyorsak, “idol”ümüzün izini takip etmediğimizden ve onu “örnek” almadığımızdandır!
Hiç kuşkunuz olmasın!

Böyle olduğu sürece de, cahili hayatın izleriyle iç içe yaşamaya mahkum ve razıyız demektir.

www.twitter.com/parlakturk




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi