Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Travma sonrası stres bozukluğu

Travma sonrası stres bozukluğu

Kişiyi çok korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresiz hissettiren olaylar, uzun süren ruhsal travmalara yol açıyor.

Değerli okuyucular, geçmiş yıllarda travma deyince
hemen aklımıza ilahi deprem, sel, tecavüz
gibi büyük olaylar gelirdi, sanki bir kişi sadece bu
olaylardan sonra travma yaşayabilirdi. Ancak bize
gelen danışanlara baktığımız zaman, bu kişiler
hangi sorunla (depresyon, panik atak, kaygı bozuklukları,
fobiler, evlilik sorunları gibi) gelirse gelsin
seanslarda mutlaka çözülmemiş, kişiyi rahatsız
eden travmalara sıklıkla rastlıyoruz.
Travma iki şekilde görülüyor;
* Fiziki tehdit (T): Örneğin, kaza, şiddet, tecavüz,
deprem, sel gibi doğal afetler
* Psikolojik travma (t): Başarısızlık, kıyaslanma,
dışlanma, ihmal edilme, terk edilme, aşağılanma,
cinsel taciz...vb.
Travmalar olumsuz yaşam olaylarından, anılardan
oluşur. Travmatik anılara psikolojide “hazmedilememiş
anılar” deniyor. Travmatik anı kolayca
basit uyaranlardan tetiklenebilir. Kişinin korkması
için, geçmişte tek ve şiddetli bir korku geçirmesi
yeterlidir. Örneğin, işi gereği uçak yolculuğu yaparken,
uçak tirbulansa girdiğinde çok korkan, yoğun
bir kaygı yaşayan kişi, 5 sene sonra da hâlâ
uçağa binemeyebilir. Veya işi gereği binmesi gerekiyorsa
birkaç sakinleştirici alarak güç bela uçak
yolculuğu yapabilir.
Bir danışana travma sonrası stres bozukluğu tanısı
koyabilmek için aşağıda sıralayacağım belirtiler
travmatik olaydan birkaç saat, birkaç gün, daha
seyrek olarak da birkaç hafta, birkaç ay sonra
ortaya çıkar;
- Genel görünüm ve davranış: Danışan aşırı telaşlı
ve kaygılıdır. Normalde önemsenmeyecek
uyaranlara karşı aşırı derecede duyarlıdır ve en
küçük uyaranlarla irkilme tepkisi gösterir.
Huzursuzluk ve ellerde titremeler de görülebilir.
- Konuşma ve ilişki kurma: Belirgin bir bozukluk
yoktur, ancak bazı danışanlarda ilişkilerde bir duygu
azalması, ilgisizlik ortaya çıkabilir.
- Duygulanım: Kişi travmatik olayı hatırladıkça,
rüyalarda tekrar yaşadıkça bunaltı ve sıkıntı hisseder.
Çok huzursuz ve tedirgin olur. Bu bunaltı uzun
sürerse ve kişinin onu rahatlatan pozitif kaynakları
az veya yeterli değilse depresyon da gelişebilir.
Bu danışanlarda kişiler arası ilişkilerde ilgi azalır
ve duygusal uyuşukluk olmaya başlar.
- Bilişsel yetiler: Kişi travmatik olaylarla ilgili anılarını
çok iyi hatırlar, fakat başka olaylara karşı dikkatsiz
ve ilgisiz davranır. Danışan son derece
unutkandır. En tipik belirti, olayın sık hatırlanması
ve hatırlandıkça yeni baştan yaşanıyor gibi olmasıdır.
Bir arabanın çarptığı öğretmen danışanım,
yaralandıktan ve hastanede tedavi gördükten üç
gün sonra, sürekli olarak bir arabanın kendi üzerine
doğru geldiğini görerek uykusundan uyanıyor,
tekrar uyumaya korkuyordu. İşine yorgun ve dinlenememiş
olarak gidiyordu.
- Düşünce akımı ve içeriği: Danışan olayı unutmak,
düşünmemek ister; bunun için çabalar, ama
travmatik olay bütün sahnesiyle ayrıntılarıyla tekrar
tekrar düşüncede yaşanır. Bunun yanısıra kişi çevresini
suçlayabilir, kendi bedenine gereksiz yere
odaklanıp hastalık psikolojisine girer, karamsarlığa
kapılır ve gelecekle ilgili umutsuzluk hisseder.
Özetle Travma sonrası stres bozukluğunda; uykusuzluk,
kabuslar, olayla ilgili anıların sık hatırlanması,
sürekli olayın tekrarlanacağı korkusu ve
bu nedenle diken üstünde hissetme, kolay irkilme,
çabuk sinirlenme, gelecekle ilgili plan yapamama,
yabancılaşma (beni kimse anlamıyor hissi), olayı
hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumdan
kaçınma görülür.
Değerli okuyucular, bu rahatsızlığın tedavisinde
son derece kısa süren ve tedavi edici özelliği çok
güçlü olan bir psikoterapi yöntemi var; bu yöntemin
adı “EMDR yani Göz Hareketleriyle
Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme”
EMDR ilaç ve hipnoz kullanılmadan yapılan bir
psikoterapi yöntemidir. Terapist danışanın gözlerini
sağa ve sola hareket ettirerek, sağ ve sol beyni
hafifçe uyarır ve bu şekilde danışanın kendini rahatsız
eden bellek ve duygulara yoğunlaşmasını
sağlar. Acı veren anılar, onlardan kaçınıldığı sürece
rahatsızlık verme güçlerini korurlar. Bazı anı,
geri dönüş ve kabuslar en az o olayın yaşandığı
an kadar üzücü ve bunaltıcı olabilir. EMDR terapisinde
bu acı veren anılarla, oldukça güvenli bir ortamda
karşılaşılır, böylece bu yüzden kendinizi
bunalmış hissetmezsiniz. Bu şekilde onun üstüne
gidebilir ve üstesinden gelmek için harekete geçebilme
şansını bulursunuz.
EMDR mantığını size bir metaforla açıklamak isterim;
Örneğin kolumuz kesildiğinde, vücudumuz
bunu bir şekilde onarır. Ancak yaranın içine cam
kırıkları girmişse bu yara bir türlü kapanamaz.
Beynin de kendini onarma işlevi vardır. Fakat travmatik
olay olduğunda, aynı yaradaki cam kırığı gibi
beyin kendini onaramaz. EMDR’nin işlevi bir nevi
bu cam kırıklarını temizlemektir. Böylece kişiyi
artık travmatik olay rahatsız etmez, onun bugünü
yaşamasına engel olmaz. Sağlıklı mutlu günler
duasıyla Allah’a emanet olunuz.
(*) PSİKOLOJİK DANIŞMAN-PSİKOTERAPİST
DNŞ TEL: 0 212 503 79 95-0 506 401 79 91

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi