Başbakan Erdoğan’a eşlik ettiğimiz Viyana gezisiyle başlayan yurtdışı seyahatimiz yoğun biçimde devam ediyor.
 

Viyana dönüşü hiç ara vermeden Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’la çıktığımız yurtdışı seyahatinin izlenimlerini ayrıntılı biçimde takip ettiniz.
 

Suudi Arabistan ve BAE’yi kapsayan 4 günlük gezi ülkemizin ekonomik çıkarları açısından son derece yararlıydı. Ancak o gezinin bir de manevi boyutu vardı ki; kelimelerle ifade etmek gerçekten çok güç.
 

Dünyevi meşgaleyle yıpranan ruhumuza bir ilaç, gönül dünyamızı onaran büyük bir fırsat oldu o ziyaretler.
 

Orada bulunduğumuz süre zarfında Türk heyeti için seferber olan Suudi Arabistan Basın Ataşemiz Bahattin Akyön’ü burada anmadan geçemeyeceğim.

Basın Enformasyon Daire Başkanlığı’ndaki bitip tükenmeyen azim ve cehdini Cidde’ye taşımış Akyön.
 

Allah yolunu açık etsin…

¥
 

Yukarda da bahsettiğim gibi seyahatler bütün hızıyla devam ediyor.

Bu kez de Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile birlikte ITB Fuarı’nın açılış törenine katılmak için Berlin’deyiz.
 

Çiçeği burnunda Bakan Çelik’in ilk resmi yurtdışı gezisine kalabalık bir heyet eşlik ediyor.
 

Heyette bakanlık bürokratlarının yanı sıra Türkiye’nin turizm bölgelerinden pek çok Vali ile birlikte AK Parti milletvekillerinden İdris Güllüce, Temel Coşkun, Metin Külünk, Abdulkerim Gök, Osman Poyraz, Abdülkadir Emin Önen, MHP’den ise Ali Halaman, CHP’den de Yıldıray Sapan bulunuyor.
 

Berlin’e hareket etmeden önce Atatürk Havaalanı’nda Akit’te yer alan bir haberle ilgili bir süre sohbet ettik Bakan Çelik’le…
 

Sohbet esnasında Radikal yazarı Akif Beki, Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık ile yan yana oturduğumuzu görünce esprili biçimde, “Türkiye’de kültür ve sanata en ilgili, en duyarlı iki gazete Akit ve Radikal’dir. Ancak hassasiyetleri ters istikamette” dedi.

Bakan Çelik’in de Beki’yi onaylayarak, “Evet Akit kültür sanatta çok duyarlı bir gazete. Hiçbir nüansı kaçırmıyor. Oyunlar içerisindeki o ensest sahneleri vs. bulup çıkartıyor. Bu yüzden sabahları önce Akit’e bakıp sonra işimize gücümüze geçiyoruz” demesi gülüşmemize neden oldu.
 

Gerçekten şaka bir yana Akit’in kültür sanat sorumlusu Ahmet Can’ı tebrik etmek gerekiyor. Yıllardan beri Ahmet Can’ın bu hassasiyeti kültür sanat alanında Akit’i diğer gazetelerden hep farklı kıldı.
 

Kültür deyip geçmemek gerekiyor.
 

Bugün yaşadığımız kritik sorunların en önemli nedenlerinden birisi de hiç şüphesiz “kültür emperyalizmi”nin bir sonucudur.

Bu açıdan genç Bakan’a çok iş düşüyor.
 

İlk göreve geldiğinde “İşiniz çok zor. Allah yardımcınız olsun” demiştim.

Bir yandan ülkeye turist çekmek için gayret edeceksiniz, diğer yandan da kültürünüzü muhafaza edeceksiniz.
 

Üstüne üstelik yıllarca ideolojik saplantı ve ranta kurban edilen o kadar çok alan var ki…
 

Kolay değil…
 

Ama önemli olan zoru başarmak.
 

Sorunların tespiti noktasında önemli aşamalar kaydedildiği yönünde de bir izlenim edindim bu seyahatte. Ciddi çalışmalar var.
 

Berlin Büyükelçiliği’ndeki resepsiyonda dahi bunu görmek mümkündü.

Katılımcıların hemen hepsi “ne yapabilirim”in ve “nasıl katkı sunabilirim”in kaygısı içerisindeydi.
 

Mesela başka bir program dahilinde Almanya’da bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da resepsiyonda bir konuşma yaptı, bazı duyarlılıkları paylaştı.
 

Berlin Büyükelçimiz Avni Karslıoğlu, geçen yıl 30 Ekim’de Başbakan Erdoğan tarafından açılışı yapılan büyükelçilik binasının dünyanın en büyük elçilik binası olduğu bilgisini büyük bir onurla paylaştı bizimle.
 

Ardından asıl bombayı ise Bakan Çelik patlattı.
 

Gece geç saatlere kadar süren sohbetimizde söze, “size şok bir haberim var ancak yarın açıklayacağım” diye girdi. Israrımız üzerine dayanamayıp müjdeli haberi şöyle açıkladı: “Denizatını Türkiye’ye götürüyoruz.”
 

Yıllar önce Uşak’tan çalınıp kaçırılan “Denizatı” Almanlardan bizzat Bakan Çelik tarafından teslim alındı.
 

Türkiye’nin yağmalanan hazinelerinin toparlanması açısından bu büyük bir başlangıç, büyük bir adım.
 

Almanlar “Ne olur bunun PR’ını yapmayın” diye çırpınıyorlarmış.
 

Ne güzel birileri çalsın biz PR’ını yapmayalım.
 

Batı zihniyeti böyle bir şey işte.
 

Yakıyor, yıkıyor, yağmalıyor sonra da bunu kamuoyundan gizlemeye çalışıyor.

Türkiye’yi yöneten kadroların Batı’nın zihin kodlarını çözmüş olması önemli…

Ömer Çelik’in buna dair paylaştığı şu anekdot da bunun bir örneği: “ABD Irak’a yerleştikten (işgal ettikten) sonra Bağdat’taki o bin yıllık muazzam müzenin yakılması hayatımda en çok acı çektiğim andır. Hatırladıkça yüreğim parçalanır.”
 

Bunun bilinç ve şuurunda olmak önemli…
 

Evet Almanya seyahatimiz devam ediyor.
 

Bugün Bakan Çelik’in bize çok özel açıklamaları olacak.
 

Onları da sizler için yarınki haber sütunlarımızdan yansıtırız inşallah…