Mehmet Talu

Mehmet Talu

Karun

Karun

İnsanlar Ve Mallar

Hazreti Musa Peygamberlikle görevlendirilmiş, İsrailoğullarını Firavun’un tahakkümünden kurtararak ve Kızıldeniz’i mucizevi bir şekilde geçerek Tih Çölü’ne getirmişti.

İsrailoğulları arasında Hazreti Musa’nın akrabaları da vardı. Bunlardan birisi de amcasının oğlu Karun idi.

Karun, Hazreti Musa’ya inandıktan sonra, kendisini ilim ve ibadete verdi. Ondan pek çok şeyler öğrendi. Hazreti Musa ve kardeşi Hazreti Harun’dan sonra, İsrailoğullarının en bilgilisiydi. Tevrat’ı ezbere bilir ve çok güzel okurdu. Tih Çölü’ne gelip yerleştikten sonra Şeytan’ın vesvesesine kapılıp ibadeti terk etti. Onun gibi birçok İsrailoğlu da kısa sürede bozulup dejenere olmuşlardı. Nimetleri inkar edenler, buzağıya tapanlar, Allah’ın emirlerine asi olanlar çıkıyordu.

Karun bütün dikkatini dünya malı toplamaya çevirdi. Gittikçe hırsı arttı ve çok mal toplamak gayretine düştü. Hazreti Musa’dan kimya ve metalürji ilmini öğrenmiş ve hayır duasına kavuşmuştu. Kavuştuğu bu nimetlerin kıymetini takdir edemedi. Bildiklerini dünya malı toplamak için kullandı. İnsanlara hizmet etmeyi hiç aklına getirmedi.Kısa sürede zengin oldu. Topladığı mallar devasa boyutlara ulaştı. Zenginliği ile dillere destan oldu. “Karun gibi zengin” sözü ile ifade edilen deyişlere emsal oldu. Geçen zaman içinde topladığı malları hazinelere doldurup kapılarını kilitliyordu. Bu hazinelerin anahtarlarını kırk katırın taşıdığı ifade edilmektedir.

Zenginliği onu şımarttı. Kendini gösterişe ve tantanaya kaptırdı. Gurur ve kibir abidesine döndü. İnsanları kendine hizmetçi gibi görüyordu.

Zenginliğinin sebebini ise kendi meziyetlerine bağlıyordu. Öğrendiği ilim ve hünerler dolayısıyla zengin olduğunu iddia ve ifade ediyor, kendisine Allah’ın mal mülk verdiğini inkar ediyordu. Hazreti Musa’yı kendine rakip gibi görmeye başladı ve ondan kurtulmak için bir fahişe ile anlaşarak bir komplo kurdu. Çok para vaadiyle kandırılan fahişe Hazreti Musa’ya kendisi ile zina isnadında bulunacak, itibarını sıfıra indirecekti.

Ancak kadın korkuya kapılıp gerçekleri itiraf edince Hazreti Musa’nın isteği üzerine Allah önce Karun ve iki yandaşını yerin dibine geçirerek helak etti. Sonra da tüm malını mülkünü ve servetini toprağa batırıp ortadan kaybetti.

Karun helak olunca, Hazreti Musa’nın nasihat edip, Allahü Teala’nın azabıyla korkuttuğu müminler, hamdü sena ettiler. Önceden Karun’un malını, saltanatını ve yaşayışını temenni edenler, pişman oldular. Şöyle diyorlardı:

- Vay, demek ki, Allahü Teala dilediği kimsenin rızkını genişletiyor veya daraltıyor. Eğer Allahü Teala bize lütfetmeseydi, bizi de yere batırmıştı. Vay, demek hakikat şu ki, kafirler asla kurtulamayacak…

Kimi zaman insanların, “onun elindeki imkanlar bende olsa, ben neler yapardım!” diyerek izledikleri kimselerin sahip oldukları, aslında o kişiyi yıkıma götürebilir. Kimi zaman bir insanı, diğerlerinden üstün hale getirdiği sanılan dünya nimetleri, aslında sadece bir göz boyamadan ibarettir. Ne sahibine, ne de başkalarına hiçbir faydası yoktur. Çünkü asıl değerli olan, insanları asıl mutlu edecek nimetler bunlar değildir. İmandır, salih ameldir, güzel ahlaktır.

Davasını sattı mücevhere altına,

Serveti sırtında, battı yerin altına…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi