Serdar Arseven

Serdar Arseven

AK Parti kapatılırsa “yapı” değişir!..

AK Parti kapatılırsa “yapı” değişir!..

Anayasa Mahkemesi’nin “kapatma kararı” Recep Tayyip Erdoğan’ı bitirir mi?..
Hayır; bitirmez, daha da büyütür!.. Zaten hep böyle olmadı mı... Erdoğan; siyasi hayatı boyunca “malûm hukuk mekanizmalarının” ve bunlarla birlikte hareket eden “medya gruplarının” akla ziyan tavırlarına yaslanarak yükselmedi mi?..
Evet; yaslanarak!..
“Erdoğan’la bazı çevreler arasındaki çekişmenin muvazaalı olduğunu” yani “danışıklı dövüşten ibaret olduğunu” öne süren “komploculara” kulak verecek değiliz elbette!..
Lâkin; nasıl oluyorsa oluyor;
Erdoğan, tam vatandaşın gözünden düşmeye başlamışken… Ve “doğal tabanının” tepkilerine hedef olmak üzereyken… Birileri giriyor devreye ve kurtarıyor!.. İsteyerek, bilerek değil tabii; farkında olmadan kurtarıyor!..
“Muhtar bile olamaz” diyorlardı bir zamanlar!..
Evet; “Muhtar bile olmasını engellemek için” hukuku örselemekten çekinmeyen adalet mekanizmaları ve bunları destekleyen “kartel medyası” Tayyip Erdoğan’ı -tabii farkında olmaksızın- sırtladı, sırtladı…
Başbakanlığa taşıdı!.. Ve dahası… Sırtladı sırtladı, her iktidar için “yıpranma süreci” anlamına gelmesi tabii olan ilk dönemin sonunda…
İki seçmenden birinin oyunu alabilecek güce ulaştırdı!..
Erdoğan, 312’den mahkûm edilmemiş olsaydı…
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan “siyasallaşmış yargı kararından” dolayı indirilmemiş… Ve cezaevine atılmamış olsaydı…
Seçimlere girmesi; milletvekili olması, “skandal” kararlarla engellenmemiş… Ve sonrasında da… Yolu yine akla ziyan “Siirt vak’ası” ile açılmamış olsaydı…
Yani… Uzun lafın kısası…
Hukuk; Erdoğan açısından negatif ya da pozitif sonuçlar veren “eğilmelere, bükülmelere, zorlamalara” muhatap kılınmamış olsaydı…
Bulunduğu yere gelebilir miydi?..
Efendim; Demek ki böyle yapmakla olmuyor!..
Bu tür kararlar, hedeftekinin önünü kesmeye yetmiyor!..
Aksine; mağdur edilen kişiyi ya da anlayışı daha da büyütüyor, güçlendiriyor!.. Sonuçta olan, “kapatmayı savunanlara” oluyor!..
28 Şubat sürecinde Genelkurmay’da hizaya sokulan,
komutla kaldırılıp, komutla oturtulan o hakimlerin, o savcıların bugünkü itibarlarına bir bakın…
Görebiliyorsanız öyle bir itibar, bana da anlatın!..
“Kapatma davaları” ile ünlenen zamanın Başsavcısı, o günlerde el üstünde tutuluyordu değil mi?..
Peki şimdilerde ne halde?..
O Başsavcı şimdi,
“Ergenekon soruşturması çerçevesinde bana da dokunurlar mı?” paniğinde!..
Hani; Ergenekon tutuklusu ile az ilişkisi yoktu!..
Onun kanalında program yapıyor, dergisinde yazıyordu!..
Onunla oturup onunla kalkıyordu!..
Tahminimiz tuttuğunda “Nereden biliyordun?” gibisinden saçma sapan sorulara muhatap olmayacaksak eğer…
Soruşturma çerçevesinde onun da bilgilerine başvurulmasının “sürpriz olmayacağını” ifade edelim mi?..
Meselenin özü;
