Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Solun Taksim Takıntısı

Solun Taksim Takıntısı

Türk solunun Taksim ısrarı konusunda soğukkanlı ve “baba” bir analiz yapılabilir.

Ne denir mesela?...
Mesela ideolojik hareketler, birkaç yıl önce yazdığım gibi bir kutsal mekana, kendi ideolojilerine ait hikâyelere, günlere, idolleşmiş kişilere, kurbanlara ve ortak şarkılara ihtiyaç duyarlar. Bunların oluşması için de gayret sarf ederler.
Türk solu için kutsal mekân Taksim meydanıdır. 1 Mayıs 1977 günü yaşanan facia ile Türk solu, kutsal mekân olarak Taksim’i ajandasına almıştır. Orada akıtılan 37 kişinin kanı, ideole sunulan kurbandır. Ortak hikâye ve şarkı dersen, gırla... Kişiler olarak da neredeyse ermiş seviyesine çıkarılacak olan “romantik devrimciler” bol miktarda vardır.
Bu tespitlerden sonra, Türk solunun yönteminin, dinden pek farklı olmadığını belirtip söze devam etmek ve dinlerdeki kutsal mekân (Mekke-Medine, Kudüs), kişi (peygamberler, velîler, azizler), gün (Ramazan Kurban bayramları, yortular) hikâye (peygamber ve evliya-aziz hikâyeleri) ve ilâhîlerin (ideolojik şarkılar) aynılarının ideolojik hareketlerce sekülerize edilerek kullanıldığını söyleyerek ciddi ciddi analizler yapılabilir... Türk solu için, kutsal mekân Taksim meydanı, “romantik gerillalar” gibi kutsal kişiler, kutsal gün olarak 1 ve 6 Mayıs, kutsal hikâye olarak Deniz Gezmiş-Mahir Çayan hikâyeleri ve ilâhîlere karşılık bi çuval “Grup Bilmem ne” şarkıları...
Ne yazık ki, bu konuda klavyeler, bir türlü ciddiyete bürünemiyor...
Solun Taksim ısrarı, istediği oyuncak alınmayan yaramaz çocukların takındıkları tavra benziyor. “Bana ne bana ne!... İlle de o oyuncağı istiyorum!...” diye tepinen çocukla Türk solunun yaptıklarının hiç bir farkı yoktur.
Ne yani?... 1 Mayıs Taksim’de kutlanınca kuş mu konduruluyor?... Taksim’den başka yerlerde kutlanan 1 Mayıs’ın başı kel mi kalıyor?
Yok!... İlle de Taksim!...
Bak bu sene TKP’liler Kadıköy meydanında kutladılar 1 Mayıs’ı... Bir şey olmadı. Geldiler; adam adam kutladılar...
Başta DHKP-C’liler olmak üzere bütün marjinal sol gruplar, demir bilyeler attıkları sapanlarla geldiler Taksim’e... Polise demir bilye fırlattılar ve 20’sini yaraladılar.
İlle karmaşa olsun ve ille birileri ölsün diye mi ısrar ediyosunuz Taksim’de?
“Polis niye biber gazı atıyor”muş?...
O marjinal gruplar, 1977’de olduğu gibi kalabalığa dalsalar ve bir sürü insanın ölümüne yol açsalar daha mı iyiydi?
1977’de dökülen kesmedi mi sizi? Daha çok mu kan dökülmesini istiyorsunuz?
Sendikacılar gelip son derece makul bir şekilde kutlama yapabilirler ama o yüzleri maskeliler niye kendilerini gizliyorlar? Legal kuruluşlar ve kişiler niye bunları savunuyorlar? Üstelik bunların hiçbirisi de işçi falan değil. Hepsi bal gibi illegal örgütlere mensup militan. Sendikacılara sormak lazım, ayıdan yana mılar, avcıdan yana mı?...
Elin oğlu da 1 Mayıs kutlaması yapmış... Hepsi ne güzel şenlik-şamata!...
Bizimkilerde ne biçim bayram kutlamak bunlar!... Nevruz da kanlı ve kargaşa, 1 Mayıs da!... Adam gibi bayram kutlayamaz mısınız siz?...
Hadi marjinal sol grupları ve DİSK’i anladık; 1 Mayıs kutlamalarında, en çok CHP’nin tavrına şaşıyorum. CHP’nin ne işi var o kavga-gürültünün arasında?...  Bu millet kavga-gürültüyü sevmiyor arkadaş... Ondan sonra “CHP bu milletten niye oy alamıyor?...” diye şaşırıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi