M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

İnsan “Allah’ın Halifesi” olabilir mi?

İnsan “Allah’ın Halifesi” olabilir mi?

Önce, insanın “halife” olarak yaratılmasıyla ilgili meşhur ayet-i kerimeyi hatırlayalım:

“Hatırla ki, Rabbin meleklere: ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ dedi. Onlar: ‘Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın?’ dediler. Allah da onlara: ‘Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim’ dedi.”(Bakara/30).

Bazıları, bu ayetten yola çıkarak insana “Allah’ın halifesi” nitelemesi yapıyorlar! Gerçekten insan; Allah’ın halifesi olabilir mi?

Ayet metninde geçen “ce’ale” kelimesini; “yaratacağım, yapacağım, yerleştireceğim, atayacağım, var edeceğim, kılacağım…” gibi kelimelerle tercüme edenleri konumuz dışında tutarak, bu yazıda sadece “halife” kelimesini ele alacağız. Evet, İnsan “Allah’ın halifesi” midir, böyle bir şey mümkün olabilir mi?

***

Hemen belirtelim ki, bu mümkün değildir! Böyle bir anlayış, ayetin zahirinden çıkarılamayacağı gibi, Kur’an’ın diğer ayetlerine de ters düşer. İnsan, ne Allah’ın halifesidir, ne de Allah’ın vekilidir!… Peygamberler de buna dahildir.

Allah Teâlâ, Peygamberine hitaben şöyle buyurur: “Sen, sadece bir uyarıcısın. Her şeye vekil olan Allah’tır.”(Hûd/12; En’am/107).

Allah’ın vekili olmadığına göre, Allah’ın halifesi hiç olmaz.

Allah cc. yeryüzünde bir “halife” yaratacağını söylemektedir. Dikkat edilirse, “halife” kelimesi nispetsiz kullanmış, hiçbir şeye izafe edilmemiştir, yani kelime yalın ve tektir.

Peki, “halife” nedir? Arapça bir kelime olan halife; “bir kimsenin yerine geçen” demektir. “Ardında başkasını bırakan” anlamında da kullanılmıştır.(Geniş açıklama için bkz: Arapça lügatler ve Fethu’l-Kadir1/99).

Aynı kökten gelen “halfün” kelimesi ise, “arkadan gelen, ardı ardına gelen nesiller” demektir.(el-Kamûsu’l-Muhit, ilgili madde). Ayrıca, Ragıb el-Isfahani, el-Müfredat isimli eserinde; Halife’nin, “kendisindeki bir eksiklikten dolayı geride kalan, çirkin ve kötü kişi” anlamına geldiğini söyler.(s.155).

Bu tariflerden anlaşıldığına göre, “halfün” kelimesiyle arkadan gelen kötü nesiller kast edilirken, “halife” kelimesiyle olumluluk, üstünlük ve yöneticilik gibi değerli bir makamı devralma kastedilmektedir. Zaten bu sebepledir ki, devlet başkanlarına “halife” denmiştir.

Nitekim, En’am,165 ve Fâtır,39’da: “Sizi yeryüzünde halifeler yapacağım” şeklinde çoğul olarak geçen bu kelime; “siyasi gücü ellerinde tutan yöneticiler” anlamında kullanılmıştır.  Hatta çoğu müfessirler, bu ayetlere bakarak devlet başkanlarının özelliklerini, görev ve yetkilerini eserlerinde işlemişlerdir.

***

Bilindiği gibi insan, meleklerden ve cinlerden sonra yaratılmıştır. Bundan dolayı müfessirlerin bir çoğu, insanın cinlerin halifesi olduğunu, yani cinlerin yerine dünya hakimiyeti için insanın yaratıldığını söylemişlerdir. Abdullah b.Abbas’tan nakledilen bir rivayet de bu görüşü destekler. Rivayet şudur:

“İnsanoğlundan önce yeryüzünde cinler bulunuyordu. Fesat çıkardılar ve kan döktüler. Bunun üzerine Allah, üzerlerine meleklerden bir topluluk gönderdi. Melekler onlarla savaşarak onları öldürdüler. Cinlerden geri kalan az bir topluluğu da adalara ve dağ başlarına sürdüler. Yüce Allah, Adem ve zürriyetini halife (cinlerin yerine yeryüzünün hakimleri) kıldı.”(İbn Kesir,1/101; Taberi,1/199).

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, İnsan yeryüzünün halifesidir. Kendinden önce yaratılmış olan cinlerin yerine geçmiş halife de olabilir. Ama, Allah’ın halifesi asla olamaz. Böyle bir şey olsaydı, bu Allah’a ve Meleklere bühtan olurdu. Çünkü ayette Melekler;  Allah’ın yerine geçecek birinin ifsat edici ve kan dökücü olacağını söylemektedirler, Hâşâ, Allah ve Melekleri böyle bir şeyden münezzehtir.

Hulûliyle müşerref olduğumuz 1435. Hicri yılbaşımız mübarek olsun.

twitter.com/parlakturk

facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi