M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Duygusallığımız

Duygusallığımız

Türkiye’de dini hayatın ne düzeyde olduğu az çok biliniyor.
 
Bilmeyenlerimiz için tespit, hiç de zor değil. Sokaklarda veya alış veriş merkezlerinde yapacağınız küçük bir anket çalışması, din konusunda size bir ipucu verecektir.
 
Müşahede ve izlenimlerimizin yanında,  geçmişte ve şimdilerde yapılan anket çalışmaları şunu göstermiştir:
 
Her alanda olduğu gibi, dini konularda da duygusallığımız ön plana çıkıyor. Toplum olarak en hassas olduğumuz alan din! Bir başka ifadeyle, din bizim en hassas yumuşak karnımız.
***
Kendimiz yaşamasak da, dini hayatı yaşayan mütedeyyin insanları millet olarak severiz.
 
İçkiye müptela olan çoğu insanımız, içki içmeyenlere imrenerek bakar, ama yine de içmeye devam etmekten kendini  alamaz!.
 
Kendisi belki 5 vakit namaz kılmaz, ama namaz kılanları gerçekten sever.
 
Ne işe yaradığını bilmese de, dini sembollere karşı çok hassas davranır.
 
Manasını bilmese de, Kur’an-ı Kerim’e karşı hürmeti sonsuzdur. Güzel hatla yazılmış tezhipli ayetleri çerçeveleyip duvarına özenle asmayı ibadet telakki eder.
 
***
Evlendireceği kızı dindar değildir belki, ama damat ararken dinini bilen ahlaklı biri olsun ister!
 
Oğlu, hayatın her zevkini tatmış, dine aykırı binbir iş yapmış olsa da, alacağı gelin adayının dindar, iffetli, namuslu olmasını ister!…
 
Kendisi, haram-helal dikkat etmese de, dükkanda kasasını, iş yerinde hesabını tutan kişinin dürüst ve helal süt emmiş olmasını ister!...
 
Velhasıl, yaşantısı kötü, çirkin ve yanlış da olsa, o daima iyiyi, güzeli ve doğruyu arzular, ister ve bekler…
 
Tabii ki istisnalar vardır, lakin genel manzara budur.
 
***
Bu saydıklarımızın sebebi; insanımızda bilgi ve imanın değil, duygusallığın güçlü olmasındandır.
 
Son dönemde yapılan anket çalışması da bunu göstermiştir.
 
Türkiye’de, hemen her Müslümanın evinde (%94) Kur’an-ı Kerim vardır. Ama Kur’an’ı okuyup anlayanların oranı sadece %5 civarındadır ki, 
Müslüman bir ülke için bu, çok ciddi bir problemdir…
 
Artık duygusallıktan kurtulup, aklımız ve vicdanımızın sesini duyarak dini hayatın sadece başkalarına ait değil, bize de ait olduğunu ne zaman anlayıp hayata geçirmemiz gerekecek?...
 
facebook/com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi