Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

“Kemalizm” ne zaman ideoloji oldu?

“Kemalizm” ne zaman ideoloji oldu?

Hatice Yamanyürek’in sorusu şu: “Kemalizm kavramı Türkiye’de ne zamandan beri var?”

Böyle şeyler genellikle CHP ideologlarından Mahmut Esat Bozkurt’un kafasında ürerdi (İktisat (Maliye) ve Adalet bakanlığı yaptı).
Kasım 1932’de İzmir’de yayınlanan Anadolu gazetesine verdiği röportajda ilk kez “Kemalizm”den söz ediyor, 1933’ten sonra İstanbul Üniversitesi’nde vermeye başladığı “Devrim Tarihi” derslerinde de sık sık “Kemalizm” vurgusu yapıyor.
Bunun daha öncesi de var tabii: Milliyet gazetesinin kurucusu Ali Naci Karacan 2 Aralık 1930 tarihli İnkılâp gazetesinde, “Rusya’da nasıl Komünizm, İtalya’da nasıl Faşizm varsa, bizde de Kemalizm olmalıdır” diyor.
Bu tıpkı Komünizm ve Faşizm gibi, ideolojik bir tanımlamadır ve Mustafa Kemal ideolojisine verilen isimdir.
Karacan bu ifadeleri, 1930’da kullanıyor. Mustafa Kemal’in gençlik arkadaşı Ali Fethi Okyar’a kurdurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın, kuruluşundan 99 gün sonra kapattırması üzerine yapılan kaçınılmaz tartışmalar sırasında, Mustafa Kemal aleyhine sayılabilecek fısıltıların kulaktan kulağa dolaştığı günlerde ve onlara cevap mahiyetinde…
Ardından dilbilimci Ahmet Cevat Emre, çıkardığı Muhit dergisinin Temmuz 1930 tarihli sayısında, “Kemalizm doktrin olarak, bütün siyasi prensipleri malum bir demokrasi mektebidir” diyor.
Bu kervana katılmayan, Atatürk yerine “Türk İnkilâbı” demeyi ısrarla sürdüren Kadro Dergisi (ki, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf Belge, İsmail Hüsrev Tökin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Mehmet Şevki Yaman gibi, aslında CHP ideologlarından oluşan bir yazar kadrosuna sahiptir) bizzat Mustafa Kemal’in emriyle kapatılıyor.
Aynı yıl Halkevleri açılıyor ve Recep Peker’in öncülüğünde “Kemalizm” ekseninde yayın yapan bir propaganda dergisi çıkarılıyor: Ülkü (1933)…
Dergi, tüm yazılarında “Kemalizm”in teorisyenliğini üstleniyor. Alt yapısını oluşturmaya çalışıyor.
Aynı derginin Fransızca versiyonu “La Turquie Kemaliste” (Kemalist Türkiye) adıyla yayınlanıyor.
“Parti Genel Başkanı” sıfatıyla, Atatürk’ün başkanlığında 9-16 Mayıs 1935 günlerinde toplanan CHP Dördüncü Büyük Kurultayı’nda “Kemalizm” kavramı ilk defa olarak parti programında kullanılmaya başlanıyor, bu kurultayın 13 Mayıs 1935 Pazartesi günü yapılan oturumunda kabul olunan parti programının giriş bölümüne, bizzat Atatürk tarafından yazılan yazıda, “Kamalizm prensipleri”nden (başlangıçta, Türkçe ses uyumuna uydurum “Kamal” ve “Kamalizm” dendiğini hatırlatayım) söz ediliyor…
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin programına temel olan ana fikirler, Türk devriminin başlangıcından bugüne kadar yapılmış olan işlerle, yalın olarak ortaya konmuştur… Yalnız birkaç yıl için değil, geleceği de kapsayan tasarılarımızın ana hatları burada toplu olarak yazılmıştır. Partinin güttüğü bu esaslar Kamalizm prensipleridir.”
“Kemalizm”in kısa hikâyesi böyle Hatice Yamanyürek; o gün bugündür konuşuluyor, tartışılıyor, uğruna kavgalar veriliyor, ancak hâlâ bir türlü tanımlanamıyor, sınırları bir türlü çizilemiyor.
Çünkü her “izm”in “olmazsa olmaz”ı “sanat” ve “felsefe”dir. Hiçbir “izm”, sanatsız ve felsefesiz yaşayamaz.
Faşizm de Komünizm de bu yüzden yıkıldı; “Kemalizm”in yaşıyor gibi durması, “resmi ideoloji” olarak anayasa koruması altına alınması ve kanun maddelerinden zırh giydirilmesiyle ilgili olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi