Hiç şüpheniz olmasın memlekette güzel gelişmeler oluyor, Türkiye olumlu yönde ilerliyor. Bakın; bugüne kadar “derin sol”a yataklık yapan ODTܒdeki “rezil” eylemlerin ardından Başbakan Erdoğan’ın suçladığı yönetimin başı, Rektör Bey, “yanlış anlatıldığını ve bundan dolayı da yanlış anlaşıldığını” söyledi.

Başbakan’dan randevu istedi. Ve “ne olduğunu değil de, ne olmadığını” anlatmaya çalışmak mecburiyetinde kaldı. Bu ODTÜ Rektörü’nün “meşruiyeti ispat çabası”dır. Başbakan yemedi, Rektör de o görüşmeden memnun ayrılmadı ama olsun… Rektör’ün çabası takdire değer!.. Aferin muhterem rektör!..

•

Memleket gelişiyor… Bu gelişmeye ilave bir tavır daha… Bir zamanların “halkın derilerini gasp” ile gündeme yerleşebilen THK adlı “statüko örgütü” bugün bambaşka bir yapıda. Kurban derisi, fitre, zekatlardan gelen paralar bir zamanlar kurum gelirlerinin hemen hemen tamamını ifade ederdi.

Bugün kurum gelirleri içindeki bu tür faaliyetlerden elde edilenlerin payı yüzde 7’ye inmiş durumda. Öyle görünüyor ki birkaç sene içinde “0” noktasına gelecek… Bugün gerçekten “çağdaşlık” yolunda ilerleyen Türk Hava Kurumu Başkanı Sayın Osman Yıldırım, “yeni dönem”in sembol atılımlarından biri olarak “Üniversite”yi kurdu.

Başına da İşletme Profesörü Ünsal Ban’ı getirdi.

•

Ünsal Ban henüz 42 yaşında civa gibi rektör. Demokrat bir rektör. Her gerçek bilim adamı gibi, gelişmeye, reel üretime sonuna kadar açık ve şiddete, teröre, bölücülüğe, ahlaksızlığa, yolsuzluğa, hırsızlığa karşı.

Bu Rektör, Sayın Ünsal Ban, kamuoyuna ODTܒdeki çirkin olaylara ilişkin bir açıklama yaptı ki… Müthiş!..

Bakar mısınız lütfen: “Türk mühendis ve bilim adamlarınca üretilen ülkemizin ilk yerli keşif uydusu Göktürk-2’nin başarıyla yörüngeye oturtulması, ülkesini ve devletini seven her vatandaşımızı mutlu etmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı katılımlarıyla gerçekleştirilen Göktürk-2 Uydusu’nu uzaya gönderme merasimi esnasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) yerleşkesinde meydana gelen müessif olaylar, her vatansever gibi beni de ziyadesiyle üzmüştür.

O gün orada sergilenen tam anlamıyla ideolojik bağnazlıktır. O gün orada sergilenen tam anlamıyla millet karşıtlığıdır. O gün orada sergilenen tam anlamıyla devlet karşıtlığıdır. O gün orada sergilenen tam anlamıyla bilim karşıtlığıdır.

O gün orada sergilenen tam anlamıyla Atatürk’ün ortaya koyduğu vizyona düşmanlıktır. ODTÜ yerleşkesindeki çirkin olayları öğrenci hüviyetini taşıyanların çıkartmış olması da büyük talihsizliktir.

Üniversite öğrencisi, milyonlarca kardeşine emsal olma sorumluluğunu taşımak durumunda olan kişidir. ODTܒdeki çirkin olayları çıkartanlar, maalesef kendilerini izleyen diğer öğrenciler için birer “utanç misali” olarak belleklere yerleşmişlerdir.

Bir Bilim Adamı Olarak, Bir Akademisyen Olarak, Çok sayıda öğrenci yetiştirmiş ve yetiştirmekte olan bir Hoca olarak, Öğrenmenin yaşının ve mevkiinin olmayacağını bilen bir “Öğrenci” olarak, ODTÜ yerleşkesinde ortaya konulan çirkinlikten büyük üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim.

Göktürk-2 Uydusu’nu beğenmeyenlerin yapmaları gereken daha iyisini ortaya koymak için çaba göstermektir. Göktürk-2’yi beğenmeyenin tavrı, Göktürk-3’ü yapmak için kolları sıvamak olmalıdır.

ODTÜ yerleşkesindeki olayları çıkartanların yaptığı ise şüphesiz tam mânâsıyla “yobazlık”tır!.. • Evet açıklamanın bir bölümünü verdik… Gerçekten de müthiş bir açıklama değil mi?..

Dedik ya arkadaşlar; Memleket iyiye, güzele doğru ilerliyor… Ergenekoncu bağırtılarına kulak asma… Millet için iyi olana “düşman”, milletin zararına olana ise “hâmi”dir bu takım… Bağırtılarına aldanma… De ki: İstedikleri kadar bağırsınlar… …Kervan Yürür!..