Hasan Aksay

Hasan Aksay

Başbakan’ın Suriye ve Mısır çığlığı önemli

Başbakan’ın Suriye ve Mısır çığlığı önemli

Başbakan, güçlü ve sabırlı bir şekilde vicdanlara hitap ediyor. Ciddi bir cevap yok. Medya muhalefeti ise, sofizme ve saldırı ile kendi kalelerine gol atıyor.

Öyle bir zulüm ki, Müslüman kendi diyarında mazlum? Millet, % 52 çoğunlukla Cumhurbaşkanı, seçiyor. Azınlık dış destekle hapse atıp, Hıristiyanı yerine oturtuyor. 3 günde 3.000 Müslüman şehit ediyor.

Eski zalimler açıktı. Firavun ve Hitler’in görünen yüzü vardı. Utanmasa da şöhretine halel gelsin istemezdi. Şimdi zalimler, kiralık katillerle; Rusya, Çin, İran, Esat’la; Siyonist, Yahudi ve Hıristiyan dünyası, Sisi ile, Müslüman kıyımı yapıyor.

Siyonizmin gizli örgütleri, sermaye ve medyasına tutsak düşen Batı siyaseti, insanlığını kaybediyor. Medya ve her tür imkanıyla, darbeyi sokağa yaptırıp, İslam diyarlarında, Müslüman soykırımı yaptırıyor. Sonra da, “darbeye darbe” diyemez, önünü göremez duruma düşüyorlar.

Dünya insani yörüngeden çıkıyor. Oysa, mülkün esası adalettir. Bu, vicdan pazarcısı çapulcuların, millet içinde yapıcı bir gücü yoktur. Ama, kendi işiyle meşgul mazlumların, Afrika’nın, İslam dünyasının sesi kısık. Teşkilatsız, medyasız, yorumsuz, ses duyulmaz. Utanmazlık ayrıca dikkat çekicidir. Şu utanmazlığa bakınız: Uluslararası Af Örgütü, Suriye’de, 100.000 Müslümanı; Mısır’da, 3 günde 3.000 Nüslümanı şehit eden darbecilere kör, sağır, dilsiz. Ama Gezicileri, internet sitesinden, eylül-ekimde yine teröre çağırıyor. Adından da utanmıyor.

Darbenin büyüğü ve önceliklisi Gezi idi. Kaybetmeyi, darbe takımının hiçbir kademesi hazmedemedi.

Suriye ve Mısır’da tuz koktu? Rusya, Çin, İran, Esat’ı; Siyonizm, tutsağı olan Batı’yı; onlar da, Sisi’yi; kaçakçının, mayınlı araziye, önden eşek sürmesi gibi sürdüler. Siyonist, başarılarından memnun. Ama bu cahiliye gidişi, neticede ters döner.

Bu karmaşada, medyadan mahrum mazlumların, bir değil, on Başbakanı birden bağırsa, yine zalimlere duyuramazdı. Allah’a hamd edelim. Erdoğan’a karşı, sağırlık sökmüyor. Bir Rabia işareti yapıyor. Parmaklar, zalimlerin yüreğine saplanır gibi bütün dünyada. “Erdoğan, yalnız kaldı” lafı, istemezin tesellisi. Erdoğan’ın gözyaşları, insanlığın vicdanına damladı. Bu, Allah’ın lütfudur.

Hak üzere olan Müslümanlar, kardeşlikte, vahdette, gayrette, sabırda kusur etmezse, Allah’ın yardımı Haktır. Şartlar ağır olsa da Çanakkale aşılmaz. Ama, Müslüman, şehit kanları, gözyaşlarıyla hak arama zorunda kalmamakla sorumludur. Müslüman, İslam’ı bilecek, bildirecek, duyuracak. Kur’an ahlakını, fert ve toplum olarak yaşayıp, en güzel ahlakı hayat olarak gösterecek. Görevimiz bu? Halimiz ne?

Hakkı ve haklıyı savunan, yalanı fitneyi önleyen, en güzel ahlak temsil eden, evrensel güçte bir medya, bütün insanlığın baş ihtiyacıdır. Bu bir zengin işi, devlet otoritesi veya ticari gayeyle olmaz. İşçisinden, çiftçisine; ilan veren tüccardan, gazete ilanlarına sorumlulukla bakan, tavır koyan, destek veren Müslümanlarla olur. Neye göre tavır koyacak? Kötülüğü engelleyip, iyiliği ve İslam ahlakını hakim kılmak için.

Japonya’da bir tek gazete, bizim toplam tirajın 3 katı. Bir de, İslam ülkesinde çoğu gazete, İslam düşmanlığı yapar? Dünyada kimse, ana kitleye düşmanlık yapmaz.
İnternet, twiter gibi imkanlar önemlidir. Fakat, haberin güvenilirliği, haberden de önemlidir. Medyada şahıs ve kurum kimliği açıktır. Sanal alem kaygan, güvensiz. Darbeciler, kaç tane internet sitesi kurmuş. Mahkemede anlaşıldı. İbrettir.

Özellikle İslam’a yönelik, insanlık dışı, bu, “darbeli savaş” süresince, gazete alırken, ilan verirken gazete ve yazarın hüviyetine dikkat, vatan ve millet borcudur. İyi günde, “Tebaa-i Sadık”; kötü günde düşman olana, ayrı dikkat gerekir.

Soru: Gezi terörüne destek için, Türkiye’ye dünyadan ne kadar gazeteci geldi? Mısır’da 3 günde, 3000 şehit vahşetine, 67 İslam devletinden kaç gazeteci geldi? Kaçı hakkı söyledi, ne kadarı yalan ve iftiralarla döndü? Biz yoksak, çare nasıl olur?
Gazete ve dergi şart. Tv. Satıhta bırakır. Habere, detay gerek. Önemli detaylar, tekrar-tekrar okunup düşünülebilmeli ki çözüm çıksın?

Gazete sade haber değildir. Ahlaklı, bilgili, güvenilir, milletlerin siyasi kadroları gibi ihmal edemeyeceği önemli bir milli kadrodur. Yorumdur.

İnsan, şuurla bir gazetenin okuyucusu olmak veya olmamakla, ahlaka, edebe, insanlığa hizmet edebilir.

Her Müslüman evine, bir gazete girmeli ve okunmalıdır. Gazete, olayları tartıştığın en yakın fikir arkadaşındır. İnsan gazetesinden belli olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi