Sizi bilmem de ben önce önümdeki notlara bakarak okurum ve bilirim.

Bu notlardan bir tanesinde; “ABD Merkezi Haber Alma Örgütü” ile Ulusal İstihbarat Konseyi’nin 2001 de hazırlamış olduğu rapor yer alıyor.
“Global Trends 2015” adlı rapor kısaca şöyle:
“Türkiye’deki her gelişme, global oluşumları direkt olarak etkileyecektir. Türkiye’nin 2015’e kadar iç istikrarı ile jeopolitik konumundaki gelişmeler; Bölge, Batı dünyası ve Amerikan menfaatleri üzerinde büyük etki yapacaktır.”
Hadi ABD ile Batı’nın menfaatlerini anladık da bölgenin menfaatleri ne olabilir?
Rapor “Türkiye” demiyor, “Bölge” diyor.
Yanı coğrafi yeni oluşumlar, yeniden yer altı servetlerinin değerlendirilmesi gibi gelişmeler. Kandil’in silahtan arındırılarak İmralı’nın “Ulu Önder” seviyesine yükseltilmesi.
Silivri de bu oyunun bir parçası.
BDP nasıl ki PKK sayesinde bir yerlere gelebilmişse, İşçi Partisi de Ergenekon sayesinde aynı pastadan pay kapmak istiyor. O  yüzden, CHP ne kadar Kemalist ise İşçi Partisi de o kadar Ergenekoncu olmak zorunda.
Diyorlar ya, “ortak noktamız Mustafa Kemal.”
Dış güçler de Kemalizm’in destekçisi…
Ortak nokta Kemalizm istasyonu.
Değişik versiyonlar bizi aldatmasın.
12 Eylül öncesini göz önüne getirdiğinizde göreceksiniz ki piyonlar farklı olmakla beraber merkez aynı. Öyledir ki beşbin gencin katili terör 12 Eylül sabahı aldı başını gitti.
Şimdi de Kandil’i susturduğunuzda bu sefer karşınıza bir başka boyutta ya taşeronlar çıkacak veya mahkemeleri etkisizleştirmeye yönelik yan kuruluşlar.
Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olabilir, ama onun asli görevi yandaşları sayılan Ergenekocularla aynı kulvarda buluşmayı sürdürmektir. Halaoğlu Kandil’e gitti geldi, şimdi sıra kendisinde. O da kendisine verilen görevi harfiyen ifada kusur etmiyor.
Hiçbir şey yapamazsa bile Ergenekoncuları yargılayan hakim ve savcılara basıyor hakaretleri. Meydanı boş bulunca ağzına ne gelirse söylüyor.
Şimdilik hedeflerinde hakim ve savcılar var.
Rejimi babalarının çiftliği gibi kullanmaya alışan bu kesim demek istiyor ki rejim bizim, ittihatçıların eseri cumhuriyeti de Atamız bize emanet etti.
Balı da bizim, kaymağı da bizim, bizi yargılayamazsınız.
Bundan da anlaşılıyor ki bu Silivri daha çok su götürür.
Kimseler kusura bakmasın da silahları susturma adına seçilen Akil Adamların pek de akıllı adam olduklarını göremiyoruz. Bir kısmını kenara aldığınızda geride kalanların yapacakları bellidir.  Örneğin, bunlardan bir tanesi üzerinde çokça konuşulan Lale Mansur adındaki hanım teröristlere hâlâ “gerilla” diyor.  Gerilla işgale karşı direnenler demektir, oysa ki PKK bir işgalin değil bir saldırının örgütü olduğunu bu hanım hâlâ anlayamamışsa gideceği yerlerde kime ne anlatacak? Onun gibi seks filmi oynamaktan başka bilgisi olmayanlar da Akil Adamlar listesine alınınca muhalefete gerek kalmadan birilerinin suyu baştan bulandırdığını görüyoruz. Halbuki bizim beklentimiz, ülkenin birçok ilim erbabı insanları vardır. Yörenin sayılan sevilen kanaat önderleri vardır. Aklıselim yazar çizerleri vardır.
Diyanet teşkilatı ile Milli Eğitim vardır.
Akıl verilecekse, yol gösterilecekse bunlar değil de, sanatçı kırıklarını tercih etmek neyin nesi? Hem o kesime biçilen şahanelikler de halkın gözünden kaçmıyor. Milletin ahlaki değerlerini ayaklar altına aldıkları için sanatçı takılanlara hiçbir  devirde bugünkü kadar paha biçilmemiştir. Zaniler el üstü tutularak devlet eliyle adeta kutsanıyor…
Aynı suçu bazı cemaatler de işliyor veya bilerek yapıyor…
Rapor öyle diyor ya, “Türkiye’deki gelişmeler global oluşumları etkileyecektir”, herhalde gidiş o gidiş, Allah(cc) sonumuzu hayırlı etsin.