Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Cezaevlerindeki ölüm kurbanları

Cezaevlerindeki ölüm kurbanları

(İdeolojik deli gömleğini çıkarmayanlar, bu yazıyı okumasın!)“Kürtler ezilmesin, demokratik hak ve özgürlüklerine sahip olsun...” edebiyatlarına bakan da bunların Kürtler için bir kurtuluş, bir varlık savaşı verdiğini sanır! “Kürtlerin anadili” konusunda mücadele ettiklerini... Demokratik hak ve özgürlükleri için öldüklerini. Halklarının müreffeh yarınlara kavuşması için öldürdüklerini...
İyi de hangi Kürtlerin? Aklını sıfırladıkları Kürtlerin mi? Örgütün bekası uğruna, bireysel iradelerini imha ettikleri Kürtlerin mi? Kişisel karar mekanizmalarını etkisiz hale getirdikleri Kürtlerin mi? “Öl” deyince ölecek, “öldür” deyince öldürecek kadar mekanikleştirdikleri Kürtlerin mi? Gerektiğinde örgüt uğruna ölüm orucu tutturdukları, infazları üzerinden devlete racon kestikleri, köleleştirilmiş Kürtlerin mi?
Evet, portatif akıllı, bireysel irade engelli, itaatkâr Kürtlerin...
Zira PKK’ya göre akıl, en tehlikeli yüktür Kürtler için! Bireyin kafasında bulunduğu vakit, mutlak itaati imkânsız hale getiren bir anarşist! Homojenize ettikleri Kürtlerin çarkını kıran taş! Kürtçü hareketin gırtlağındaki kılçık! Bu yüzden örgüte katılan Kürtlerin ilkin, bireysel iradelerini etkisiz hale getirirler. Gerekli gördükleri vakit de sifonu çekip, örgütün foseptik çukuruna gönderirler! Kurban sayısının önemi yok...
O halde Kürtlerin hak ve özgürlükleri falan bahane! PKK için en iyi Kürt, en akılsız, en köle ruhlu, örgütün dişlileri arasında çiğnenerek iradesi öğütülmüş, araçsallaştırılmış Kürt’tür! Kafatası boşaltılmış Kürt!
58 cezaevindeki, 700 civarı PKK’lı ve KCK’lının örgütün parmağını şaklatmasıyla ölüme yatması başka türlü izah edilemez! Bine yakın Kürt mahkûmun Abdullah Öcalan uğruna ölüme yatırılması akıl kârı mı?
Kürtlerin bağımsızlığı için mücadele ettiğini iddia ederken mangalda kül koymayan insanlar bunlar işte! Kürtlerin demokratik hak ve özgürlükleri için savaştığını iddia edenlerin gerçek yüzü! Bine yakın tutuklu Kürt’ü, Abdullah Öcalan uğruna kurban edebilen zihniyet... Terazinin bir kefesine Öcalan konulmuş, diğer kefesine aynı dava uğruna cezaevini boylamış yüzlerce insan!
İşte PKK’lıların gözünde Kürtlerin değeri bu! Bir kişiye kurban edilen bine yakın insan! Düşünsenize... Sözde feodal sistemin elinden kurtardıkları Kürtlerin yüzlercesi, Apo’ya kurban!
Üstelik, askeri vesayetin, bireysel insan hak ve özgürlüklerini lağveden negatif uygulamalarına rahmet okutan bir dayatmayla! Batıl tarikatların, karanlık ayinlerindekine benzer ritüellerle kurban edilen yüzlerce insan!
Bu yüzden, PKK’nın emri, BDP’nin kavliyle ve CHP’nin gizli onayıyla gerçekleşen bu ölüm oruçlarının, müdahale edilmesi gereken bir eylem olduğunu düşünüyorum! Ölüm orucu denilen olgu ise tımarhanelik bir vaka bana göre! Kendi hallerine terk edilmemeleri, mutlaka tedavi edilmeleri gerekir! En azından intihar etmelerine seyirci kalınmayabilir.
Çünkü akılları yok! Başkalarının zorlamasıyla ölüme yürüyorlar!
•
Belki de PKK, daha fazla deşifre olmaktan korkuyor! Bu ölüm orucu dayatmasıyla, cezaevlerindeki KCK ve PKK’lılardan kurtulmayı düşünüyor! O halde bu örgüt içi bir infaz sayılabilir değil mi? Devletin eline geçmesin diye yaralı militanlarını vurmak bunların yöntemi değil miydi?
Evet, belki de içerideki pek çok adamını zaten infaz edecekti. Şimdi hem infaz edecek, hem de suçu TC’nin üstüne yıkacak! Kamuoyunun dikkatini çekmeyi başardığı gibi uluslararası planda da adını güncelleyip, Türkiye’nin itibarıyla oynayacak! Bir taşla çok kuş yani...
O halde PKK’nın bu kitlesel infazına itiraz etmek yerine, bu infazdan iktidara karşı sipahi malı kalitesinde bir muhalefet devşirmeye çalışan siyasi partiler, medya ve bu örgüt infazının faturasını devlete çıkarmaya çalışan, bir kısım muhafazakâr kalem, bu gerçekleri göz önünde bulundurarak, sorumluluk duyarak konuşmalı! Bu değirmene su taşımamalı en azından!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi