Ersoy Dede

Ersoy Dede

Suçluyu nerede arıyorsunuz?

Suçluyu nerede arıyorsunuz?

Hiç böyle içinizden isyan ettiğiniz oluyor mu; “arkadaş nasıl fark etmezler bunları yahu?” diyerek..

Hepimizin gözleri önünde soygunlar oluyor,
suçlar işleniyor, ama cezasız kalıyor.. Peki,
ama nasıl oluyor bu? Kimseyi suçlamak değil
niyetim. Ya da kimseye akıl vermek veyahut yol
göstermek niyetinde değilim.. Sadece yasa dışılığı
ortaya çıkarmak adına kullanılan metotları belki
eleştirmek gerektiğini düşünüyorum.
SUÇLU NEREDE BULUNUR?
Bazen haber bültenlerinde şöyle başlayan
metinlere rastlarsınız; “alıcı kılığına giren polis
ekipleri bla bla bla..” Bilemiyorum bu “tuzak
kurma” işinin kanundaki yerini. Ama kesin sonuç
verdiğinden kimsenin şüphesi olmasın. Zira bu
yöntem denenmediği için ortaya çıkarılamayan
pek çok illegal faaliyet olduğunu biliyorum. Bilerek
mi uğraşmıyorlar bu işle yoksa başka bir nedeni
mi var, bilmiyorum.. İlk kez 15 yaşında bir çay ocağında
otururken, yanı başımda birinin bir başkasına
uyuşturucu sattığına tanık olduğumda sorgulamaya
başlamıştım bu sistemi. “Ben 15 yaşında
bir çocukken bu suçun canlı tanığı olduğuma
göre, bu adamlar yakayı nasıl ele vermiyorlar?”
diye sorgulamıştım. Sonra çözdüm meseleyi..
Benim baktığım yerden bakmıyor hukuk hiçbir
olaya.. Yöntemleri sorgulamalıyız bir kez daha..
İNTERNET NASIL KULLANILIR?
Cep telefonumdan da bilgisayarımdan da alışveriş
sitelerinde gezinmeye bayılırım. Hatta en
fazla vaktimi o tip siteler alır dersem yalan olmaz..
Ev bakarım, araba bakarım, elektronik eşya bakarım..
Bazen alırım.. Bazen satarım.. Bence ara
savcılar da bakmalılar bu tip sitelere.. Ya da
mali polis.. Bu yazıyı somut verilere dayandırarak
yazmak için iki ilanla doğrudan ilgilendim.
Hayretler içinde bana anlatılanları dinledim. Savcı
arasaydı savcıya da aynısı anlatılacaktı. Benim
gazeteci olduğumu farketmeden anlattıklarını biliyorum.
Öyle söyleyeyim..
AYARLANABİLEN EKSPERLER
İkisi de satılık ev ilanı.. İlkinin altında “tamamına
kredi çıkarılır” diye yazıyor.. Bankaların sadece
kapısının önünden bile geçen biri bilir ki, konut kredisi
veren bankalar, ipotek koyduğu evin en fazla
yüzde 75’i oranında risk alırlar.. Yani 200 bin
TL’lik ev için normalde en kabadayı 150 bin TL
kredi çıkar.. Peki bu emlakçı nasıl oluyor da evin
tamamına kredi çıkarabiliyordu? Tahmin ettiğiniz
gibi arayıp sordum.. El cevap; “eksperi ayarlıyoruz
biz abi, sen merak etme..” Yani 200 bin tl ise
evin satış rakamı, eksper 300 bin tl değer çıkarıyor.
Böylece banka yüzde 75’ine kredi verdiğini
zannederken aslında evin değerinin tamamına
kredi çıkarabiliyor. Ve bunu evi satan emlakçı size
garanti ediyor. Ben farkındayım, sen farkındasın,
hukukun haberi yok.
TAPU DEĞERİ
Bir başka ilanda yer alan numarayı çeviriyorum
bu kez. “Sattığınız ev krediye uygun mu değil
mi?” diye soruyorum. El cevap; “sadece 90 bin
TL’lik kısmı uygun” Nasıl oluyor peki bu? Şöyle..
ev 200 bin TL.. Ancak müteahhit evin değerini 90
ya da 100 bin tl göstermiş. Çünkü kâr amaçlı ev
satışlarında aradaki kazançtan vergi ödemesi
lazım. Dolayısıyla para kazanmamış gibi yapacak
ki vergiden yırtsın. Yani aslında 200 bin TL değerindeki
bir ev bu koşullarla satıldığında tapuda
değeri, yarı yarıya düşük görünüyor. “Böyle bir
ev bu devirde nasıl olur da 90 bin TL’ye satılır?”
diye sormuyor mu acaba tapu müdürleri?
Yoksa onlar da, bankanın eksperleri gibi ayarlanabiliyorlar
mı? Hiç sanmam.. Bence tapuda acilen
kadrolu ekspertiz birimi oluşturulmalı.. (bağımsız
eksperler ayarlanabiliyormuş ya. Kadrolu olursa
ayarlanmaz belki)
İŞKEMBE-İ KÜBRA
Bu anlattığım iki hadise de gerçektir. Eskilerin
tabiriyle “işkembe-i kübra”dan atmıyorum yani..
İsteyen olursa telefonlarını veririm. Kendileri konuşur
görürler. Ki benim örneklerime de gerek yok.
Alış-veriş sitelerine girip baktıklarında daha neler
görecekler. Bakmak istemeleri mi gerekiyor acaba?
Sorun nerede ki? Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi