Ersoy Dede

Ersoy Dede

Sağlam kafa nerede bulunur?

Sağlam kafa nerede bulunur?

“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur..” Söz Atatürk’e atfedilir. Doğru da olabilir. Söylemiş de olabilir yani..


Fakat Latin edebiyatı üzerine çalışan dil bilimciler sözün esasının “Juvénal”e ait olduğunu geçiyor kayıtlara.. Aslı şuymuş meğer; “orandum est ut sit, mens sana in corpore sano..” Türkçesi; ‘sağlam bir bedende sağlıklı bir kafa vermesi için dua etmelisin’ evrile devrile bugüne; “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” diye gelmişse yanlış olmaz.. Sanıyorum Atatürk, askeri okullarda okutulmasını mecburi tuttuğu, Rus yazar Grigory Petrov’un ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ kitabından öğrendi bu sözü.. Bizim kuşak ise daha çok Jean Christophe Grangé’ın ilk kitabı olan Kızıl Nehirler’de okumuş olmalı.. (Jean Reno’nun filmi aynı zamanda) Sonuçta bana sorarsanız sözün Atatürk ile bir ilgisi yok. Ama illa da var diyenler için, Atatürk başkalarının sözlerini alıp kendi sözüymüş gibi sunuyor derim. Ki bu da hiç yakışık almaz.. Yok illa ki bu söz Atatürk’e aittir diye ısrar eden varsa, Atatürk adına Şafak Pavey’den özür dilerim. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur sözünün, beden bütünlüğü tam olmadığı halde dünyayı parmağında döndüren değerler açısından, ne kabul edilebilir bir tarafı vardır ne de anlaşılır.. Şafak Pavey de bana sorarsanız çok güçlü, etkili, donanımlı bir gazeteci ve diplomattır (bugünlerde milletvekilliği de yapıyor, tâli olarak). Hiç hakketmiyor anlayacağınız böyle kafanın sağlam olması için vücudun sağlam olması gerektiği yönündeki iddiayı.. Atatürk’ün çocukları olarak, Atatürk adına Şafak Hanım’dan özür dileriz..

İLAHİ İKAZ

Lafı bir yerden alıp bir yere getirmeye çalışıyor değilim. Hemen hemen hepsi doğrudan benim kucağıma geliyor.. Ben ayrıca bir şey yapmıyorum yani.. Malatya’da bir AK Parti üyesi genç, Şafak Pavey’i ilahi gerçeklikle tanıştırmak istemiş.. Demiş ki; “Bir bacağını kaybettin, hâlâ küfürden vazgeçmiyorsun..” Şafak Hanım’ı ikaz etmiş kendince.. Tabii Sn. Başbakan’a Şafak Hanım, olanı biteni anlattığı mektubunda, kaza sonrası yaşadıklarını da anlattı mı bilinmez.. Kara kaplı arşivi açıp da, 13 Temmuz 1996’da Aksiyon Dergisi’nden Yasin Yağcı’nın röportajına göz attığımızda, Şafak Pavey’in aslında ilahi ikazın farkında olduğunu anlıyoruz.. Bakın kaza sonrası Pavey ne diyormuş: “…Manevi olarak bir şey oldu.. Kazadan sonra daha çok huzurlu olmaya başladım. Garip bir şekilde daha fazla huzur hissetmeye başladım.. Bunlar daha önce de bende olan şeylerdi belki.. Belki de kaza bunların gün yüzüne çıkmasına vesile oldu..” Neticede zaten farkındaymış. En azından o yıllarda.. Ama geçmiş demek ki..

NANKÖR KÖPEK

Bu Şafak Pavey meselesi tartışılırken, CHP Tekirdağ Gençlik Kolları Başkanı Önay Taşdelen de bir twit atmış.. Diyor ki; “Yarın saat 12’de Tekirdağ tuğlalı parkta karakter fukaralarının eylemi varmış. Kamuda başörtüsünün özgürlüğünü istiyorlarmış. Nankör köpekler.” Şafak Hanım’a atılan bir mesajla bir gencin AK Parti üyeliği düşürülüyorsa, bu söz üzerine Önay Taşdelen hakkında CHP’nin ne karar vermesi gerektiğini takdirlerinize bırakıyorum. Allah’ın emri kabul edilen bir konuda “karakter fukaralığı” suçlaması ve “köpek” benzetmesi, sadece o eyleme katılanlara yapılmış bir hakaret midir, yoksa başörtüsünü emir kabul eden herkesi mi hedef almaktadır, ben anlamış değilim. Kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi