Serdar Arseven

Serdar Arseven

Milyonda birini AK Parti yapsaydı?..

Milyonda birini AK Parti yapsaydı?..

Önceki gün vefat eden emekli büyükelçi ve eski CHP vekili İnal Batu ile yaptığımız görüşmelerden bazı pasajları bu sütundan yansıtmıştık.

İlginçtir, Eski CHP’li İnal Batu ile bizim CHP’ye ilişkin düşüncelerimiz neredeyse birebir örtüşürdü.
Mesela…
“CHP’nin vatandaştan arzu ettiği desteği alamamasına” dair sorularımıza cevap verirken şunları söylemişti:
“CHP varlık sebebi tartışmalı bir parti haline gelmiştir. CHP için en iyi yol kendisini feshetmektir. Türk solunun gerçek derdi, sosyal demokrat bir partisinin olmamasıdır. CHP halkın gerçek sorunlarının çok uzağındadır.”

Müteveffa İnal Batu’nun değerlendirmeleri içeriden; CHP’nin millet iradesini “postallara” çiğnetmenin bin türlü yolunu aramaktansa, millete giden yegâne yola, “sandığa” yönelmesini canı gönülden arzu eden bir Atatürkçü’den.

Ergenekon davası kararlarının açıklanmasının hemen ardından gördük ki, CHP millet iradesine yönelen bütün tehditlerin arkasında durmaya devam ediyor.
CHP’nin ağır toplarını birbiri ardına izliyoruz…
Yüzbinlerce belgenin kurmaca, düzmece olduğunu savunuyorlar açıkça.
Özel yetkili mahkemelerin kararlarını “yok hükmünde” saymak, hakim ve savcıların bir senaryonun uygulayıcıları olduklarını öne sürmek suretiyle açıkça suç işliyorlar.
Refah ve Fazilet partilerini kapatan AK Parti’yi de kapatmanın eşiğine getiren sistemin, terör örgütü olduğu mahkeme kararları ile tescillenmiş bir yapılanmanın “mahkumlarını” savunmak için hakim ve savcılara alenen hakaret eden zihniyete karşı ne yapacağını izleyip görmeli.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “CHP hakkında çoktan kapatma davası açılmalıydı.” diyor.
“Ergenekon’a, Balyoz’a, Gezi kalkışmasına verdiği sınırsız desteğin, CHP’yi kapatılmaya müstahak bir parti haline getirdiği”ni savunanlara karşı çıkanlar ne diyebilir ki?..

HAKARETLER, HAKARETLER, HAKARETLER!..

CHP ve uzantılarının sistem üzerindeki tahakkümleri son bulmuş değil.
 Bazı hakim ve savcıların defalarca şikayet ettikleri üzere, mahkemeler üzerinde yoğun baskı var.
Yargıyı itibarsızlaştırma çabası öylesine pervasız bir hal aldı ki; artık Ergenekon’un içerideki, dışarıdaki her unsuru, hakim ve savcıların harekete geçmesinden zerre endişe etmeksizin ağza alınmayacak hakaretlerde bulunmaktan çekinmiyorlar.
Herhangi bir hakim veya savcı cevap versin lütfen: 
“Ergenekon hakim ve savcılarının bir senaryonun parçası olduklarını, hukuka değil birilerinin çıkarlarına hizmet ettiklerini” öne sürmek suç mudur değil midir?..
Hakim ve savcıların herhangi bir gücün politik iradesi doğrultusunda hareket ettiklerini, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı hedefleyen bir “senaryo”da “rol” aldıklarını söylemek suç mudur, değil midir?..
O sütü bozuk 28 Şubat sürecindeki bazı kararlar için “şaibeli” ifadesini kullandık diye bize dünyayı dar eden Adalet, bugün bu tür “tevili imkansız” ifadelerin sahipleri hakkında neler yapacaktır?..
İzleyip görmeli.

Görüldüğü gibi bizim de “yargı”nın tasarruflarına ilişkin bazı tereddütlerimiz var.
Mesela, müeyyidesi ağırlaştırılmış müebbed hapis olan TCK 312. Madde (Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine emin olduğumuz Gezi Kalkışması’na ilişkin takibatı yeterli bulmuyoruz…
Bununla birlikte, bize göre ortadaki durumun hakkını tam olarak vermeyen hakim ve savcıların bir senaryonun parçası olduklarını filan da söylemiyoruz. 
Ama birileri alenen söylüyor, alenen suçluyor, tahkir ve tezyif suçu işliyor.

Ya bakınız, müteveffa İnal Batu’nun sözlerinden başlayıp taaa nerelere geldik.
Ne diyordu İnal Batu; “CHP halkın çok uzağındadır.”
Evet, halkın çok uzağında ama hâlâ çok güçlü.

CHP’nin yaptıklarının milyonda birini yapmış olsaydı; yapmadığı halde “kapanmaktan kıl payı kurtulan” AK Parti’nin başına neler neler gelmezdi…
Hakaret yasak, tahmin serbest.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi