Yener Dönmez

Yener Dönmez

Ne güzel PKK’mız vardı!

Ne güzel PKK’mız vardı!

Yakın coğrafyamızdaki olaylar özellikle de Suriye’deki istikrarsız durum sonrası PKK’yla ilgili hayret verici yorumlarla karşılaşıyorum.


Şemdinli ve Gaziantep saldırıları bildiğimiz PKK saldırıları değilmiş, uluslararası bir operasyon şeklinde PKK’ya yaptırtılıyormuş, bu bildiğimiz PKK değilmiş.


Nerdeyse “Eskiden ne güzel PKK’mız vardı, biz eski PKK’mızı istiyoruz” diyecekler.


Oysa bu bizzat tepeden tırnağa bildiğimiz PKK...


Eskiden de taşerondu, şimdi de taşeron.


İhale verenlerinde ufak tefek değişiklikler olsa da PKK budur.


Dolayısıyla da taşeron bir örgütle müzakere yapılmaz, iş masada bitirilecekse işverenlerini bağlayarak bitirmek icap eder.


Evet PKK’nın Şemdinli ve Gaziantep saldırılarında belli taktiksel farklılıklar var ama bu PKK’nın belirlediği planın geldiği aşama gereği.


PKK 2010-2011 döneminde halk isyanını başlatacak şekilde ilerliyordu. Plandan sapma olduğu için şu an farklı yöntemler kullanılarak başarılmaya çalışılıyor.


Normalde şehirlerde yerleşik KCK yapılanması üzerinden halk isyanı başlatılacaktı.


Hatırlarsanız, bu dönem boyunca Hakkari, Diyarbakır, Şırnak, İstanbul gibi KCK’nın güçlü olduğu yerlerde her gün büyük sokak olayları yaşanıyordu. Öcalan’ın saçı uzadı, kısaldı, odası küçüldü, büyüdü, penceresi yok gibi ıvır zıvır bahaneler bulunup çocuklar başta olmak üzere kitle sokağa döktürülüyor ve her akşam ana haber bültenlerinde “Sokaklar savaş alanına döndü” anonsları eşliğinde intifada benzeri görüntüler ekranlara yansıtılıyordu.


PKK tüm bu süreçte mümkün olduğunca kırsal kadrolarını kullanmadı.


Ta ki KCK’nın tam olarak oturduğuna kanaat getirip, Silvan saldırısıyla savaşı ilan edene dek.


13 Mehmetçiğin katledilip cenazelerinin yakıldığı olay sonrası Türk kamuoyunda öfke ve duygusal kopuş planlanıyordu.


Silvan’la PKK’nın silahsız çözüm istemediğinin net olarak ortaya çıkmasından sonra Başbakan Erdoğan, KCK operasyonlarının ve kırsal operasyonların tam gaz başlaması talimatını verdi.


Tarih Eylül 2011’di.


Ardından Cemil Bayık ve Murat Karayılan’ı şoke eden KCK operasyonları başladı.


Güvenlik birimlerinin KCK’yı bir kaç ayda çözmesinin mümkün olmadığını düşünüyorlardı ama çözüldü.


KCK ağır darbe alınca, planlanan “Kürt ayaklanması”nı başlatacak yapı bitti.


(KCK’nın tam çöktüğünü söyleyemiyorum maalesef, MİT Müsteşarı’na yönelik girişim nedeniyle KCK operasyonu durdu. Keşke olmasaydı.)


Ayaklanmayı ateşleyecek yapının büyük oranda çökmesiyle paralel kırsal operasyonları başladı.


TSK Çukurca, Kavaklı, Diyarbakır kırsalı gibi alanlarda büyük operasyonlar yaptı.


İçerdeki Kandil’ler darmaduman olurken sınır dışındaki kamplar ve cephaneliklere de ağır bombardıman yapıldı.


Terörle mücadelede her şey iyi giderken hükümet de hak ve özgürlükler alanında adımlar atmak için Meclis zemininde çalışmaya başlamıştı.


Ta ki Bülent Arınç’ın deyimiyle “Herşeyi berbat eden” gelişme yaşanana kadar: Uludere...


Uludere öylesine bir travmaya çevrildi ki, TSK operasyonları aylarca durdu. PKK yeniden Hakkari, Şırnak, Diyarbakır kırsalına yerleşti.


KCK yapılanması yeniden eskisi gibi kurulamazken, kırsalda kaybedilen alanlar ve dağılan yapılar eskisine döndürüldü.


Güçlü KCK’sı olmayan PKK, şimdi “Kürt ayaklanması”nı başlatabilmek için mecburen kırsal kadrosunu kullanmak durumunda ve bunu yapıyor.


Şemdinli’yi de Gaziantep’i de böyle okumak gerekiyor.


Suriye’deki istikrarsız durum, İran’ın alan açması vesaire PKK’nın işini kolaylaştırıyor, doğrudur.


Ama PKK’nın planlanmış ve adım adım uyguladığı bir stratejisi var.


Mesele Suriye meselesi değil.


Ortadoğu’nun hakimi Kürt devletine karar vermiş ve Türkiye’nin bir kısım toprağı da önce özerklik, ardından da bağımsızlıkla bu yapıya entegre edilme üzerinde bu planda yer alıyor.


PKK dün de bugün de aynı PKK...


Bu planı bozmanın yegane yolu PKK’yı sonuç vermez bir enstrümana çevirmek. Yani Türkiye’ye zarar veremez hale getirmek.


PKK’nın arkasındaki destek ancak böyle çekilir.


Şemdinli’de 300’den fazla PKK’lı öldürüldü.


Lakin PKK’nın lider kadrosu yok edilmezse, TSK kırsal operasyonlarını Uludere öncesindeki kararlılık seviyesine çıkartmazsa bu iş olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Yener Dönmez Arşivi