Ahmet Varol

Ahmet Varol

Fransa Mali’nin Efendisi midir?

Fransa Mali’nin Efendisi midir?

 

Suriye’de Baas zulmünün vahşi katliamları ne yazık ki hâlâ dünyada pek çok önemli gelişmeyi gölgede bırakmaya ve dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Üniversitede ilim tahsil etmek isteyen gençlerin dahi güven içinde olmalarını istemeyen ve onları da hedefe yerleştirerek bir çırpıda yüze yakın insanı hunharca katleden bir terör rejiminin dünyadaki tüm diğer önemli gelişmeleri gölgede bırakması da doğaldır.
 
 
Terör rejimi ve destekçileri bu korkunç savaşı sürdürürken siyonist işgalcilere ait bir kaynaktan ilginç bir haber çıkıyor ve bazıları ciddiye alıyor. Gözü dönmüş katil yakın çevresinde bulunanlara, bir serserinin kendisini Kaddafi’nin öldürüldüğü gibi öldürmesi halinde İsrail ve Mısır’ı vurmalarını vasiyet etmişmiş. Böylece onca katliama ve vahşete rağmen hâlâ katil Beşşar’ın davulunu çalmaya devam edenlere  malzeme çıkmış oluyor. “Bakın bu adam zaten İsrail düşmanı; daha ne istiyorsunuz?” Demiyorlar ki, bre gaddar! Bu savaştan dolayı İsrail’i vurma planın var da neden uygulamıyorsun? Birinin seni kanalizasyon borusuna sokup öldürmesi mi lazım? İsrail önünde duruyor. Neden İsrail’i değil Filistin mülteci kamplarını vuruyor, her gün onlarca mülteciyi öldürüyorsun? Neden askerlerini işgal altındaki Golan tepelerinin değil mülteci kamplarının üzerine sevk ediyor, bu kampları kuşatmaya alıp gıda yardımlarının bile sokulmasını engelliyor, sokmaya kalkışan insanî yardım görevlilerini katlediyorsun? 
Siyonist işgalci, gitmesini istemediği diktatörü kahramanlaştırmanın ve onu savunanlara malzeme çıkarmanın en kestirme yolunun onu kendi karşısına yerleştirmek ve kendine karşı planlar hazırladığı haberi yaymak olduğunu diktatörün davulcularından daha iyi bilir. Ama gerçeği kurgulardan, senaryolardan değil vakıadan, yaşananlardan öğrenmek gerekir. 
 
Suriye’de savaş sürerken Ortaçağ sömürgeciliğinden beri kafa yapısının hiç değişmediği görülen Fransa da dumanlı havadan yararlanarak sinsice Mali’ye işgal güçlerini gönderdi. Aslında Mali’yi işgal planı son birkaç aydır kulislerin konuları arasındaydı. Belki bu süre içinde Fransa dünya kamuoyunun tepkisini de ölçtü. Ama ne yazık ki Suriye’de her gün yüzlerce insan katledilirken sivil toplum ve medya yeterince yüzünü Mali’ye çeviremedi. 
 
Bu olay Batı’nın işgalci ve sömürgeci zihniyetinin değişmediğini bir kez daha gösterdi. Yani Cezayir’i 132 yıl işgal altında tutan, 1954-62 arasındaki bağımsızlık savaşında da bir buçuk milyon Cezayirliyi öldüren Fransa ile bugünkü Fransa aynı. Bir değişim, insanı önceleyen bir gelişme yaşamamış. Gelişme teknolojide, açılma kıyafette kalmış. 
Sömürgeci Batı bilindiği üzere geçmişte Afrika’yı işgal ettiğinde sadece buraların doğal kaynaklarını çalıp gemilerle kendi ülkelerine taşımakla yetinmiyor, ihtiyaç duyduğu kadar insanı da ayaklarına pranga vurarak götürüp köle olarak çalıştırıyordu. Götürmediklerini de kendi ülkelerinde, çıkarları için çalıştırıyorlardı. Çünkü onlara da potansiyel köleleri olarak bakıyorlardı. 
 
Sonra oralardan işgal güçlerini çekti ama ellerini çekmediler. Görünüşte bağımsızlaştırılan ülkelerin halklarına özgürleştirilmiş değil anlaşmalı köle olarak bakmaya başladılar. O yüzden bu ülkeleri kabul edilen anlaşmaları uygulayacak, oralardaki çıkarlarını koruyacak işbirlikçiler tarafından yönetilmesi için gerekli tedbirleri aldılar. Bu işbirlikçi yönetimleri bertaraf etmeye kalkışan hareketlere ise ister solcu, ister ulusçu, isterse İslâmcı olsunlar kesinlikle fırsat vermediler. Hepsi için de onları mahkûm etmeye ve cezalandırmaya yarayan kulplar buldular. Çünkü hâlâ kendilerini buraların efendileri olarak görüyorlar. 
 
Aslında uluslararası emperyalizm son dönemde Irak ve Afganistan’da kendi açısından son derece olumsuz sonuçlara neden olan işgal tecrübeleri yaşadı. Dolayısıyla bu kötü tecrübelerden sonra Mali’yi işgale kalkışması biraz gözü kara hareket ettiğini gösterir. Fransa’nın bu gözü karalığı göstermesi hedef aldığı ülkedeki gelişmelerden dolayı ciddi endişeleri olduğunu gösterir. Bu endişeleri belki sadece Mali’yle değil Afrika’da “anlaşmalı köle” olarak gördüğü diğer ülkeler ve bölgelerle de ilgilidir. 
 
Mali hakkında ayrıntılara dair notlara ve değerlendirmelere inşallah müteakip yazımızda yer vereceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Ahmet Varol Arşivi