Demek oluyor ki; “Antidemokratik tavırlar” sahiplerine kısa süre için “menfaat sağlıyor” gibi görünse de…
En geç orta vadede, göçmelerine sebep oluyor!..
Bundan dolayı; hiç kimse, ima yoluyla da olsa…
AK Parti’nin kapatılmasından yana tavır almasın!..
Ve birazcık aklı olan;
Bu son birkaç günde, “kapatma kararının” Türkiye’ye kaybettirecekleri üzerinde dursun!..
Bir yerde “haksızlık” varsa eğer, bundan “nihayetinde” hiç ama hiç kimse kârlı çıkamaz!..
Herkes zarar görür… En fazla da; çıkarlarının “AK Parti’nin kapatılmasında olduğunu” düşünenler!..
Tezgahını buna göre ayarlayanlar!..
En fazla onlar batarlar!.. Belki hesapları tutar; Parti kapanır…
Ancak; oraya kadar!..
Büyük hedeflere, küçük hesaplarla ulaşılamaz!..
çıkarcılık, fırsatçılık; pek çabuk sezilir!..
Ve cezası da pek yaman kesilir!..
¥
Evet, “kapatma kararı” herkese zarar verir…
Şüphesiz; AK Parti’ye ve Erdoğan’a da zarar verir…
Ancak; tecrübelerle sabittir ki yolu “siyasi kararlarla” kesilmek istenenler…
Biraz zorlanarak, aşınarak ve tabii biraz da yaşlanmış olarak hedeflerine ulaşırlar…
Kendilerini değilse de, misyonlarını zirveye taşırlar…
Velhasılı;
Erdoğan “kapatma kararıyla” bitmeyecek…
Yeni bir heyecanla yola devam edecek…
Böyle bir karar; mutlaka ve derhal “erken seçim” kararına yol açacak…
Erdoğan ve arkadaşları; bu seçimden, kapatma kararının millet vicdanında mahkûm olduğunu kesin olarak ortaya koyacak bir sonuçla çıkmayı hedefleyecek.
Tıpkı 367 vak’asının sonrasındaki seçimlerde olduğu gibi, bu kez de ana tema “politik yargı kararı” olacak…
Erdoğan ve arkadaşları, seçmene öncelikle, Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmeyi taahhüt edecek…
Mahkeme’nin 11 olan “asil üye” sayısının artırılacağı;
Ve bunların büyük bölümünün “Meclis tarafından tayin edileceği” taahhüdünde bulunacak…
Şüphesiz; bu taahhüt, Erdoğan’ın yeni seçim zaferinde büyük hisse sahibi olacak!..
Ayan beyan ortada;
Kapatma kararı, mağdurlarından ziyade, “taraftarlarına” zarar verecek!..
Bakınız;
AK Parti hakkında dava açılmamış olsaydı…
Ve böyle bir pozisyonda “ekonomik kriz” gelseydi…
Sorumlusu birebir hükümet ve tabii Recep Tayyip Erdoğan olacaktı…
Bırakın “kapatma kararını” salt “davanın açılmış olması bile” Erdoğan’a sorumluluğu “haklı olarak” başka tarafa atma imkânını da sunuyor!..
Bugün bir ekonomik krizle karşı karşıya kalacak olsak…
Ya da aslında yaşamakta olduğumuz kriz, bir “patlamaya” dönüşecek olsa…
Hiç kimse, dört başı mâmur, Erdoğan’ı suçlayamayacak!..
“Dâvâ açılmasaydı bu kadar kötü bir tabloyla karşı karşıya kalmazdık” savunması “haklılık” kazanacak…
Fatura, hükümete, Erdoğan’a değil de…
“Kapatmacılara” kesilecek!..
Uzun lafın kısası…
“Kapatma”nın kimseye hayrı yok!..
Anayasa Mahkemesi üyelerinin;
Bize ulaşan bilgilerle örtüşmeyen bir “karara varmalarını” diliyoruz!..
Kendileri bilirler gayri!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi