Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Cemaatçiliğin küreselleşen aksiyonu

Cemaatçiliğin küreselleşen aksiyonu

Günümüzde emperyalistlerin üretmiş olduğu birçok deyimi, geri kalmışlar ilaç niyetine yutuyor. Köfte ekmeğin arasına biraz da domuz eti koyup da ucuza vermiyorlar mı?
Sistem de aynı piyasayı Müslümanlar için kullanıyor.

Camiler ardına kadar açık, hac seferleri de maşallah dolup taşınca gerisi ekmek arası İslam dışı ne kadar atık varsa... Diziler, rezillikler...

Daha yakında, kızını uyuşturucuya kaptıran Müslüman bir annenin feryatlarını ekranlardan izledik.
Evlat acısı yürek acısı...

Zamanın en sevimsiz sözcüğü sayılan “hoşgörüyü” Müslüman’ın kredi notu sayıyorlar.
Hangi hoşgörü?
Veya kimin hoşgörüsü?
Müslüman, Allah’ın(cc) yasakladığını hoş mu görecek?
Mevlana hazretleri öyle buyuruyor:
“Hasır dokuyan atlas dokuyamaz.”

Demokrasi zaten aldatmaca ve de insanı ilkeli yaşamaktan alıkoyan, genelde eblehlere hoş gelen boş bir kavram. Batı, yerine göre işgalin ve de amansız zulmün adını demokrasi koyuyor.

“Halkın kendi kendini idare etmesi” tanımı Latin medeniyetine ait olup tarih kitaplarının sayfalarında kalmıştır. Günümüze gelince, herkesin kendine göre hesabı kitabı var.
Evrenselliği veya küreselleşmeyi güçlüler tayin ediyor.
Yerine, havasına, suyuna göre tezgah.
Günümüzün cemaatçiliği bir inanç külliyesi kadar bir çıkar ilişkisidir...
Belki de derin devletin yeni bir aksiyonu...
Şartlar değişti, ortam değişti.

Artık Ortadoğu eski Ortadoğu değildir. Ortadoğu’da kurulması kararlaştırılan düzenin birinci hammaddesi laiklik, ikincisi “hoşgörü” zırvalamasıdır.
O yüzden, ABD ile müttefikleri şiddetten başlayarak barıştan çıkıyorlar ki kurulması planlanan yeni dünya düzeninde sömürüyü devam ettirebilsinler.
İsrail o yüzden yelkenleri indirdi.
Giderek daha da değişiklikler olacak.
Şiddet bu asırda sömürünün suyunu kaçırıyor.
Yine öyle buyuruyor Mevlana hazretleri:
“Hırs sirkeyi bal gösterir.”
“Arap Baharı” denince bazıları bal görse de, bakıyoruz ki kıyama hazır olamayanlar, Mısır hariç (sebebi Müslüman Kardeşler Örgütü) diğerleri hep sirke gölünde boğuldular.
Sonuçta “açılın demokrasi geliyor!”
“İsa aleyhisselamın nüzulü dahi ve kendisi İsa aleyhisselam olduğu, nur-ı imanın dikkatiyle bilinir, herkes bilemez” buyuruyor Bediüzzaman hazretleri.

Aynen öyle de, cihadın sadece kılıç kalkandan ibaret olmadığını, bir tebliğ ahlakı olduğunu iman nuru ile bakanlar görecektir, yoksa sistemin ideolojisine biat edenler değil.
Güzeli, iyiyi emretmek, kötüyü, çirkini nehyetmek Müslüman’ın boynunun borcu.
Ne var ki bu iş beyaz ipliğin ortasından kopması gibidir, koptu mu hak ile batıl karşı karşıya gelecek demektir. İşte asıl bunu istemiyorlar...
Cemaat oldunuz ama yolunuz cemaatin yolu değil.

Bu kısım cemaatler eskiden kinle baktıklarına bugün de üzüntülerini bildirerek biat ediyor.
Özür diliyor, eğilip bükülüyor. Açılıyor saçılıyor, maskaraya dönüyor...
Siz deyin ki günahla sevap aynı hoşgörüye tabidir, biz de deriz ki bu görüş tam da şeytanının işidir. Şeytan müritlerine hakkı silik göstermek adına batıla hoşgörü ile bakmayı emrediyor.

Cemaat aslında İslam’ın öngördüğü ulvi bir anlayış olmakla beraber emperyalist gelişmeler ışığında yeni bir boyut kazanarak cemaat için cemaatçilik halini almak suretiyle demokrasi ve evrenselliğin havarisi kesilmiştir. Bu yolda alnı secde görmeyenler de cemaatçi...

Onun için sistemin yapısı gereği piyasa hem cemaatçi, hem Kemalist, hem cemaatçi, hem kıblesizlerle dolup taşmak üzeredir. Bu tiplemelere bakın, görünüşleri, ayinleri, gayinleri gayet makul, ama fanusunu deldiğinizde göreceksiniz ki karşınıza kirli laik sistem çıkacaktır.

Uşaklar, şakşaklar ve bir de helva ekmek!
Bugünün fitnesi, değişen şartlara uygun bir aksiyon...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi