Müslümanların ittifak edip birlikte sımsıkı sarılacakları en sağlam kulp; Allah‘ın Kelamı Kur‘an-ı Kerim‘dir.

Yaşayan Kur‘an Hz.Muhammed (aleyhisselam)‘ın yaşantısı ve sözleri de, Müslümanlar için rehberdir.

***

Bizzat Allah (azze ve celle), Hz.Peygamberi bizim için hayatta uyacağımız “en güzel örnek“ olarak gösterir:

“Ey inananlar! And olsun ki, sizin için Allah‘a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah‘ı çok anan kimseler için Rasulüllah güzel bir örnektir“(Ahzab,21).

Bununla birlikte Rasulüllah, Müslümanlar olarak sadece bize değil, tüm insanlık alemine uyarıcı ve müjdeci olarak gönderilmiştir:

“De ki, ey insanlar! Ben, Allah‘ın hepinize gönderdiği elçisiyim“(Araf,158).

“Biz, seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik“(Sebe,28).

***

Bu “güzel örneklik“ elbette ki, sadece bizim Peygamberimizle sınırlı değildir. Allah Teala‘nın gönderdiği bütün peygamberler, kendi dönemlerindeki insanlara örnek oldukları gibi, daha sonrakilere ve şimdi de bizlere örneklik teşkil ederler:

“İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır“(Mümtehine,4-6).

Şüphesiz ki, peygamberlere uymak, onların yolundan gitmek, onları rehber ve önder kabul etmek, pek çok ayet-i kerimede emredilmiştir.(Bkz. Al-i İmran, 31-32; Ahzab,6; Nur,54; Enfal,27 ve diğerleri..)

Ayrıca, Peygambere itaat, Allah‘a itaatla eşdeğerdir:

“Peygambere itaat eden, Allah‘a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Biz seni onlara bekçi göndermedik“(Nisa,80).

Bütün bunlar gösteriyor ki, Hz.Peygamberin sözleri, fiilleri ve takrirleri bizim için bağlayıcıdır. En önemlisi de, iman ve amellerimizin kabulü için şart ve gereklidir.

***

Peygamberlerin haberlerini bize anlatan en sağlam kaynak; hiç kuşkusuz Kur‘an-ı Kerim‘dir. Ondan sonra peygamberlerin kendisi, sonra da ashabı gelir.

Diğer ilahi kitapları, yani Tevrat, Zebur ve İncil‘i dışarıda tutmamın sebebi, onlara beşeri kelamın, bid‘at, hurafe ve efsanenin karışmış olmasıdır. İçlerinde ilahi vahiyden bazı parçalar bulunmasına karşın, bu kitaplar çoğunlukla azizlerin görüşleri, ruhbanların yorumlarıyla doludur.

Ne yazık ki, benzer durum bizi de tehdit eder duruma gelmiştir.

Allah‘ın Kelamı ve Rasulü‘nün sahih beyanları ortada iken, bazı insanlar kendilerine rehber seçtikleri kişilerin söz ve yorumlarıyla hayatlarına yön vermeye, itikat ve amellerini inşa etmeye çalışıyorlar!

Hatta, bunlardan bazıları; Kur‘an okumak ve hadis öğrenmek yerine falanca zatın eserini takip etmeyi yeğlemekte, onun yolunu izlemeyi tercih etmektedirler!

Bu eserlerin kısm-ı azamı; tefsir, hadis, fıkıh, kelam, akaid, siyer gibi islami ilim ve kaynaklarla ilgisi olmayan esrarengiz anlatımlarla, gerçek dışı olaylar ve efsanelerle, bid‘at ve hurafelerle, dinde delil olmayan rüya ve anlatımlarla doludur.

Dinin ana kaynakları, hayatın gerçeklerinden bahsederken, bu tür anlatımlar insanları hayatın gerçeklerinden uzaklaştırmaktadır.

***

Dünyada bütün kitaplar, bir tek kitap için yazılır, o da Kur‘an-ı Kerim‘dir. Ama hiçbir kitap, Kur‘an-ı Kerim‘in yerini tutamaz.

Peygamberimizin sözleri de böyledir. Kur‘an ve Sahih sünnete uymayan hiçbir söz ve amel, hangi insan tarafından söylenirse söylensin kabul edilemez. Çünkü:

“Allah ve Peygamberi bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah‘a ve Peygambere baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur“(Ahzab,36).

***

Her kim ki, insanlara davetini Allah‘a ve onun Kitabı Kur‘an‘a yapmaz da kendine ve kendi kitabına yaparsa; ayrıca, önder olarak Hz. Muhammed aleyhisselama ve onun sahih sünnetine uymak yerine kendine ve kendi söz ve davranışlarına uymayı öğütlerse; Müslümanların bu gibilerden kesinlikle uzak durması, sakınması gerekir.

twitter.com/parlakturk
faceboik.com/vaktulemin