Ahmet Varol

Ahmet Varol

Suriye’deki Gelişmeler Üzerine

Suriye’deki Gelişmeler Üzerine

 

Bugünkü yazımızda Suriye’yle ilgili bazı önemli gelişmeleri kısa notlarla değerlendirmek istiyoruz.
 
 
Evlerinden çıkarılan ve zulmün mağdur ettiği Suriyeliler için başlatılan “bir ekmek bir battaniye” kampanyası etkin bir şekilde sürdürülüyor. Bu kampanya sadece Türkiye’ye mahsus değil. İslâm dünyasının genelinde ve hatta Avrupa ülkelerinde yürütülen global bir yardım kampanyası. Zulümden kaçarak muhacir durumuna düşen o mazlumlara ensar olabilmek için böyle bir kampanyanın yürütülmesi onurlu bir faaliyet. Ne yazık ki Baas rejimiyle çıkar ilişkileri olan güçlerin mazlum Suriye halkı aleyhindeki dezenformasyon faaliyetleri önceleri bu halka yardım ve destek çabalarını olumsuz etkiliyordu. Bu faaliyetlerin etkisinden tamamen kurtulmak ve zulmün perişan ettiği o insanlara sahip çıkmak insanî ve İslâmî bir görevdir. O yüzden bu kampanyaya herkes gücünün yettiği ölçüde katkıda bulunmalıdır.
 
İnsanlar soğuk kış şartlarında mülteci kamplarında oldukça zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Anneler karlar arasında kalan çadırlarda kundaktaki bebeklerini yaşatma çabasında. 
 
İHH öncülüğünde yürütülen esir takası çabalarının sonuç vermesi ve 76’sı kadın 2130 tutsağın özgürlüğüne kavuşturulması hepimizi mutlu etti elbette. Bu konuda çaba sarf edenleri ve bilhassa İHH Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım’ı gayretlerinden dolayı tebrik ediyoruz. Fakat dikkate almamız gereken bir husus da özgürlüğüne kavuşturulanların Baas zindanlarına doldurulanların yaklaşık yüzde birini oluşturduğudur. 
 
Özgürlüğüne kavuşturulan kadınlar da isimleri tespit edilen kadın tutsakların sadece seksende birini oluşturuyor. Suriye İnsan Hakları Komitesi tarafından yapılan açıklamada Baas zindanlarında henüz altı bin kadın tutsağın bulunduğu ve bunlara sürekli işkence ve tecavüz edildiği ifade edildi. 
 
Kadın tutsakların durumu çok daha kötü. Onların ne gibi kötü muamelelere maruz kaldıklarını bilmek isteyenler özgürlüklerine kavuşmuş hanımların bilgilerine başvurabilirler. Bu muameleler onların daha sonra uzun yıllar ciddi psikolojik sorunlar yaşamalarına neden oluyor. O yüzden kadın tutsakların özgürlüklerine kavuşturulmaları daha öncelik taşıyor. 
 
Zulüm rejiminin zindanlarındaki tutsakların tümünün özgürlüklerine kavuşmaları ise bu vahşi rejimin tamamen devrilmesiyle mümkün olabilecektir. O yüzden bu vahşi rejimin gitmesi ve bütün Suriye halkının özgürlüğüne kavuşturulması için direnişe destek verilmesi gerekir. 
Bilindiği üzere Baas diktasının lideri televizyon ekranlarında görünerek güya “anlaşma” teklifinde bulundu. Bu onun arkasında duranların, iyice köşeye sıkışan adamlarını kurtarmak için başvurdukları yeni bir oyun ve taktikti. Fakat bu taktiğe başvurmaları boşunaydı. Çünkü daha önce de vurguladığımız üzere Suriye’de artık tünelin ucu görünmüştür ve diktatörün etrafında toplananlar da sürekli dağılıyorlar. Özgür Suriye Ordusu’nun saflarına katılanların sayısı ise her geçen gün artıyor. Bu noktada Baas diktasıyla onun sultasının devamını kabullenme anlamına gelecek bir anlaşma yapılması bütün kazanımların feda edilmesi, zulüm rejimine karşı başlatılan direnişin sıfır noktasına geri dönülmesi anlamına gelir. Direniş güçlerinin daha zayıf oldukları dönemlerde kabul etmedikleri böyle bir şeyi bileklerinin çok daha güçlü olduğu bir dönemde kabul etmeyeceklerini söz konusu taktiğe başvuranların aslında tahmin edebilmeleri gerekirdi. 
 
Bu arada direnişçiler katil Baas rejimine ağır darbeler vurmaya devam ediyorlar. Önemli askerî havaalanlarının kontrol altına alınması diktatörü daha da köşeye sıkıştırıyor. Çünkü diktatörün saldırılarını devam ettirmekte kullandığı en önemli istasyonlar askerî havaalanlarıdır. Son olarak da Taftanaz askerî üssünün ele geçirilmesi ve 25 pilotun esir edilmesi dikta rejimine ağır darbe oldu. 
 
Dikta rejiminin Filistinli mültecileri hedef alan saldırıları da sürüyor. Filistinli mültecilerin kaldığı Yermük kampı başta olmak üzere birçok mülteci kampı dikta rejimine bağlı askeri güçler tarafından kuşatma altında tutuluyor. Buralara insani yardım girmesine engel oluyorlar ve insanî yardım aktivistlerini bile öldürüyorlar. Zaman zaman mültecileri, kamplara giriş ve çıkışta tutuklayarak bilinmeyen yerlere götürüyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Ahmet Varol Arşivi