İtfaiyeci, “Herkes para kazanma, oyun eğlence peşinde, ben ne diye canımı tehlikeye atayım!” deyip işini ihmal edemez.
Canları pahasına da olsa, yangınları söndürmeye çalışan itfaiyecilere minnettarız. Azınlıktırlar, ama yangınları onlar söndürür…
İtfaiyeci kimdir?
- Yangınlara karşı tedbir alınmasını sağlayan,
- Yangın söndürme ve yangından can ve mal kurtarmakla vazifeli,
- Yangın dışında—sel, deprem, fırtına—gibi âfetlerde meydana gelen hadiselerde arama, kurtarma ve ilkyardım müdahaleleri yapan kişidir.
- Yaklaşılması veya girilmesi için özel teçhizat gereken yerlerde mahsur kalan canlıların kurtarılmasını; itfaiyeciler arasındaki koordinasyon sağlar.
Kullandığı malzemelere gelince: Su tankı, hortum, kurtarma ipi, miğfer, el feneri, aspiratör, merdivenli araç, ısıya dayanıklı giysiler.
Bunun dışında “İşime yarar!” diye başka şeyler alamaz. Onun işi yangına odaklanmaktır.
Peki, itfaiyeci olabilmek için hangi özellikleri taşımalı?
- (Bilhassa insanlara) yardımsever olmalı,
- Yükseklik korkusu olmamalı (havf damarı, korkak olmamalı),
- Normalin üstünde cesarete,
- Çevik ve atletik bir bedene sahip,
- Hareketliliği ve stresi kaldırabilecek bir yapıda,
- Ve sorumluluk sahibi kimseler olması gerekir.
İtfaiyeci; yangın anında yanma, patlama, enkaz altında kalma, boğulma ve benzeri tehlikelerle karşı karşıya bulunduğunun şuurunda olmalı.
Önemli bir nokta daha: İtfaiyeciler her an müteyakkız ve hazır olmalı.
Çalışma esnasında amir ve meslektaşlarıyla mutlak iletişim ve yüksek seviyede işbirliği içerisinde olmalılar.
Aynı zamanda hadise mahalline gelen polis vesâir vazifelilerle iletişim kurmalılar.
İşte yaygınlaşan trafik kazaları, orman yangınları, sel, deprem, fırtınalara karşı iyi eğitim almış, hadiselere yerinde ve süratle müdahale yapabilen böylesi itfaiyecilere son derece ihtiyaç olduğu gibi; bugün, deccalizmin, süfyanizmin, ifsat, dinsizlik, ahlâksızlık komitelerinin, PKK’nın çıkardığı “terör, müstehcenlik, uyuşturucu, dünyevîleşme” yangınları fidanları yakıyor, çocukları yakıyor, gençleri yakıyor, orta yaşlıları yakıyor, ihtiyarları yakıyor!
İtfaiyeci yangın söndürmeye koştuğu, can ve mal kurtarmaya odaklandığı gibi, biz de çağın manevî yangınlarına karşı odaklanmalı değil miyiz?
Manevî itfaiyecinin techizatı: İman, Kur’ân hakikatleri, Sünnet-i Seniyye, tefekkür, ilim, ihlas, cesaret, sebat, sadakat, metanet…
Mühim bir nokta daha: İtfaiyeciler yangın söndürmeye giderken, “Yangını kim çıkardı, niye çıkardı, sen dur yangını ben söndüreceğim, sen bu işi bilmezsin, zaten şöylesin, böylesin!” diye birbirini tenkit eder, suçlar, çelme takar mı?
Yangın, sel, deprem gibi felâketler büyüdükçe, herkes yardıma koşmaz mı?
İmdat itfaiyeci! Ağaçlar yanıyor, fidanlar yanıyor, canlılar yanıyor! İçimiz yanıyor, dışımız yanıyor, Ramazanımız yanıyor, bayramımız yanıyor!
Dünyamız yanıyor, sonsuz hayatımız yanıyor…
İmanımız yanıyor, aile müessesesi yanıyor, toplumumuz yanıyor!
Suriye yanıyor, Irak yanıyor, Filistin yanıyor, Arakan yanıyor, Balkanlar yanıyor, Çeçenistan yanıyor, topyekün kardeşlerimiz yanıyor! Ciğerimiz yanıyor, kalbimiz yanıyor!
İçinde canların olduğu komşumuzun evi yanarken; eğlenebilir, bayram yapabilir miyiz?
“Daha hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın / Manevî yangınları söndürecek yaştasın!”
Not: Bayramınızı tebrik eder, İslâm ve insanlık âlemi için hayırlara vesile olmasını; hususan İslâm âlemine huzur, kardeşlik ve barış getirmesini; her türlü musîbetlerin def’ine, hayırların celbine vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.