Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Papucumun çevrecileri

Papucumun çevrecileri

Memleketimin ana muhalefeti gerçekten bir acayip...

O kadar ki…
Sandıkta çuvallar, ekranlarda coşarlar…
Her seçimde avuçlarını yalar, yine de uslanmazlar…
Mecliste muhalefet noktasında çakar, protesto mitinglerinde tozuturlar…
Memlekette pısar, yurtdışında cıvırlar…
Eleştirirken coşar, çalışmaktan tırsarlar…
İktidardan gıcık kapar, AKP düşmanlarıyla poz vermek için yarışırlar…
Papucumun çevrecisidirler…
13 ağaç sökülüp, başka bir yere nakledilecek diye kıyameti koparır, Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “beş yılda yüz yirmi şehir ormanı kurduk” deyince, kulaklarını tıkarlar…
13 ağaç uğruna savaş tamtamları çalar, son beş yılda Bakanlık eliyle dikilen iki milyar ağacı biber gazıyla kamufle etmeye çalışırlar!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Taksim projesini oylar, Gezi Parkı’nda yuhalarlar!
Projeyi hem oylar, hem ağlarlar…
Dün alkışlar, bugün topa tutarlar…
Orman Bakanlığı, ağaç dikme konusunda rekor kırar ama onlar, “Sezar’ın  hakkı Sezar’a” diyemeyecek kadar kindardırlar…
Demokrasiden dem vurur, “başbakan asılmalı” diye tempo tutarlar…
Swoboda’ya aba altından sopa gösterip, kovuldukları kapıdan, muhalefet malzemesi devşirmeye çalışırlar…
Muhalefette apışıp kalır, muhalifleri örnek alırlar…
Çakma kimliklerle sosyal medyayı kışkırtır, Başbakan’a ültimatom vererek ayar çekmeye çalışırlar!
İtibar, Çin’de de olsa avuç açar, AKP kini uğruna hangi ülkenin omzunda ağlayıp yas tutacaklarını şaşırırlar!
Bu ülkede vezir olma uğruna, yurtdışında rezil olmaya razıdırlar…
Barış ve demokrasiden söz eder, Barış Sürecini provoke etmek için, ellerinden geleni artlarına koymazlar.
Türk-Kürt çatışması tutmayınca, memleketteki huzurun alnının çatına on üç ağacı saplarlar!
Yukarı çıkan merdivenle aşağı inmeye çalıştıkları gibi, iktidara hep yasak yollarla erişmeye çalışırlar!
Bu kin uğruna değil Gezi Parkı’nı, gerekirse İstanbul’u yakarlar!
Ne yaparlarsa yapsınlar, yine de çuvallarlar!
Yükseldik zannederken, gittikçe alçalırlar!
Onun taşeronluğuna bel bağlayan Beşar Esed, hatta ABD&İsrail, istedikleri kadar ellerini ovuştursunlar, er geç avuçlarını yalayacaklar…
Bana inanın…
İbrahim Karagül kardeşimin veciz ifadesiyle, “Taksim’den Tahrir çıkmaz”… Pis, savaş tamtamcıları…
Boşuna uğraşmayın!
¥
Gülünecek şey…
Avrupa ve ABD basını, Türk polisinin protestoculara müdahale etme biçimini eleştirmiş!
İngiltere basını, polis kurşunuyla can veren zavallı Jean Charles de Menezes’i ne çabuk unuttu?
ABD basınına hatırlatmak gerek, acıktıkça Ortadoğu’nun tepesine kâbus gibi çöken oradan buradan devşirme ordularının ne kadar can aldığını! Guantanamo’yu… Cezaevlerindeki koşulları...
Resmen, “Tencere dibin kara” olayı.
Konuşmayayım diyorum ama görüyorsunuz…
Kaşınıyorlar…
Kışkırtıyorlar…
Yine de diyorum ki “oğlum bak giiit”!
Daha da kaşınmayın, valla acımam, ölümüne çalışır, araştırır, yüzünüze vururum ülkelerinizde sivillere yapılan haksız uygulamaları.
¥
Derin eller, PKK’nın fişini çekti, İp’siz sapsız, kırıntı döküntü ne varsa ocağa koydu.
Ergenekonun sesi kalemler de işe koyuldu tabii…
Coştu da coştu…
Tam tam tam tam…
Ateş dansı…
Olan, iyi niyetli çevrecilere oldu.
Çevre bilinciyle araştırmadan, bilmeden, meydanlara koşanlar, Taksim’den Tahrir ateşlemeye çalışan çukur oluşumların oyuncağı oldu.
Yani…
Yazık oldu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi